Bir Üniversite Hastanesinde Dışkı Örneklerinde Çalışılan Multipleks Pcr Bakteri Paneli Değerlendirilmesi

Autor: Başak Tek, Seyit Ali Buyuktuna, Mürşit Hasbek, Kübra Fırtına Topcu
Jazyk: English<br />Turkish
Rok vydání: 2023
Předmět:
Zdroj: Hitit Medical Journal, Vol 5, Iss 1, Pp 7-11 (2023)
Druh dokumentu: article
ISSN: 2687-4717
DOI: 10.52827/hititmedj.1148852
Popis: Amaç:Enfeksiyöz gastroenterit salgınlarla seyredebilen küresel bulaşıcı hastalıktır. Akut gastroenteritlerin nedenleri arasında çok çeşitli bakteri, virüs ve parazitler bulunur. Çalışmamızda bölgemizdeki gastroenterit vakalarına neden olan bakteriyel etkenlerin dağılımının yanı sıra yaş ve mevsim gibi epidemiyolojik özelliklerini belirlemek, konvansiyonel metotlarla tespit edilmesi zor olan Campylobacter türlerinin multipleks gerçek zamanlı polimeraz zincir reaksiyonu yöntemiyle gerçek sıklığına ışık tutmak amaçlandı. Gereç ve Yöntem:Ocak 2016 ve Ağustos 2019 tarihleri arasında hastanemizin çeşitli kliniklerinden bakteriyel etkenlerin saptanması amacıyla mikrobiyoloji laboratuvarına gönderilen 7659 dışkı örneğinin bakteri paneli sonuçları geriye dönük olarak incelendi. Bulgular:Değerlendirilen olguların %21,7’si pozitif, %78,3’ü negatif saptandı. Pozitif örneklerin %92’sinde dört etkenden herhangi biri pozitif iken %7,9’unda 2 etken, %0,1’inde ise 3 etken birlikte pozitif saptandı. Tüm yaşlarda en çok tekli pozitif bulunan etken toplamda Campylobacter (%35,8) idi. Diğerleri sırayla Shiga toksin (%23,6 ), Shigella/ Enteroinvaziv E. coli (%22,3) ve Salmonella (%18,3) idi. Çocuklarda en sık Campylobacter (%43,6), erişkinlerde ise Shigella (%30,6 ) pozitif idi. Pozitiflik en sık yaz aylarında (%37,6) iken en az (%17,8) kış aylarında saptandı. Yaz aylarındaki en sık pozitif olan etken Campylobacter (%38,7), kış aylarında ise Shigella/ Enteroinvaziv E. coli (%39,7) olarak bulundu. Sonuç:Konvansiyonel yöntemlerle yapılan dışkı kültürlerinde özellikle Campylobacter türlerinin tanımlanmasında zorluklar yaşanmaktadır. Çalışmamız Campylobacter türlerinin neden olduğu gastroenteritlerin gerçek sıklığını belirlemek ve diğer etkenlerin bölgemizdeki dağılımının epidemiyolojik faktörlerden nasıl etkilendiğini göstermek açısından literatüre katkı sağlayacaktır. Diğer taraftan moleküler temelli yöntemler tanı açısından her ne kadar altın standart olarak kabul edilmese de, erken tanıya katkıda bulunarak ampirik tedaviye yön verebilir.
Databáze: Directory of Open Access Journals