ŞE‘ARA FİİLİ VE KUR’ÂN’DAKİ İŞTİKÂKLARI
Autor: | KOCABIYIK, İbrahim, AL-AZZAWI, Natıq Fawzı Ibrahım |
---|---|
Jazyk: | turečtina |
Rok vydání: | 2022 |
Předmět: | |
Zdroj: | Volume: 15, Issue: 2 14-24 Uşak Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi |
ISSN: | 1308-738X 2651-4672 |
Popis: | Deriving and taking one of the two words that have a semantic relationship with each other is called as derivation (istiqâk). It is a fact that there is a semantic relationship between the original meanings of the roots from which the Arabic words are derivative and the words from the same root. In addition, there is no consensus among the linguists about whether there are derivative words in Arabic words. Some linguists state that all Arabic words are derivative whereas some suggest no words are derivative. Unlike these two extreme views, most of the linguists think that some Arabic words are derivative and some of them are rigid.While classical linguists suggest that derivation (istiqak) is special to the verb, the linguists of Kufe state that all derivative words are the masculine third person singular form of the simple past tense and the linguists of Basra state that that the origin of all words are infinitive. The prevailing view in contemporary linguists is that the origins of the derivative words in Arabic are not only past verbs or infinitives, but also concrete nouns such as place, tribe, and nouns that come from imitations of sounds that occur in nature. The derivations of the Arabic verb شَعَرَ “şe‘ara” in Quran are discussed in this study. Aralarında anlam ilgisi bulunan iki lafızdan birinin diğerinden türetilmesi ve alınması iştikâk olarak ifade edilmektedir. Arapça lafızların kendisinden türediği köklerin asıl manaları ile aynı kökten gelen lafızlar arasında anlam ilişkisinin bulunduğu bir gerçektir. Arapça kelimelerde müştak lafızların olup olmadığı hususunda dil âlimleri arasında görüş birliği yoktur. Bazıları bütün Arapça lafızların müştak olduğunu ifade ederken bazıları da hiçbir lafzın müştak olmadığını savunmuştur. Çoğunluğu ise, bu iki uç noktadaki görüşün aksine lafızların bir kısmının müştak bir kısmının câmid olduğu kanısındadırlar. Klasik dil âlimleri iştikakı fiile has bir durum olduğunu ileri sürerken Kûfeli dil âlimleri türeyen bütün lafızların mâzi siganın müzekker üçüncü tekil şahsı olduğunu Basralı dil âlimleri ise bütün kelimelerin aslının mastar olduğunu söylemektedirler. Çağdaş dil âlimlerinde hâkim olan görüş, Arapça’da türemiş lafızların asıllarının sadece mâzi fiil ya da mastar olmadığı ve bunlarla birlikte mekân, kabile gibi somut isimler ile doğada oluşan seslerin taklitlerinden meydana gelen isimlerin de sayılması gerektiği şeklindedir. Bu makalede Arapça bir kelime olan شَعَرَ “şe‘ara” fiilinin Kur’ân’ı Kerîm’de geçen iştikâkları ele alınmaktadır. |
Databáze: | OpenAIRE |
Externí odkaz: |