Oğuz Atay’ın 'Demiryolu Hikâyecileri-Bir Rüya' Adlı Öyküsünü Alegorik Bir Metin Olarak Okumak

Autor: APAYDIN, Mustafa
Jazyk: turečtina
Rok vydání: 2021
Předmět:
Zdroj: Volume: 6, Issue: 3 509-524
Söylem Filoloji Dergisi
ISSN: 2548-0502
Popis: Although Oğuz Atay (1934-1977) is mostly mentioned as the author of Tutunamayanlar and Tehlikeli Oyunlar in the literary world, he has managed to become one of the important names of modern Turkish short story literature with his eight stories. In this context, it can be said that Oğuz Atay has established a very unique story world and in this respect, it is a stage in Turkish literature. There are seven stories named “Beyaz Mantolu Adam”, “Unutulan”, “Korkuyu Beklerken”, “Bir Mektup”, “Ne Evet Ne Hayır”, “Tahta At” and “Babama Mektup” in Korkuyu Beklerken of Oğuz Atay’s book which was published in 1975. The main problematic of this article, “Demiryolu Hikâyecileri-Bir Rüya”, which was published in the journal Türk Dili after the death of the author, was added to the second edition of the book in 1987.First of all, it is claimed that Oğuz Atay's "Demiryolu Hikâyecileri-Bir Rüya" has established an allegorical world that includes a unique settling of accounts with the literature of a peripheral world that is belated in modernization. It is thought that an approach similar to the "national allegory" thesis put forward by Jameson for Third World literature dominates an important part of the story. It is assumed that the story discusses the possibility of the artist going out of the canon and thus overcoming the belated syndrome in a world where art has turned into a commodity. It is argued that every detail that makes up the fictional world in the story establishes the allegory through metaphors. This article aims to provide a new interpretation of “Demiryolu Hikâyecileri-Bir Rüya”.
Oğuz Atay (1934-1977), edebiyat dünyasında daha çok Tutunamayanlar ve Tehlikeli Oyunlar yazarı olarak adından söz ettirse de toplam sekiz öyküsüyle modern Türk kısa öykü edebiyatının da önemli isimlerinden biri olmayı başarmıştır. Bu bağlamda Oğuz Atay’ın çok benzersiz bir öykü dünyası kurduğu ve bu yönüyle Türk edebiyatında bir aşama olduğu söylenebilir. Atay’ın 1975’te yayımlanan kitabı Korkuyu Beklerken’de “Beyaz Mantolu Adam”, “Unutulan”, “Korkuyu Beklerken”, “Bir Mektup”, “Ne Evet Ne Hayır”, “Tahta At” ve “Babama Mektup” adlı yedi öyküsü bulunmaktadır. Bu makalenin ana sorunsalı olan ve yazarın ölümünden sonra Türk Dili dergisinde yayımlanan “Demiryolu Hikâyecileri-Bir Rüya” kitabın 1987’de yapılan ikinci basımına eklenmiştir. Öncelikle Oğuz Atay’ın “Demiryolu Hikâyecileri-Bir Rüya”da modernleşmeye gecikmiş, periferideki bir ülkenin edebiyatı ile benzersiz bir hesaplaşma içeren alegorik bir dünya kurduğu iddia edilmiştir. Jameson’ın Üçüncü dünya edebiyatları için ortaya attığı “ulusal alegori” tezine benzer bir yaklaşımın öykünün önemli bir kısmına hâkim olduğu düşünülmüştür. Öykünün sanatın metaya dönüştüğü bir dünyada sanatçının kanon dışına çıkabilme, dolayısıyla gecikmişlik sendromunu aşabilme olasılığını tartıştığı varsayılmıştır. Öyküde kurmaca dünyayı oluşturan her ayrıntının metaforlar yoluyla alegoriyi kurduğu savunulmuştur. Bu makale, “Demiryolu Hikâyecileri-Bir Rüya” hakkında yeni bir yorum getirme amacındadır.
Databáze: OpenAIRE