Popis: |
Bu çalışma, Bulgaristan’da doğmuş, 1984 ile 1989 yılları arasında komünist rejim tarafından uygulanan benzer baskılara maruz kalmış, Türkiye’ye göç etmiş, bir süre Türkiye’deki yaşamı deneyimlemiş ve daha sonra Bulgaristan’a geri göç etmiş/etmek zorunda kalmış on dokuz Bulgaristan Türkü göçmen kadın ile Bulgaristan’ın Kırcaali şehrinde yapılan saha çalışmasına dayanmaktadır. Çalışmanın amacı, Bulgaristan Türkü göçmen kadınlarının sınırın iki yakasındaki deneyimlerinin öz-kimlik oluşumları üzerindeki etkisini araştırmaktır. Sınırın iki yakasındaki deneyimler adı altında, ilk olarak, Bulgaristan Türkü göçmen kadınlarının, komünist rejimin zorunlu çalışma politikası ile şekillenen iş deneyimlerine ve çalışan, eş veya anne olarak çifte yüke maruz kalıp kalmadıklarına da odaklanılacaktır. İkinci olarak, Türkiye Devleti tarafından söz konusu göçmenlerin soydaş, yasal göçmen veya yasadışı göçmen olarak görülmeleri üzerinden şekillenen farklı göç deneyimleri üzerinde durulacaktır. Son olarak ise, Bulgaristan Türkü göçmen kadınlarının Bulgaristan’a geri dönüş deneyimleri istemli göç/istemsiz göç ayrımı üzerinden detaylandırılacaktır. Bulgaristan Türkü göçmen kadınlarının istemli ya da istemsiz geri dönüş deneyimleri, onların Bulgaristan’da kendi kimliklerini nasıl algıladıklarını ortaya çıkaracaktır. Saha çalışmasının sonuçları göstermiştir ki, bireylerin anavatan algıları göz önünde bulundurulduğunda, anavatanın kesin ve değişmez bir tanımı olması imkânsızdır. Bu imkânsızlık, Türkiye’ye göç ettikten sonra Bulgaristan’a geri dönüş yapan kadınların, bu dönüşü istemleri doğrultusunda yapıp yapmadıkları ile yakından ilişkilidir. Bulgaristan’a istemli olarak dönenler Bulgaristan’ı anavatanları olarak görürken, istemleri dışında geri dönüş yapanlar için ise anavatan Türkiye’dir. Sonuç olarak, sabit bir Bulgaristan Türkü göçmenliği ve kadınlığı olmadığı gibi, söz konusu kadınların sabit bir kimlikleri de yoktur. Bulgaristan Türkü göçmen kadınlarının, doğdukları ülkenin politik yapısına, Türkiye Devleti’nin göçmenlere karşı değişen tutumuna, bahsi geçen kadınların Bulgaristan’a istemli/istemsiz geri dönüş yapmış olmalarına ve son olarak da şu an yaşadıkları ülkede, yani Bulgaristan’da, kendilerini nasıl algıladıklarına bağlı olarak değişiklik gösteren birçok farklı kimlikleri vardır. Bu çalışma, Bulgaristan Türkü göçmen kadınları hakkında herhangi bir genelleme yapmanın imkânsızlığını gözler önüne sererek antropoloji disiplininde tikel etnografyanın önemini göstermiş olacaktır. |