Kulak Burun Boğaz Hekimlerinin Ses Bozuklukları Alanında Çalışan Dil ve Konuşma Terapistlerine Yönelik Görüşleri

Autor: BALO, Eren, TUNÇER, Aylin Müge, TADIHAN ÖZKAN, Elçin
Jazyk: turečtina
Rok vydání: 2021
Předmět:
Zdroj: Volume: 4, Issue: 3 284-296
Dil Konuşma ve Yutma Araştırmaları Dergisi
ISSN: 2651-2548
Popis: Purpose: The profession of speech and language therapy having a common ground with many fields of medicine and other health sciences is a developing, interdisciplinary, and multi-disciplinary field in Turkey. Speech and language therapists cooperate with different medical doctors such as neurologists, plastic surgeons, orthodontists, pediatricians, as well as other healthcare professionals such as audiologists and physiotherapists. Speech and language therapists also work with otolaryngologists in many areas, particularly voice disorders. The aim of this study is to evaluate the views of otolaryngologists towards speech language therapists working in voice disorders. Method: A questionnaire including 27 items about views of otolaryngologists has been sent online to otolaryngologists working in Turkey. Data has been analyzed with SPSS 23.0 in which descriptive analyses and chi-square analyses have been used. Results: 42 otolaryngologists participated in the study. They had been working as otolaryngologist for an average of 11.7 (min=1; max= 33) years. 45.2 % of otolaryngologists had the idea that 50-100 hours of practice was required for a speech and language therapists to be competent in the field of voice disorders. 57.1% of otolaryngologists declared that they currently worked with a speech and language therapists. Moreover, all the participants (100%) stated that they always referred patients with voice disorders to a speech and language therapist. Vocal fold nodules, muscle tension dysphonia and puberphonia were the most frequently referred voice disorders by otolaryngologists. 95.1% of participants thought that speech and language therapists helped patients with voice disorders produce correct and effective phonation. The percentage of otolaryngologist who agreed with the item "Voice therapy conducted by speech and language therapists are the first treatment option in the treatment of vocal nodules." was 88%. 73.8% of the otolaryngologists agreed with the idea that speech and language therapists should play a role together with otolaryngologists in the diagnosis of voice disorders. It was statistically significant that physicians working with a speech and language therapist have a more positive view of the therapists’ use of imaging assessment tools such as videolaryngostroboscopy compared to those who do not work (2 = 4.436, p=.0035). Conclusion: As a result, it can be concluded that otolaryngologists working with speech and language therapists are professionals who are more open to cooperation, share patients, and work in a trust-based manner, knowing their professional boundaries. It is thought that professionals who know each other’s professional field and responsibility will provide better and more effective services through interdisciplinary work.
Amaç: Dil ve konuşma terapisi mesleği ülkemizde gelişen, disiplinler arası ve çoklu-disiplinli bağımsız bir bilim alanıdır. Dil ve konuşma terapistleri mesleklerini icra ederken nörologlar, plastik cerrahlar, ortodonti uzmanları, pediatri hekimleri gibi farklı hekim gruplarının yanı sıra odyolog, fizyoterapist gibi diğer sağlık meslek mensuplarıyla iş birliği içerisindedir. Tıbbın ve diğer sağlık bilimlerinin birçok alanıyla ortak paydası olan dil ve konuşma terapisi mesleğini icra eden dil ve konuşma terapistleri başta ses bozuklukları olmak üzere birçok alanda kulak burun boğaz hekimleriyle de birlikte çalışmaktadır. Bu çalışmanın amacı kulak burun boğaz hekimlerinin ses bozuklukları alanında çalışan dil ve konuşma terapistlerine yönelik görüşlerini değerlendirmektir. Yöntem: Bu amaç doğrultusunda oluşturulan 27 maddelik anket Türkiye’de çalışan kulak burun boğaz hekimlerine çevrim içi olarak gönderilmiştir. Elde edilen veriler SPSS 23,0 ile analiz edilmiştir. İstatistiksel analizde betimsel istatistikler ve ki-kare analizi kullanılmıştır. Bulgular: Çalışmaya 42 kulak burun boğaz hekimi katılmıştır. Katılan hekimler ortalama 11,7 (min=1; max=33) yıldır uzman olarak görev yapmaktadır. Katılımcıların tamamı (%100) ses bozukluğu yaşayan vakalarının olması durumunda mutlaka bir dil ve konuşma terapistine yönlendirdiklerini ifade etmiştir. Vokal fold nodülü, kas gerilim disfonisi ve puberfoni en sık yönlendirdikleri ses bozuklukları olarak göze çarpmaktadır. Katılan hekimlerin %95,1’i dil ve konuma terapistlerinin ses bozukluğu olan hastalara doğru ve etkili fonasyonu öğrettiklerini düşünmektedir. Katılımcıların %73,8’i ses bozukluklarının tanısında dil ve konuşma terapistlerinin kulak burun boğaz hekimleriyle birlikte rol alması fikrine katılmaktadır. Bir dil ve konuşma terapistiyle birlikte çalışan hekimler çalışmayanlara kıyasla terapistlerin videolarengostroboskopi gibi görüntüleme aletlerini kullanmasına daha olumlu bakmaktadır (2= 4,436, p=,035). Sonuç: Sonuç olarak, dil ve konuşma terapistleriyle çalışan kulak burun boğaz hekimlerinin iş birliğine açık, vaka paylaşan, mesleki sınırlarını bilerek güvene dayalı bir şekilde çalışan meslek elemanları oldukları görülmektedir. Birbirlerini daha iyi tanıyan meslek mensuplarının disiplinler arası çalışmayla daha iyi ve etkili hizmetler sunacakları düşünülmektedir.
Databáze: OpenAIRE