İbnü’l-Kūtıyye ve Endülüs Tarihine Dair Yazdığı Târîḫu iftitâḥi’l-Endelüs İsimli Eseri

Autor: ÖNAL, Ramazan
Jazyk: turečtina
Rok vydání: 2022
Předmět:
Zdroj: Volume: 10, Issue: 1 193-219
Tokat İlmiyat Dergisi
ISSN: 2717-6134
2717-610X
Popis: In this study, Ibn al-Ḳūṭiyya and his work named Tarikh iftitāḥ al-Andalus, which he wrote about the history of Andalusia, is discussed. After giving information about the biography and works of Ibn al-Ḳūṭiyya, his contribution to the history of al-Andalus and the work he wrote in this field were examined in various aspects. The fact that Ibn al-Ḳūṭiyya was born and grown in al-Andalus as a writer and his lineage is based on the Goths on his mother's side has given this work of him an even more important feature. Ibn al-Ḳūṭiyya lived in al-Andalus between (d. 898-977). The eighty-year life of Ibn al-Ḳūṭiyya, who is estimated to have been born in Cordoba, was spent in the cities of Cordoba and Ishbīliye (Sevilla), which were the richest scientific circles of his time and the region. During his time there, he took lessons from the important scientist who was there, and later on, he was instrumental in the training of many scientists. It has been noted that the main area of expertise of Ibn al-Ḳūṭiyya, who is interested in language, literature and poetry as well as Islamic sciences such as Fiqh, Hadith, and Islamic History, is Arabic language and literature. The biographers of Ibn al-Ḳūṭiyya defined him as the imam of the Arabic language in Andalusia, the pioneer of the Arabic language and poetry, the pioneer of the Arabic language, and the historian of al-Andalus. Abū ʻAlī al-Qālī, who is accepted as the founder of al-Andalus. Arabic language school, emphasized that İbn al-Ḳūṭiyya is the most outstanding scholar in the field of Arabic language of al-Andalus. Ibn al-Ḳūṭiyya came to the fore mainly with his identity as an Andalus historian. It was recorded that he knew the history of al-Andalus and the biographies of Andalus statesmen, scholars and poets well and conveyed this information orally. Although there are debates about the ownership of the work Tarikh iftitāḥ al-Andalus, which is attributed to him, his deep knowledge of al-Andalus history and the belonging of the information in the work's content to him have never been the subject of discussion. As far as is known, the oldest Andalus historian of the Islamic period is ʿAbd al-Malik Ibn Habīb. Although his work named et-Târîkḥ is the first work of Muslim Arabs on the history of al-Andalus, the fact that this work is full of legends and superstition-like stories and that some of the events after his death are included in it, cast a shadow over the scientific identity of this work. Historical information is mostly overshadowed by superstitions and legends. The work of Maârik b. Marwân (d. ?) about the conquest of al-Andalus has not survived. Likewise, although a work on genealogy is mentioned by Ḥūkeym āl-Āẓdī, who was thought to have contributed to the history of al-Andalus before Ibn al-Ḳūṭiyya, this work has not reached the present day and is not directly related to the conquest of al-Andalus. Therefore, when these data are taken into account, the importance of Ibn al-Ḳūṭiyya and his work on the conquest of Andalusia becomes more evident. In addition, Ibn al-Ḳūṭiyya's work named Tarikh iftitāḥ al-Andalus is of great importance as it is a work that directly deals with the conquest of al-Andalus and the events that took place after the conquest, and it belongs to the works written before it but incomplete in many aspects. It has largely filled the void. Another point is that the author was born and grown in al-Andalus he was related to the ancient Andalus peoples in terms of lineage, he included issues about the nature and formation of the Andalus society, and he tried to present a realistic portrait of the events, which brought his work to a privileged position. In his work, Ibn al-Ḳūṭiyya tried to keep an equal distance to different groups. It is seen that what is told about Moses and Lüzrik (Rodrigo) and Bani Umayyah in his work, in terms of being the Mawālī of the Umayyads from his father's side, is in harmony with the work called Aḫbâru macmûa whose author is unknown but which highlights the Umayyads. However, the fact that he was a member of Sâre al-Ḳūṭiyya from his mother'’s side, it is striking that the information he conveyed caused him to reflect his identity as an Andalus. In fact, this work is of great importance in this respect. Because it is extremely important to tell the history of a country where various nations belong to different religions -especially by respecting these elements. It can be said that most historians writing on this subject, except for Ibn al-Ḳūṭiyya, have neglected this aspect of the issue.
Bu çalışmada İbnü’l-Kūtıyye ve onun Endülüs tarihi hakkında yazmış olduğu Târîḫu iftitâḥi’l-Endelüs isimli eseri ele alınmıştır. İbnü’l-Kūtıyye’nin biyografisi ve eserleri hakkında bilgi verildikten sonra onun Endülüs tarihine katkısı ve bu alanda yazdığı eseri çeşitli yönleriyle incelenmiştir. İbnü’l-Kūtıyye’nin bir yazar olarak Endülüs’te doğup büyümüş olması ve soyunun anne tarafından Gotlara dayanması onun bu eserine daha da önemli bir özellik kazandırmıştır. İbnü’l-Kūtıyye, 898-977 yılları arasında Endülüs’te yaşamıştır. Kurtuba’da doğduğu tahmin edilen İbnü’l-Kūtıyye’nin yaklaşık seksen yıllık ömrü yaşadığı dönemin ve bölgenin en zengin ilim muhiti olan Kurtuba ile İşbîliye (Sevilla) kentlerinde geçmiştir. Buralarda bulunduğu süre zarfında orada bulunan önemli ilim adamından dersler almış ve daha sonra kendisi de birçok ilim adamının yetişmesine vesile olmuştur. İslami ilimlerden Fıkıh, Hadis, İslam Tarihi gibi bilimlerin yanında dil, edebiyat ve şiirle de ilgilenen İbnü’l-Kūtıyye’nin asıl uzmanlık alanı Arap dili ve edebiyatı olduğu kaydedilmiştir. İbnü’l-Kūtıyye’nin biyografisini yazanlar, onu Endülüs’te Arap dilinin imamı, Arap dilinin ve şiirinin öncüsü, Arapçanın öncüsü ve Endülüs tarihi uzmanı olarak tanımlamışlardır. Endülüs Arap dili ekolünün kurucusu olarak kabul edilen Ebû Ali el-Kālî, İbnü’l-Kūtıyye’nin Endülüs’ün Arap dili alanında en üstün ilim adamı olduğunu vurgulamıştır. İbnü’l-Kūtıyye, esas olarak Endülüs tarihçisi kimliğiyle ön plana çıkmıştır. Onun Endülüs tarihini, Endülüs devlet adamlarının, ilim adamlarının ve şairlerinin biyografilerini iyi bildiği ve bu bilgileri sözlü olarak aktardığı kaydedilmişti. Her ne kadar kendisine nispet edilen Târîḫu iftitâḥi’l-Endelüs isimli eserin ona aidiyeti konusunda tartışmalar olsa da kendisinin Endülüs tarihi konusundaki derin bilgisi ve eserin içeriğindeki bilgilerin ona aidiyeti hususu hiçbir zaman tartışma konusu yapılmamıştır. Bilindiği kadarıyla İslâmi dönemin en eski Endülüs tarihçisi Abdülmelik İbn Habîb’dir. Onun et-Târîh isimli eseri Müslüman Arapların Endülüs tarihine dair ilk eseri olmasına rağmen bu eserin ihtiva ettiği efsane ve hurafe benzeri hikâyelerle dolu olması ve vefatından sonraki olayların bir kısmının da içinde yer alması bu eserin bilimsel kimliğine gölge düşürmüştür. Tarihi bilgiler, daha çok hurafelerin ve efsanelerin gölgesinde kalmıştır. Meârik b. Mervân’ın (öl. ?) Endülüs fethiyle alakalı eseri ise günümüze ulaşmamıştır. Aynı şekilde İbnü’l-Kūtıyye’den önce Endülüs tarihine katkısı olduğu düşünülenlerden Hukeym el-Ezdî’nin de nesep bilgisine dair bir eserinden bahsedilse de bu eser de günümüze ulaşmadığı gibi doğrudan Endülüs’ün fethiyle de alakası bulunmamaktadır. Dolayısıyla bu veriler dikkate alındığında İbnü’l-Kūtıyye’nin ve onun Endülüs fethine dair eserinin önemi daha çok ortaya çıkmaktadır. Ayrıca İbnü’l-Kūtıyye’nin Târîḫu iftitâḥi’l-Endelüs isimli eseri, doğrudan Endülüs’ün fethini ve fetihten sonra cereyan eden olayları ele alan bir eser olması yönüyle de büyük bir öneme sahiptir ve kendisinden önce yazılan fakat birçok yönüyle eksik olan eserlere ait boşluğu önemli ölçüde doldurmuştur. Bir diğer husus da yazarın Endülüs’te doğup büyümüş olması, soy itibarıyla eski Endülüs halklarıyla bağlantısının bulunması, Endülüs toplumunun tabiatı ve teşekkülüyle ilgili hususlara yer vermiş olması ve olayların gerçekçi bir portresini takdim etmeye gayret göstermiş olması gibi nedenler, onun bu eserini ayrıcalıklı bir konuma taşımıştır. İbnü’l-Kūtıyye, eserinde farklı gruplara eşit mesafede durmaya çalışmıştır. Baba tarafından Emevilerin mevalisi olması yönüyle eserindeki Musa ile Lüzrik (Rodrigo) ve Benî Ümeyye hakkında anlatılanlar yazarı belli olmayan fakat Emevileri öne çıkaran Aḫbâr mecmûʿa isimli eserle uyum arz ettiği görülmektedir. Ancak onun anne tarafından Sare el-Kûtıyye’ye mensup olması yönüyle de aktardığı bilgilerde Endülüslü olma kimliğini yansıtmasına sebep olduğu göze çarpmaktadır. Esas itibariyle eser bu yönüyle çok büyük önem arz etmektedir. Zira çeşitli milletlerin farklı dinlere mensup olduğu bir ülkenin tarihini –özellikle bu unsurlara riayet edilerek- anlatılması son derece önemlidir. Denilebilir ki İbnü’l-Kūtıyye haricinde bu konuda yazan çoğu tarihçiler meselenin bu yönünü ihmal etmişlerdir
Databáze: OpenAIRE