Âşik Şevki Halici'dan Derlenen Halk Hikâyelerinin Dil Özellikleri
Autor: | ALİYEVA ÇINAR, Minara |
---|---|
Jazyk: | turečtina |
Rok vydání: | 2020 |
Předmět: | |
Zdroj: | Prof.Dr. Şeref Kara Özel Sayısı; Volume: 3, Issue: 3 84-93 Uluslararası İnsan ve Sanat Araştırmaları Dergisi |
ISSN: | 2687-6248 2687-4385 |
Popis: | urkish culture ranks among the world’s oldest and richest cultures. This culture, which has come down from our ancestors to the present day, continues to preserve its vitality at the current time. The Turkish Minstrelsy Tradition also constitutes an essential part of this culture that changes by developing and develops by changing.Minstrel literature makes up an important part of our cultural history. This literature, which emerged in the 16th century, is the name of our traditional literature, which consists of folk poets, known as “âşık” (ashik), playing and singing their poems or those of master poets in the colloquial language and syllabic meter, accompanied by the saz (a kind of lute), or narrating folktales. Minstrel literature came into being with the merging of the “ozan-bakşı” literary tradition with post-Islamic Sufi thought and the Ottoman way of life and values. This literature, which first developed as religious-Sufist folk literature, later began to take the form of Turkish national literature in the area of Anatolia in the 16th century. Since its formation until the present day, many artists have been raised in this area, such as Âşık Şenlik, Narmanlı Sümmanî, Âşık Zülali, Posoflu Müdamî, and Âşık Şeref Taşlıova. One of the important regions that were a cradle to the minstrelsy tradition of the Anatolian area was the region of Northeastern Anatolia. One of the minstrels who grew up in this region was Âşık Şevki Halıcı.Âşık Şevki Halıcı (1930-2015) was a storyteller who was born in 1930 in Çıldır. He compiled and narrated many folk tales. In this paper, an attempt is made to examine fifteen folktales compiled by Âşık Şevki Halıcı, in a study named “Folk Tales Compiled by Âşık Şevki Halıcı.” These folktales were collected and published by Prof. Dr. Fikret Türkmen and Prof. Dr. Mustafa Cemiloğlu. The stories reflect the Terekeme (or Karapapak) dialect, as Şevki Halıcı was a member of an immigrant family from the Caucasus. Both his circle of friends and Şevki Halıcı himself identify him as a Terekeme or Karapapak Turk. The Turks, known as the Karapapak or Terekeme live mostly in Turkey and Georgia (Borçalı). This Turkish clan lives in Ardahan province, principally in the Çıldır district, and in the Göle and Hanak districts and a number of villages of this province; in the center of Kars and principally in its Susuz district, as well as in its Selim, Sarıkamış, Akyaka, and Arpaçay districts and its villages; in the Kangal District of Sivas and its environs; and in Ağrı, Amasya, Sivas, Erzurum, Muş, Tokat, and Yozgat. The Karapapak/Terekeme dialect of Çıldır is included among the Eastern group of dialects in the classification of Turkish dialects of Turkey. In her work entitled “Anadolu Ağızlarının Sınıflandırılması” (Classification of Anatolian Dialects), Leyla Karahan separated the Turkish dialects of Turkey into three groups, namely Eastern, Western and Northeastern, based on the dialectal ingredients that she examined. She also evaluated each group within itself. In this classification, Karahan evaluated the Karapapak/Terekeme dialect under the seventh sub-heading of the second sub-group of the Eastern group, as “the dialect of the Kars Azeris and Terekeme.”Âşık Şevki Halıcı, who was born and grew up in Çıldır and whose real name was Feyzullah Halıcı, became interested in the tradition of minstrelsy from an early age and was one of the self-educated minstrels (ashiks). Since as a narrator he was a Karapapak (Terekeme) Turk, he generally used the dialect of Karapapak (Terekeme), one of the dialects of Azerbaijan Turkish, in his narratives.When Âşık Şevki Halıcı used the words and idioms of the Terekeme dialect, he expressed different dialectal characteristics. In the verse sections of the tales, which were less subject to change, and in pieces with a formula-pattern characteristic, the text was mostly recited in the Karapapak (Terekeme) dialect. In the prose sections, however, the Karapapak (Terekeme) dialect largely changed into contemporary Turkey Turkish. Linguistically, a text emerges which has the differences between Turkey Turkish and Azerbaijan Turkish. When the text is examined, it is seen that a number of words are not used in standard Turkey Turkish. At the same time, many words not used in Azerbaijan Turkish figure in the narratives of Şevki Halıcı. Furthermore, in terms of both morphology and phonology, the characteristics of both dialects are sometimes seen in the texts.This article has been written in order to evaluate the linguistic characteristics used by the narrator. Türk kültürü, dünyanın en eski ve zengin kültürlerinin arasında yerini alır. Atalarımızdan günümüze kadar gelen bu kültür, hâlihazırda da canlılığını korumayı sürdürmüştür. Türk Âşıklık geleneği de bu gelişerek değişen ve değişerek gelişen kültürün önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Âşık edebiyatı, kültür tarihimizin önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. 16. yüzyılda ortaya çıkan bu edebiyat, âşık adı verilen halk şairlerinin kendilerinin veya usta âşıkların şiirlerini halk diliyle ve hece vezniyle saz eşliğinde çalıp söylemeleriyle ya da halk hikâyesi anlatmalarıyla meydana gelen geleneksel edebiyatımızın adıdır.Âşık edebiyatı, ozan-bakşı edebiyatı geleneğinin İslamiyet’ten sonra tasavvufî düşünce ve Osmanlı yaşama biçimi ve kabulleriyle birleşmesinden doğmuştur. Önceleri dinî-tasavvufî halk edebiyatı olarak gelişen bu edebiyat, daha sonra millî Türk edebiyatı olarak Anadolu sahasında XVI. yüzyılda şekillenmeye başlamıştır. Teşekkülünden günümüze kadar bu sahada Âşık Şenlik, Narmanlı Sümmanî, Âşık Zülali, Posoflu Müdamî, Âşık Şeref Taşlıova gibi pek çok sanatkâr yetişmiştir. Anadolu sahasının âşıklık geleneğine beşiklik eden önemli bölgelerinden biri de Kuzeydoğu Anadolu bölgesidir. Bu bölgede yetişen âşıklardan biri de Âşık Şevki Halıcı’dır.Âşık Şevki Halıcı, 1930 Çıldır doğumlu bir hikâyecidir. Birçok halk hikâyesini tasnif etmiş ve anlatmıştır. Bu yazıda incelemeye çalışılan “Âşık Şevki Halıcı’dan Derlenen Halk Hikâyeleri” adlı çalışmada Âşık Şevki Halıcı’dan derlenen on beş hikâyesi vardır. Bu hikâyeler, Prof. Dr. Fikret Türkmen ile Prof. Dr. Mustafa Cemiloğlu tarafından derlenmiş ve yayınlanmıştır. Hikâyeler Terekeme (veya Karapapak) ağzını yansıtmaktadır. Çünkü Şevki Halıcı, Kafkasya göçmeni bir aileye mensuptur. Hem kendisi hem de çevresi onu Terekeme veya Karapapak Türkü olarak tanımlamaktadır. Karapapak veya Terekeme olarak adlandırılan Türklerin en yoğun yaşadığı yer Türkiye ve Gürcistan’dır (Borçalı). Bu Türk boyu, Ardahan vilayetine bağlı Çıldır ilçesi başta olmak üzere bu vilayete bağlı Göle ve Hanak ilçelerinde ve birçok köyde, Kars’ın merkezi ve Susuz ilçesi başta olmak üzere Selim, Sarıkamış, Akyaka, Arpaçay ilçeleri ve köylerinde, Sivas’ın Kangal ilçesi ve çevresinde Ağrı, Amasya, Sivas, Erzurum, Muş, Tokat ve Yozgat’ta yaşamaktadır.Çıldır Karapapak/Terekeme ağzı da, Türkiye Türkçesi ağızlarının tasnifinde Doğu grubu ağızları içinde ele alınmaktadır. L. Karahan, “Anadolu Ağızlarının Sınıflandırılması” adlı çalışmasında incelediği ağız malzemelerinden hareketle Türkiye Türkçesi ağızlarını Doğu, Batı ve Kuzeydoğu olmak üzere toplam üç gruba ayırmıştır. Her bir grubu da kendi içinde ayrıca değerlendirmiştir. Karahan, bu tasnifinde Karapapak/Terekeme ağzını, Doğu grubuna bağlı ikinci alt grubun yedinci alt başlığı altında “Kars Azerileri ve Terekemeleri ağzı” olarak değerlendirmektedir. Çıldır’da doğup büyüyen ve asıl adı Feyzullah Halıcı olan Âşık Şevki Halıcı, küçük yaşlarda âşıklık geleneğine ilgi duymuş ve kendi kendini yetiştirmiş âşıklarından biridir. Anlatıcı bir Karapapak Türkü olduğundan hikâye anlatımında genellikle Azerbaycan Türkçesinin bir ağzı olan Karapapak ağzını kullanmıştır. Âşık Şevki Halıcı, Terekeme ağzının kelime ve deyimlerini kullanırken farklı ağız özelliklerini ifade eder. Hikâyelerde değişmeye daha az maruz kalan nazım bölümlerinde ve formül-kalıp karakterli parçalarda metin daha çok Karapapak (Terekeme) ağzıyla söylenmiştir. Nesir bölümünde ise Karapapak (Terekeme) ağzı büyük oranda çağdaş Türkiye Türkçesine kaymıştır. Türkiye Türkçesinden ve Azerbaycan Türkçesinden dil yönünden farklılıkları olan bir metin ortaya çıkar. Metin incelenirken pek çok kelimenin ölçünlü Türkiye Türkçesinde kullanılmadığı görülmektedir. Aynı zamanda Azerbaycan Türkçesinde de kullanılmayan pek çok kelime de Şevki Halıcı’nın hikâyelerinde boy göstermiştir. Ayrıca, metinlerde gerek şekil bilgisi gerekse ses bilgisi açısından zaman zaman her iki lehçenin özellikleri de görülmektedir. Bu yazı, anlatıcının kullandığı dil özelliklerini değerlendirmek için kaleme alınmıştır. |
Databáze: | OpenAIRE |
Externí odkaz: |