Popis: |
The prevalences of hemoglobin S (HbS) and β-thalassemia (β-thal) are high in Mersin, Turkey. In this study, the results of a five-year premarital screening program in Mersin province are reported. A total of 79,000 persons including 31,498 couples were screened in this program. Hematological analyses and electrophoresis were done to identify carriers. The results were given confidentially and at-risk couples were counselled on reproductive options and prenatal diagnosis. The carrier rates of hemoglobins (Hb) (HbS, HbD, HbE) and of β-thal were 1.21%, 0.17%, 0.04% and 2.04%, respectively. One hundred and thirty-four couples were at-risk, of whom 67.2% had health insurance. Twenty-seven couples did not become pregnant, six were divorced and 11 could not be reached. Of the 135 pregnancies, 80 had prenatal diagnosis. Five stillbirths occurred, and 18 homozygous babies were born to couples that did not seek prenatal diagnosis. Two families with prenatal diagnosis had affected babies: one was a late referral and the other due to religious reasons. For a successful screening program, emphasis must be on extensive and intensive informative programs for the public as a whole. Prenatal diagnosis should be offered free of charge as a basic public service. For a healthy population, knowledge and a shared responsibility between the public and the government are necessary.Mersin ilinde yüksek sıklıkta Hemoglobin S (HbS) ve β-talasemi saptanmıştır. Bu çalışmada Mersinde kurulan talasemi merkezinin 5 yıllık sonuçları verilmiştir. Toplam 79.000 kişi, 31.498 evlenecek çift taramaya başvurmuştur. Hematolojik analizler ve elektroforez ile taşıyıcılar saptanmıştır. Sonuçlar bireylere verilmiş, ve riskli çiftler doğum öncesi tanı ve üreme seçenekleri konusunda bilgilendirilmiştir. Hemoglobinlerden(Hb); HbS, HbD, HbE ve β-tal taşıyıcılığı sırasıyla %1.21, %0.17, %0.04 ve %2.04 olarak bulunmuştur. Toplam 134 riskli ailenin % 67.2’inin sağlık güvencesi vardır. Çiftlerden 6’sı ayrılmış, 11’inin adresi saptanamamış ve 27’inde gebelik yoktur. Toplam 135 gebelikten 80’i doğum öncesi tanıya gitmiştir. Tanı yaptırmayan riskli ailelerde 18 homozigot bebek doğmuştur. Ayrıca 5 ölü doğum olmuştur. Tanı konan iki aileden birisi geç başvuru diğeri dini nedenlerle hasta bebek doğurmuştur. Sonuç olarak, başarılı bir tarama programı için halkın bu konuda tam bilinçlendirilmesi gereklidir. Ayrıca doğum öncesi tanı devlet güvencesine alınmalıdır. Sağlıklı bir toplum için bilgi ve halkla devletin sorumlulukları paylaşması gerekmektedir. |