Popis: |
Muhkem ve müteşâbih; tarihsel süreçte dinsel bilimlerin her alanıyla ilişkili bir konu olarak gelişmiştir. Bu konunun dinsel bilimlerin her alanında tartışılmış olması, gerçekte Kur’an’ın ayetlerinin muhkem ve müteşâbih olduğu nitelenmesinden kaynaklanmaktadır. Bu konunun kelâm ilminin alanında kabul edilmesi, muhkem ve müteşâbih kavramlarının yasayı nitelemesindendir. Muhkem ve müteşâbihin anlamları hakkında yapılan yorumlar ve ortaya atılan anlayışlar, genelde salt bu kavramların anlamlarıyla sınırlı kalmış veya zikredildiği ayetlerin indiriliş nedeniyle ilgili rivayetlerin etkisinde geliştiğinden, bağlamdan uzaklaşmıştır. Bununla birlikte muhkem ve müteşâbihin Kur’an ayetlerinin anlamsal niteliği olarak kabul edilmesi, Kur’an’ın anlaşılabilir bir metin olduğu konusunda kuşkular oluşturmuştur. Müteşâbih ayetlerin çeşitli anlamlara ihtimali olan ayetler olarak anlaşılması nedeniyle de, her ekolün kendi görüşlerini Kur’an ayetleriyle ilişkilendirmesini olası kılmıştır. Kur’an ayetlerinin güncel yorumlarının tarihsel bakış açılarından arındırılarak oluşmaması, tarihsel bilginin gücü nedeniyledir. Kur’an’da önceki elçilere iman emredildiği gibi, önceki yasalara iman da emredilmektedir. Muhkem; önceki yasalarda olmayan ve Kur’an’da var olan özgün yasalar ve müteşâbih ise Kur’an ayetlerinin önceki yasalara benzeşimli olan ayetleridir. Muhkem ve müteşâbih edebiyatında bu yaklaşım, yer almamıştır. Bu çalışmada; çözümleme, karşılaştırma ve eleştiri yöntem olarak kullanılmıştır. Kur’an ayetlerinin anlamları dilsel açıdan çözümlendiği gibi, bu bağlamda kullanılan kavramlar arasında ilişki kurulmaya gayret gösterilmiştir. Konuyla ilişkili ayetlerin yorumunda farklı ekollerin anlayışlarına atıf yapılmıştır. Eleştiri ise bağlam bütünlüğü ve Kur’an bütünlüğü gözetilerek konuyla ilgili önceki yorumlara yöneltilmiştir. Kur’an’ın muhkem ayetlerini inşa ederken nesh, insâ ve tebdîl yöntemini izlediği belirtilmiştir. Nesh olgusu, Kur’an’ın kendi ayetlerinin hükmünü kaldırması olarak değil; önceki yasaların hükümlerini kaldırması olarak anlaşılmıştır. İnsâ; önceki yasalarda var olan ayetlerin hükümlerinin kaldırılmaması ve tekrar yeni yasada indirilmesi olarak değerlendirilmiştir. Kur’an’da genel olarak zikredilen ilk muhatapların elçiyi “uydurmakla” nitelemelerinin de, kendi bilgilerinde var olan yasaların Kur’an’ın özgün yasalarıyla değiştirilmiş olması nedeniyle olduğu belirtilmiştir. Muhkem ve müteşâbih konusunun özgün ve benzeşimli ayetler olarak anlaşılması, Kur’an ayetlerinin anlaşılır olduğu yargısını güçlendirecektir. Muhkem ayetlerin Kur’an olarak adlandırılan yasanın temelini oluşturduğu ve müteşâbih ayetlerin ise önceki yasalarda bulunan ayetlere anlam yönünden benzeşen ayetler olduğu sonucuna varılmıştır. Bununla bağıntılı olarak kalplerinde eğrilik olanların müteşâbih ayetlerin izini sürmeleri; onların söz konusu ayetlerin önceki yasalarda varlığının olup olmadığına dair araştırmaları, Allah’ın müteşâbih ayetlerin te’vilini bilmesi; ayetlerin ilk olarak hangi yasada indirildiğinin onun tarafından bilinmesi, ilimde derinleşmiş olanların müteşâbih ayetler konusundaki tutumlarının; vahiy konusunda derinlemesine bilgisi olanların bütün benzeşimli ayetlerin Allah tarafından indirildiğini itiraf etmeleri olarak yorumlanmıştır. |