Âsaf’ın 'Kaht-ı Ricâl' Kasidesinde Sosyal Eleştiri
Autor: | EREN, Hulusi |
---|---|
Jazyk: | turečtina |
Rok vydání: | 2021 |
Předmět: | |
Zdroj: | Volume: 5, Issue: 4 2131-2157 Akademik Dil ve Edebiyat Dergisi |
ISSN: | 2618-6349 |
Popis: | The contents of Divan poetry which is largely fed by tradition generally deals with topics such as love, wine, separation and sadness. However, it is also an undeniable fact that the boundaries drawn by the tradition are sometimes exceeded. Criticism which generally constitutes the contents of the poetry of kaside is one of these issues. Divan poets did not refrain from criticizing certain individual, social or political negativities they saw in real life with the reflex of being social individuals. It is claimed that Divan poetry is a poem that is detached from social life and based on dreams. However, when its cultural background is examined, it will be seen that Divan poetry has a versatile quality in terms of contents. In this sense, reflecting social life is an example of the versatility of divan poetry.Mahmud Celâleddin Pasha who lived in the 19th century and was also a poet who had a divan wrote poems with the pseudonym Âsâf. His kaside titled “der-şikâyet-i kaht-ı ricâl” can be shown as one of the striking critical example of divan poetry. The fact that he was a vizier and court minister at a young age as a member of the dynasty makes Mahmud Pasha's mentioned poem important. He was disturbed by the state affairs and listed his criticisms and solutions towards almost every segment of the society, especially the state officials. In this study, the social, political and social life of the period will be discussed through the aspect reflected in the poetry of Âsâf. Muhtevası büyük ölçüde gelenekten beslenen divan şiirinde genel olarak aşk, şarap, ayrılık ve hüzün gibi konular işlenmiştir. Ancak zaman zaman geleneğin çizdiği sınırlar dışına çıkıldığı da yadırganamaz bir gerçektir. Genellikle kaside nazım şeklinin muhtevasını oluşturan eleştiri bu konulardan biridir. Divan şairleri toplumsal birey olma refleksiyle reel hayatta gördükleri bireysel, sosyal ya da siyasal kimi olumsuzlukları eleştirmekten geri durmamıştır. Divan şiirinin öteden beri, sosyal hayattan kopuk ve hayaller üzerine kurulu bir şiir olduğu öne sürülür. Ancak sahip olduğu kültürel arka plan irdelendiğinde, divan şiirinin muhteva itibariyle çok yönlü bir niteliğe sahip olduğu görülecektir. Bu anlamda, sosyal hayata ayna tutması da divan şiirinin çok yönlülüğüne bir örnektir. 19. yüzyılda yaşayan ve aynı zamanda divan sahibi bir şair olan Mahmud Celâleddin Paşa, Âsâf mahlasıyla şiirler yazmıştır. Onun “der-şikâyet-i kaht-ı ricâl” başlıklı kasidesi, divan şiirinin dikkat çekici tenkit örneklerinden birisi olarak gösterilebilir. Hanedanın bir üyesi olarak genç yaşlarda vezirlik ve adliye nazırlığı görevlerinde bulunmuş olması, Mahmud Paşa’nın mezkûr şiirini önemli kılmaktadır. O, devletin içinde bulunduğu durumdan rahatsız olmuş, başta devlet ricali olmak üzere toplumun hemen her kesimine yönelik eleştirilerini ve çözüm önerilerini sıralamıştır. Bu çalışmada dönemin sosyal, siyasal ve toplumsal hayatı Âsâf’ın söz konusu şiirine yansıyan yönüyle ele alınacaktır. |
Databáze: | OpenAIRE |
Externí odkaz: |