Popis: |
Eğitim evrilmek ya da dönüşmek anlamlarına gelmekle birlikte, her birey ilk nefes ile son nefes arasında eğitimin öznesi durumundadır. Bireyin varlığın nesneleri ile olan ilişkisi onun biricikliğiyle birleşerek zaman-mekân düzleminde eğitimin konusunu teşkil etmektedir. Bireyin özünde kendiyle olan ve çevresiyle olan ilişkisi eğitimle ilişkilendirilebilir. Tasavvufi eğitim önce bireyin kendisini tanımasını amaçlayan bir disipliner yapıyı benimsediği için birey kendini tanımada özünde Rabbi ile, çevresinde ise öğreten unsurlardan bilgiyi edinmektedir. Bilgiyi en yakından elde etme prensibine bağlı olarak birey güven esasına dayalı olarak aile üyelerinden başlayarak eğitim faaliyetini elde eder. Öğretim programları uygulayan kamusal kurumlar da bireyi besleyen diğer yapılar olmuştur. Eğitimin doğası gereği farklı uygulamalar da zamanla ortaya çıkmıştır. Nitekim öğrenen öğreten ilişkisi yaşamın seyri içerisinde mekânsal ve zamansal birlikteliklere engel teşkil etmiş, bu durumun bir sonucu olarak uzaktan eğitim kavramı ortaya çıkmıştır. Uzaktan eğitimin bir yöntemi olan tasavvufi eğitimde kullanılan mektûbât geleneği yüzyıllar içerisinde uygulanır bir yöntem iken modern dünya bir eğitim yöntemi olarak bu kavramla yine mektuplaşma yoluyla ancak 18.yy.’da tanışmıştır. Günümüz bilgi teknolojileriyle çok daha yeni görünümlere kavuşan uzaktan eğitim kavramı nihayetinde insanın bilgi ile olan ilişkisini desteklemeye devam edecektir. Bu çalışmada tarihsel süreçte eğitim uygulamalarından uzaktan eğitim ile tasavvufi eğitimin bir yöntemi olan mektûbât geleneğinin ortak noktaları, karakteristikleri, eğitime katkıları anlaşılmaya çalışılmıştır. Eğitimde odak noktasını teşkil eden öğrencilerin her birinin bireysel özelliklerinin göz önünde bulundurularak eğitimin bireyselleştirilmesi, tasavvufi eğitimin vazgeçilmez unsurlarının başında gelmektedir. Eğitim sürecinde öğrencisini yakından tanıyan mürşid, müridinin güçlü ve zayıf yönlerini, karakter yapısını ve eğitimle maksimum düzeye getirebileceği potansiyelini görmüş olmaktadır. Eğitimin bireyler bazında uygulanması, tasavvufi eğitimde olduğu gibi, uzaktan eğitimde de kazanımları üst boyutlara taşıyabilecek bir olanak sunmaktadır. Eğitim programlarında ve süreçlerinde tedricîlik prensibinin benimsenmesi, tasavvufi eğitimin dayandığı temellerden bir diğeridir. Bu esasa göre eğitim kademeli bir yapı arz etmekte olup, bu yapı birbirine temel teşkil eden çoklu katmanlar şeklinde tasavvur edilebilir. Eğitim sisteminin harmanlanarak yüzyıllar içerisinde ideal forma ulaşma yolculuğunda uzaktan eğitim sistemleri de bu prensibin gerektirdiği doğrultuda kendilerine hareket alanı bulabilmiştir. Öte yandan tasavvufi eğitimin karakteristiklerinden bir diğerine bakıldığı zaman, eğitimde yapılandırılmış, sınırları önceden belirlenmiş bir çerçeve ile karşılaşılmaktadır. Eğitimde hedeflerin, sınırların, beklentilerin ve kazanımların yapılandırılarak faaliyetlerin belli bir program dahilinde yürütülmesinin beklendiği süreçler, uzaktan eğitim için de öngörülebilir niteliktedir. Tasavvufi eğitimde öğretmen-öğrenci ilişkisinin formel bir yapıdan uzakta olup, eğitimin ilk yıllarında ailede gerçekleşen eğitimin sıcaklığını barındırmakta olduğu görülür. İz bırakma ve kalıcılık bakımından eğitimin ilk yıllarının ne denli ehemmiyet arz ettiği düşünülecek olursa, eğitimde yeniden bu öznel yapıya dönülerek, aynı zamanda nebevi bir metot olarak addedilebilecek tasavvufi eğitim platformlarında bu prensibin hayatiyet bulması oldukça dikkat çekicidir. Günümüzde bireylerin ihtiyaç duydukları alanlarda kendini yapılandırması uzaktan eğitim yoluyla kolaylaşmış, geçmişte tasavvufi eğitimin sıhhati ve bekası için zorunlu olarak mektuplaşma yoluyla sürdürülen eğitim süreçleri, artık bir zorunluluk olmaktan çıkarak tercih ya da alternatife dönüşmüştür. Bu çalışmada nebevî bir metot olma özelliğini taşıyan tasavvufi eğitimin ve mektuplaşma geleneğinin uzaktan eğitime katkı sağlayabilecek, örnek teşkil edebilecek yönleri ve ortak paydaları, tasavvufi eğitimin karakteristikleri ile birlikte değerlendirilerek ele alınmaya gayret edilmiştir. Çalışmada ilk olarak tasavvufi eğitim metodu olarak mektûbât geleneği tarihsel ve eğitsel bakımdan mercek altına alınmış, daha sonra modern eğitim sisteminin bir getirisi olarak görülen uzaktan eğitim, kavramsal ve tarihsel açıdan değerlendirilmiştir. Çalışmanın son kısmında ise tasavvufi eğitimde mektûbât geleneği ile uzaktan eğitim uygulamasının ortak paydaları, tasavvufi eğitim metotları baz alınarak gün yüzüne çıkarılmaya gayret edilmiştir. |