Popis: |
Posth-truth kavramı gerçekliğin tam olarak anlaşılamadığı, örtülü bir gerçeklik dönemini işaret etmektedir. Hiper gerçeklik kavramıyla Baudrillard’ın işaret ettiği dünya post-truth şeklinde ifadesini bulan dünya ile aynı özellikleri taşımaktadır. Ancak özellikle teknolojinin gelişmesi gerçekliğin çarpıtılmasını daha çok kolaylaştırmıştır. Gelişen medya araçları ve yeni iletişim teknolojileri gerçekliği bambaşka bir boyuta taşımıştır. Baudrillard’ın işaret ettiği karmaşık bir dünyada yaşamak zorunda olan insanlar teknolojinin dezavantajlarını da deneyimlemektedir. Teknolojinin dezavantajlarına işaret eden Black Mirror dizisinin incelenmesi bu bağlamda önemlidir. Bu çalışmada söz konusu dizinin 5 bölümü nitel içerik analizi tekniği ile analiz edilmiştir. Bu analizin sonrasında şu sonuçlara ulaşılmıştır: Tüm bölümlerde ortak olan şey dünyanın, insanın ve teknolojinin değişimi sonucunda insanların daha da yalnızlaşması, mutsuzlaşması, metalara sahip olmanın insanı mutlu etme yetmemesi, teknolojinin kontrolünü daha da arttırması, insana ait gerçeklik duygusunun yitimi temasıdır. İnsanoğlu teknolojiyi daha ileri bir aşamaya taşımaktadır. Ancak teknoloji insanın özünü esir almakta, onu bir hapishane gibi çevrelemektedir. Baudrillard’ın işaret ettiği “gerçek üstü” topluma, medya aracılığı ile şekil verilmekte ve sistem kendini yeniden üretmektedir. Sisteme yönelik başkaldırılar bile sistem tarafından kendine dahil edilmektedir. İsyanın bile yer aldığı bir raf vardır ve hiçbir şey sistemin dışına itilmez. Her şey sistemin bir aracı haline kolaylıkla dönüşebilmektedir. Teknolojik gelişmelerin insan hayatında yol açabileceği sorunları öngörmek, insanlığın geleceğinin sağlığı açısından faydalı olacaktır. |