İslam Ceza Hukuku ile Çağdaş Ceza Hukukundaki Kusur İlkesinin Mukayesesi
Autor: | Abdulmuid Aykul |
---|---|
Jazyk: | Arabic<br />English<br />Turkish |
Rok vydání: | 2022 |
Předmět: | |
Zdroj: | Trabzon İlahiyat Dergisi, Vol 9, Iss 2, Pp 303-324 (2022) |
Druh dokumentu: | article |
ISSN: | 2651-4559 2651-4567 21062986 |
DOI: | 10.33718/tid.1186094 |
Popis: | Çağdaş ceza hukukunun önemli ilkelerinden biri olarak kabul edilen kusur ilkesi, “kusursuz ceza olmaz. (Latincesi: Nulla poena sine culpa)” anlayışına dayanmaktadır. Kısaca, suçun en önemli iki unsuru olan fiil ile fâili arasındaki mânevî ilişki olarak tanımlayabileceğimiz kusurluluk ceza sorumluluğunun da temeli olarak kabul edilir. Zira bir fiilin suç olma vasfı o fiili işleyen fâilin kusurlu bir hareketi sonucunda meydana gelmektedir. Fâilin hiçbir kusuru olmaksızın meydana gelen fiiller -istisnai haller bulunmakla birlikte- suç olma vasfını kazanmaz. Bu açıdan bakıldığında kusurluluk suçun sübjektif unsurunu teşkil etmektedir. “Kusursuz suç olmaz” prensibinin, batı ceza hukuklarında yerini alması İslam ceza hukukuna göre oldukça geç bir zamanda meydana gelmiştir. Kur’ân-ı Kerim’in nüzûlü ile birlikte özellikle kısas suç ve cezalarında kast-taksir ayrımı yapılmış, kusurluluğun derecelenmesine göre cezalarda da farklılaşma öngörülmüştür. Kusursuz suçun olmayacağı öngörülmesine rağmen işlenen fiil sonucunda meydana gelen zararların telafi edilebilmesi için tazmin yükümlülüğü kabul edilmiştir. Bu itibarla İslam ceza hukukunda kusursuz sorumluluk hükümleri sebep sorumluluğu çerçevesinde tazmin karakterlidir. |
Databáze: | Directory of Open Access Journals |
Externí odkaz: |