Popis: |
I. Petro’dan miras kalan büyük güç olma ideali, Rus dış politikasının esasını oluşturmaktadır. Ülkede rejimler değişse de Rus yönetimlerinin büyük güç olma ideali hiç değişmemektedir. Putin’in işbaşına gelmesiyle Rusya, ülke içinde ve yakın çevresinde gücünü pekiştirdikten sonra büyük güç olma idealine geri dönmüştür. Bu dönüşte, konjonktürel gelişmelerin yanında NATO’nun doğuya genişlemesinin etkisi büyüktür. Rusya’nın tepki olarak Gürcistan ve Ukrayna’ya müdahalelerinin etkileri devam etmektedir. Özellikle Mart 2014’te Kırım’ı ilhakının ardından Batı’nın siyasi ve ekonomik yaptırımlarından kurtulmak amacıyla başlattığı girişimleri, Rusya’nın Afrika’ya yönelişiyle sonuçlanmıştır. Son olarak 24 Şubat 2022’de Ukrayna’yı müdahale kararının bu yönelişi hızlandırdığı söylenebilir. Bu dönemde Afrika’daki jeopolitik ortamın dengeleyici bir güce ihtiyaç duyması, Rusya’ya avantaj sağlamıştır. Batı’dan (ABD ve AB) sonra Çin için de bölgede sömürgeci algısının güçlenmeye başlamasıyla, Rusya’nın bu avantajdan yararlanması, gücüne, bölgede takip edeceği stratejiye ve dış politika vasıtalarının etkinliğine bağlıdır. Rusya’nın bölge ülkelerinin siyasi, ekonomik ve güvenlik sorunlarının çözümüne yardımcı olması, kıtadaki ilişkilerinin gelişmesinde belirleyici olacaktır. Bu yöndeki beklentileri bilerek hareket etmesi, diğer büyük güçlerle rekabetinde kazanan tarafta olmasını sağlayacaktır. Rekabette istediği sonuçları elde etmesi ise, büyük güç hayalinin gerçekleşmesiyle sonuçlanabilecektir. Bu genel esaslar çerçevesinde çalışmanın amacı, Rusya’nın bu konudaki niyetiyle kapasitesi arasındaki uyumun ortaya konulması ve bölgede yaratacağı etkinin belirlenmesidir. |