HAKÎKATİ İMHÂ HAYÂLİ İNŞÂ: REDDE DAYALI HÜSN-İ TA’LÎL SANATI ÜZERİNE
Autor: | SELÇUK, Bahir |
---|---|
Jazyk: | turečtina |
Rok vydání: | 2020 |
Předmět: | |
Zdroj: | Volume: 31, Issue: 1 61-77 Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi |
ISSN: | 1300-9702 2149-3243 |
Popis: | Figures of speech that provide depth of meaning and enrich the power of association are among the most important building blocks of classical poetry language. One of the frequently used figures of speech for this purpose is husn-i ta’lîl (good reasoning). With this figure, which reflects artist’s view of beings, concepts and objects, associations are made between beings, poetical inventions are built, and thus drawing new, colorful, unusual and vivid paintings. A situation or event in the standard structure of husn-i ta’lîl is replaced directly by a better reason. In the husn-i ta’lîl, which is built on rejection, the real reason is excluded with the expressions and replaced by imaginary reason. Interests between negatively structured figure and the figures of "simile", "personification" and "hyperbole" which are not included in the basic sources related to the belâgat; there are also similarities between the figures of “rücû” (correction), “tecâhul-i ârif” (ignorance) and “mezheb-i kelâmî (sect of theologians). Although this structure is evaluated within the framework of husn-i ta’lîl in some recent sources, some sources also have an uncertainty about this structure, and the examples of this figure are evaluated within the scope of “simile, personification, hyperbole; rücû, tecâhül-i ârif” figures. That the negatively built husn-i ta’lîl is a figure that transcends the figures of “simile, personification, hyperbole”, and is separated from “rücû, tecâhul-i ârif and mezheb-i kelâmî”; it has been reached that the examples within this framework should not be evaluated within the scope of the aforementioned figures. Söze derinlik katan, çağrışım gücünü zenginleştiren edebî sanatlar, klasik şiir dilinin en önemli yapı taşları arasında yer almaktadır. Bu gayeyle sıkça kullanılan edebî sanatlardan biri de hüsn-i ta’lîldir. Sanatkârın varlık, kavram ve nesnelere bakışını yansıtan bu sanatla varlıklar arasında ilişkilendirmeler yapılmakta, şairane buluşlar inşa edilmekte, böylece yeni, renkli, sıra dışı ve canlı tablolar çizilmektedir. Hüsn-i ta’lîlin standart yapısında bir durum veya olayın yerine doğrudan daha güzel bir sebep konur. Redde dayalı hüsn-i ta’lîlde ise gerçek sebep menfi ifadelerle reddedilerek yerine hayalî bir sebep konulmaktadır. Belâgatle ilgili temel kaynaklarda yer almayan redde dayalı hüsn-i ta’lîl ile “teşbih”, “mübalağa” ve “teşhis” sanatları arasında ilgiler; “rücû” “tecâhül-i ârif” ve “mezheb-i kelâmî” sanatları arasında da yakınlıklar mevcuttur. Yakın döneme ait bazı kaynaklarda bu yapı, hüsn-i ta’lîl çerçevesinde değerlendirilmekle beraber bazı kaynaklarda bu yapıyla ilgili bir belirsizliğin hüküm sürdüğü, bu sanata ait örneklerin başta “teşbih” olmak üzere “teşhis, mübalağa; rücû ve tecâhül-i ârif” sanatları kapsamında değerlendirildiği görülür. Bu çalışmada belâgat ve edebî sanatlarla ilgili kaynaklar taranmış bu yapının başta yaygın tipteki hüsn-i ta’lîl olmak üzere bahsi geçen sanatlarla ilgi ve ilişkisi tespit edilmiştir. Redde dayalı hüsn-i ta’lîlin “teşbih, mübalağa ve teşhis” sanatlarını aşan, “rücû, tecâhül-i ârif ve mezheb-i kelâmî”den de ayrılan bir sanat olduğu; bu çerçevedeki örneklerin bahsi geçen sanatlar kapsamında değerlendirilmemesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. |
Databáze: | OpenAIRE |
Externí odkaz: |