Woolf’un Kendine Ait Bir Oda’sındaki Kadın Temsilleri

Autor: ATAMTÜRK, Nurdan, DİMİLİLER, Çelen
Jazyk: angličtina
Rok vydání: 2022
Předmět:
Zdroj: Volume: 28, Issue: 112 1121-1134
Folklor/Edebiyat
ISSN: 1300-7491
2791-6057
Popis: Due to the increasing popularity of digital reading, e-readers have been the focus of a number of research over the last few years. Reading is a multifaceted cognitive activity comprising reader-text interaction, derivation of meaning and relating the inferred meaning to life experiences. Sometimes the reader has to put extra effort to a text and read between the lines to get the implied meaning. As in Woolf’s A Room of One’s Own, women’s representations are not directly stated but implied through the portrayal of the British patriarchal society. Woolf explores how material aspects affect women rendering them dependent and turning them into the victims of material circumstances. It is posed that women’s oppression is not universal or natural but culture specific. Different societies interpret the ‘sex’ of women differently to fit the discourse of gender that suits men. Drawing on this, this qualitative study was designed to determine the perceptions of fifteen graduate students from different cultural backgrounds of female representations in A Room of One’s Own. The data were elicited through group chatting on Messenger and thematically analyzed to reveal the themes, namely dependent wives, worthless human beings and vulnerable creatures.
Dijital okumanın artan popülaritesi nedeniyle, e-okuyucular son birkaç yılda bir dizi araştırmanın odak noktası olmuştur. Okuma, okuyucu-metin etkileşimi, anlam türetme ve çıkarılan anlamı yaşam deneyimleriyle ilişkilendirmeyi içeren çok yönlü bir bilişsel aktivitedir. Bazen okuyucu, ima edilen anlamı elde etmek için bir metne ekstra çaba sarf etmek ve satır aralarını okumak zorundadır. Woolf'un Kendine Ait Bir Oda’sında olduğu gibi, kadın temsilleri doğrudan ifade edilmeyip İngiliz ataerkil toplumunun tasviri yoluyla ima edilmektedir. Woolf, bu kitabında maddiyatın kadınları nasıl bağımlı hale getirdiğini ve onları maddi koşulların kurbanı haline getirdiğini irdelemektedir. Woolf , Marksist olmamasına rağmen paranın gücünün kişinin hayatını, özellikle de kadınların hayatını dramatik bir şekilde değiştirip şekillendirme şeklini şaşırtıcı bir şekilde kavramıştır. Başka bir deyişle, sermayeye ve maddi araçlara sahip olmak her şey demekti çünkü yaşamı sürdüren ve insanları kategorilere ayıran şey buydu. Woolf, maddi bakımdan güçlü olmayı kadınların kendilerini ataerkil yargılardan kurtarabilecek birincil araç olarak gömektedir. Asıl önemli olan, insanın maddeyle ilişkisi değil, aynı zamanda her iki cinsiyetin de maddeyle nasıl ilişki kurduğu ve her iki cinsiyetin (erkek ve kadın) siyasi bir tarzda birbirleriyle nasıl ilişki kurduğudur. Kadın cinselliğinin tarihine bakıldığında, kadınlar kendi ayakları üzerinde durabilmeyi başarıp, çalışmaya başlasalardı, cinsiyetler arası ilişkilerle ilgili sorunların ve ön yargıların daha çok farkında olacaklardı. Woolf kadınların ezilmesinin evrensel ya da doğal değil, kültüre özgü olduğunu öne sürmektedir. Farklı toplumlar, kadınların cinsiyetini erkeklere uygun cinsiyet söylemine uyacak şekilde farklı yorumlar. Bu nitel araştırma, farklı kültürel geçmişlerden gelen on beş lisansüstü öğrencinin Kendine Ait Bir Oda'daki kadın temsillerine ilişkin algılarını belirlemek için tasarlanmıştır. Veriler, Messenger'da grup sohbeti yoluyla elde edilip, tematik olarak analiz edilmiştir. Tematik analiz bağımlı eşler, değersiz insanlar ve savunmasız yaratıklar gibi temaları ortaya çıkarmıştır.
Databáze: OpenAIRE