Arşiv Belgeleri Işığında Balıkesirli Şeyh Lütfullah Câmii ve Zâviyesi

Autor: Mehmet Akkuş, Abdülmecit İslamoğlu
Jazyk: English<br />Turkish
Rok vydání: 2018
Předmět:
Zdroj: Cumhuriyet İlahiyat Dergisi, Vol 22, Iss 2, Pp 885-908 (2018)
Druh dokumentu: article
ISSN: 2528-9861
2528-987X
DOI: 10.18505/cuid.449314
Popis: Hacı Bayrâm-ı Velî’nin, Somuncu Baba’dan devraldığı irşâd faaliyeti sadece Ankara ve civarıyla sınırlı kalmamış, yetiştirdiği halifelerinin Osmanlı coğrafyasının birçok beldesinde tesis ettikleri Bayrâmî tekke ve zâviyeleriyle genişleyerek devam etmiştir. Bu halifelerden biri olan Şeyh Lütfullah’ın Balıkesir ve civarında kurulmasına vesile olduğu vakıf ve buna bağlı olarak inşâ ettirdiği câmi, mekteb ve zâviye gibi eserler bu genişlemenin sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Şeyh Lütfullah’ın hayatı ve hizmetleri hakkında bugüne kadar yapılmış detaylı bir çalışma bulunmamaktadır. Bu makalede, özellikle Başbakanlık ve Vakıflar Genel Müdürlüğü arşivlerinde yapılan araştırmalar sonucu tespit edilen belgelere dayanarak Şeyh Lütfullah’ın kurmuş olduğu bu vakıf; “mütevellîsi, gelir kaynakları, görevlileri, geçirdiği tamiratlar ve zâviyenin teftişi” alt başlıkları altında incelenmiştir. Belgeler; XV. yüzyılda Balıkesir ve çevresinin dinî ve kültürel yapısının şekillenmesine katkıda bulunan Şeyh Lütfullah’ın hizmetlerinin sadece câmi çatısı altında, mânevî bir alanla sınırlı kalmadığını; bölgenin iktisadi, sosyal ve eğitim hayatında da etkili olduğunu ortaya koymaktadır. Bu itibarla Şeyh Lütfullah ve Zâviyesi, Anadolu irfanının hayatın içinde yer alan, aktif ve dinamik veçhesini temsil eden önemli bir örneklik oluşturmuştur.Özet: Hacı Bayrâm-ı Velî’nin, Somuncu Baba’dan devraldığı irşâd faaliyeti sadece Ankara ve civarıyla sınırlı kalmamış, yetiştirdiği halifelerinin Osmanlı coğrafyasının birçok beldesinde tesis ettikleri Bayrâmî tekke ve zâviyeleriyle genişleyerek devam etmiştir. Anadolu’nun ortasında âdetâ bir çekim merkezi hâline gelen Hacı Bayrâm-ı Velî; Akşemseddîn (ö. 863/1459), Yazıcıoğlu Muhammed Bîcân (ö. 855/1451) ve Eşrefoğlu Rûmî (ö. 874/1469-70 ?) gibi şahsiyetleri yetiştirmesi ile irfânî geleneğimizin teşekkülünde önemli sûfilerin başında gelir. Mânevî yolculuğunu Hacı Bayrâm-ı Velî’nin yanında tamamlayarak, halifelik görevi alan zâtlardan biri de Balıkesirli Şeyh Lütfullah’tır. Lütfullah Efendi, İsfendiyaroğulları soyundan gelmektedir. Üst düzey bir görevde iken bu vazifesini terk ederek tarîkata intisâb etmiş ve Balıkesir’e yerleşmiştir. Hakkında çok az bilgi bulunan Lütfullah Efendi, ileri gelen bazı zevâtın isteği üzerine Ankara’ya hamam inşâ ettirmek üzere gitmiş; XV. yüzyılın önemli mutasavvıfı Hacı Bayrâm-ı Velî ile burada tanışmıştır. Gerçekleştirdikleri sohbetler neticesinde aralarında büyük bir muhabbet doğan bu iki kişinin birliktelikleri, Şeyh Lütfullah’ın Hacı Bayrâm-ı Velî’yi Balıkesir’e davet etmesiyle bir süre daha burada devam etmiştir. Lütfullah Efendi şeyhi için Balıkesir’de güzel bir ev yaptırmış, Hacı Bayrâm bir süre Balıkesir’de ikamet etmiştir. Hacı Bayrâm Ankara’ya dönerken Şeyh Lütfullah’ı Balıkesir ve dolaylarında Tarîkat-ı Bayrâmiyye’yi yaymak üzere hilâfetle görevlendirmiştir. Vefat tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber, II. Mehmed’in (hs.1451-1481) saltanatının başlarında öldüğü kaydedilen Şeyh Lütfullah’ın kabri, Balıkesir’de kendi adıyla anılan câminin haziresinde bulunmaktadır. Şeyh Lütfullah’ın Bahâeddin (ö. 895/1489-90) isminde bir oğlu ve Şeyh Muhyiddin Mehmed (ö. 952/1545-46) adında bir torunu olduğu bilinmektedir. Şeyh Lütfullah, kendi kazancıyla inşâ ettirdiği câmi ve zâviyesi ile, yaşadığı dönemden başlayarak yüzyıllar boyunca devam eden önemli ve kalıcı hizmetlere imza atmıştır. Bununla birlikte Şeyh Lütfullah’ın kurduğu vakıf ve hizmet alanları ile ilgili olarak tespit edebildiğimiz kadarıyla herhangi bir çalışma yapılmamıştır. Bu makalede; Anadolu’nun mânevî yapısının şekillenmesinde büyük katkıları olan Hacı Bayrâm-ı Velî’nin halîfelerinden Şeyh Lütfullah’ın, bir kısmı günümüze ulaşan somut mirasının arşiv belgeleri ışığında incelenmesi amaçlanmıştır. Bu çerçevede Şeyh Lütfullah Efendi’nin bânîsi olduğu câmi/vakıf; “mütevellîsi, gelir kaynakları/sahip olduğu gayr-ı menkûller, görevlileri, geçirdiği tamiratlar-câmiye yapılan harcamalar ve zâviyenin teftişi” alt başlıkları altında ele alınmıştır. Arşiv belgelerinden, câmi ve zâviyenin hizmetlerinin devam edebilmesi için Şeyh Lütfullah’ın kurmuş olduğu vakıf üzerindeki tasarruf yetkisinin, vefatından sonra oğlu Mevlânâ Bahâeddîn’e geçtiği anlaşılmaktadır. Bahâeddin b. Şeyh Lütfullah’ın vakıf gelirlerinin ihtiyaç sahiplerine dağıtılmasına ihtimâm gösterdiği; ayrıca Balıkesir’de bir sûfî-hâne binâ eylediği bilinmektedir. Bahâeddin’den sonra vakıfta tasarruf yetkisi; oğlu (Şeyh Lütfullah’ın torunu) Muhyiddin Mehmed Efendi’ye geçmiştir. Sonrasında ise bu vazife, aynı soydan gelen zevât tarafından, geçen yüzyılın başlarına kadar devam ettirilmiştir. Vakıf, sahip olduğu gayr-ı menkûllerden elde ettiği gelirlerle hizmetlerini sürdürmüştür. Şeyh Lütfullah Vakfı’nın gelir-gider hesaplarının dönem dönem denetlendiği ve zâviyenin hizmet etmeye devam edip etmediğinin kontrol edildiği de belgeler ışığında tespit ettiğimiz hususlardandır.Balıkesir’in önemli tarihî eserlerinden biri olan Şeyh Lütfullah Câmii, yaklaşık beş yüzyıl boyunca Müslümanlara hizmet etmiş; bu süre zarfında büyük-küçük pek çok tamirat geçirmiştir. Bu câmide gerçekleşen tamirat, genişletme ve yenileme işlemlerini 6 Ramazan 1315/29 Ocak 1898’de gerçekleşen Balıkesir depreminden önce ve sonra olmak üzere iki dönemde değerlendirmek uygun olacaktır. Zîrâ Balıkesir merkezindeki ev ve diğer binaların yüzde ellisinin bütünüyle yıkıldığı, can ve mal kayıplarının yaşandığı bu depremde Şeyh Lütfullah Câmii de tamamen yıkılmıştır. Aslında câminin deprem öncesinde de iyi durumda olduğu söylenemez. Nitekim söz konusu depremden bir hafta önce yazılan bir belgeden anlaşıldığı üzere, câminin hem çok eskiği hem de artan cemaate cevap veremediği için genişletilerek yeniden yapılması düşünülmüşse de deprem sonrasında câmi tamamen yıkılmış ve II. Abdülhamid’in emriyle genişletilerek yeniden yapılmıştır. Karesi Mutasarrıfı Ömer Âlî Bey, Şeyh Lütfullah Câmii de dâhil olmak üzere, 1898 Balıkesir depremi sonrası yaptığı imar ve inşâ faaliyetleri ile önemli bir isim olarak belgelerde yerini almıştır. Şeyh Lütfullah Vakfı bünyesinde, büyük bölümü câmi görevlisi olmak üzere farklı konumlarda çeşitli vazifelerin icrâ edildiği görülmektedir. Bu anlamda; “imâmet, hitâbet, müezzin-kayyım, vâiz ve nâsih, muallim-i sıbyân, ferrâş, tabbâh ile nezâret” görevleri vakıf bünyesindeki görev alanları olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durum Şeyh Lütfullah Vakfı’nın; din hizmetlerinin yanında eğitim alanında da hizmet verdiğini; ayrıca ihtiyaç sahiplerinin yemek yiyebildiği, sosyal yardımlaşma ve dayanışmanın gerçekleştiği bir merkez olma özelliği taşıdığını da göstermektedir. Makalemizde Şeyh Lütfullah Vakfı çatısı altında hizmet ifa eden bazı görevliler hakkında isim, tarih ve aldığı ücreti belirtmek sûretiyle detaylı bilgiler sunulmuştur. Şeyh Lütfullah’ın kurmuş olduğu vakfa ve yürütmüş olduğu hizmetlere bakıldığında, onun da tıpkı mürşidi Hacı Bayrâm-ı Velî gibi misyon sahibi büyük bir zât olduğu görülmektedir. İnşâ ettirdiği câmide gönül ehli ile ârifâne söyleşen ve halleşen Lütfullah Efendi, Mihaliç’teki (Karacabey) zâviyesinde tarîkat merasimlerini icrâ etmemiş; zâviyeyi muhtaç durumda olanların ihtiyaçlarını karşıladıkları, karınlarını doyurdukları bir müessese hâline getirmiştir. Bu anlamda Şeyh Lütfullah Efendi Zâviyesi, Anadolu irfânının hayatın içinde yer alan, aktif ve dinamik veçhesini lâyıkıyla temsil eden önemli bir örneklik oluşturmuştur.
Databáze: Directory of Open Access Journals