Yeni Dini Hareketlere Katılımının Psikolojik Nedenleri: Bireyin Arayışı mı Hareketin Başarısı mı?
Autor: | Muhammed Kızılgeçi̇t, Aytaç Ören |
---|---|
Jazyk: | Arabic<br />English<br />Turkish |
Rok vydání: | 2019 |
Předmět: | |
Zdroj: | İlahiyat Tetkikleri Dergisi, Iss 51, Pp 445-456 (2019) |
Druh dokumentu: | article |
ISSN: | 2458-7508 2602-3946 |
DOI: | 10.29288/ilted.539805 |
Popis: | Son yarım asırda, Yeni Dini Hareketlere dair psikolojik çalışmalar sadece psikoloji disiplininde değil aynı zamanda sosyoloji, dinler tarihi ve diğer dini çalışmalarda da belirgin bir şekilde bir artış göstermektedir. Günümüzde insanların, modern hayatın yabancılaştıran ve yolunu kaybettiren etkilerinden korunmak için bir ölçü arayışında olduğuna hükmedilir. Bu bağlamda Yeni Dini Hareket (YDH) mensubiyeti ilk olarak, modern dünyada hakikati yaşamak adına zamanı geri almaya dair bir arzuyu yansıtmaktadır. İkinci olarak, bu aidiyet aynı zamanda kadim olan hakikati modern zamana taşıyarak onu çağdaş ve seküler bir düzlemde eyleme/yaşama taşıma isteğini ifade etmektedir. Bu noktada Yeni Dini Hareketler, moderniteye karşı bir protesto şeklinde nitelenmektedir. Bu argümanın hedefinde kurumsallaşmış dinin ve seküler yapının bireyin eliyle yapı bozuma uğratılması söz konusudur. Bu durum ‘din’e yeninin ve modern bir sosyal yapı olan hareketin katılması; ‘yeni’ yani ‘seküler’ olana da dinin katılmasıyla gerçekleşmektedir. Bunun için de pek çok Yeni Dini Hareket modern, anti-modern, hatta bazen post-modern unsurlarla kaynaşır. Bunlar hem moderniteye uyum unsurlarını ve hem de ona direnmenin unsurlarını içerirler. Yeni dini hareketler, oldukça çeşitli ve renkli bir görünüm arz etmektedir. Bazıları teolojik olarak oldukça tutucu; bazıları radikal bir biçimde yenilikçidir. Bir kısmı geleneksel dinler içerisinden ortaya çıkarken diğer bir kısmı eklektik ve senkretik bir görünüm sergilemektedir. Yeni Dini Hareketlerin çoğunun hedef kitlesini 15-25 yaş arasındaki gençlerin oluşturduğu bir vakıadır. Bu hareketlerin çoğunun hedef kitlesi gençler olduğu için bu tür dini hareketler “gençlik dinleri/tarikatları” olarak da tanımlanmaktadır. YDH’lere katılmak, sadece Yeni Dini Hareketlerin stratejik başarısı mı? Yoksa bireyin modern çağda hayat tarzının kendisine sunduğu imkân mı? Ya da arayışının karşılık bulduğu anlam alanı mı? Müptelası olmaktan kendisini alamadığı kavurucu bir kısır döngü mü? Bu bağlamda genel olarak yeni bir dini harekete katılımın birey bağlamında muhtemel temel nedenleri olarak şu unsurlar aktarılmaktadır: Yoksunluk (mahrumiyet), yabancılaşma, dinî meselelerle kafası meşgul olma temayülü, kişinin kendi şahsiyeti hakkındaki kararsızlığı ve şahsî bunalım tecrübesi. Birey “evsiz zihin” (homeless mind) modunda bir yaşam tecrübe etmektedir. “Evsiz zihin” yaklaşımında birey modernleşme ile varlığı artık eskiden olduğu gibi kutsal değil, seküler bir şekilde algılamaktadır. Bu süreci yaşayan Batı düşüncesinde varlık ve hayat “rasyonel olarak anlaşılabilir” görülmekte, ama büyük problemlerle karşılaşıldığı zaman Batı insanı kendini kozmosta ve toplumsal yaşantıda evsiz, barksız, sığınaksız kalmış hissetmektedir. Yeni Dini Hareketler tam da bu hissin karşılık bulduğu anlam alanına talip olmakta ve bu hissi doyurma iddiasında bireyi karşılamaktadır. Bu çalışmada YDH’ler/psikoloji/kişilik ilişkisi betimleyici ve kısmen de çözümleyici bir yaklaşımla ele alınmaya çalışılmaktadır. Modern insanın ontik varlık niteliği, inanç eğiliminin psikoloji bağlamında yorumlanmasını, ayrıca anlama ve çözümleme etkinliğini önceleyen bir bakış geliştirmesini gerektirmektedir. |
Databáze: | Directory of Open Access Journals |
Externí odkaz: |