Popis: |
Türk insanı genellikle yabancılarla konuşmaya çok istekli görünmemektedir. Bu onların yabancıları şahsen tanımamalarından veya onların yanında kendilerini rahat hissetmemelerinden veya utangaç olmalarından, konuşurken kaygı duymalarından veya konuşmaya yeterlikleri olmadığını düşündüklerinden kaynaklanabilir. Bu gerçek, üniversitede İngilizce eğitimi alan öğrenciler için de geçerlidir. Türkiye'deki üniversitelerde okuyan öğrencilerin iletişim becerilerinin zayıflığı bu utangaçlık, yüksek yabancı dil konuşma kaygısı ve düşük konuşma öz-yeterliğiyle açıklanabilir. Dolayısıyla, yabancı dil konuşma kaygısının kişilik ve yabancı dil konuşma öz-yeterliğiyle bağlantılı olduğu söylenebilir. Diğer bir deyişle İngilizce öğretmenleri öğrencilerinin kişilik özelliklerini bilirse onları daha iyi anlayıp, İngilizce konuşma kaygılarının sebeplerinin kişilikleriyle ilgili olup olmadığını bulabilir ve daha etkili öğretim teknik ve metotları uygulayabilirler. Ana dilde konuşma kaygısı, kişilik özellikleri ve konuşma öz-yeterliğiyle alakalı pek çok araştırma olmasına rağmen yabancı dil öğreniminde bu tür araştırmalar çok yoktur. Yabancı dil öğreniminde en yaygın problemler arasında konuşma kaygısı ve öz-yeterliği sayılabilir. Kişilik özellikleri ile alakalı çalışmalara göre bu faktörler eğitim, doğru müdahale vb. yollarla değiştirilebilir ancak hangi kişilik özelliklerinin hangi ölçülerde konuşma kaygısı ve öz-yeterliğiyle alakalı olduğunun belirlenmesi gerekir. Mevcut çalışmanın amacı, Türkiye'deki değişik üniversitelerde eğitim alan 4. sınıf İngiliz Dili Eğitimi ile İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü öğrencilerinin kişilik özelliklerini tespit etmek; iki bölüm öğrencilerinin kişilik özellikleri arasında anlamlı farklar olup olmadığını bulmak; iki bölüm öğrencilerinin yabancı dil konuşma kaygı düzeyleri arasında anlamlı bir fark olup olmadığını araştırmak; öğrencilerin yabancı dil konuşma kaygılarıyla kişilik özellikleri ve yabancı dil konuşma öz-yeterlikleri arasındaki ilişkiyi incelemek ve öğrencilerin kişilik özellikleri ile yabancı dil konuşma öz-yeterliklerinin, onların yabancı dil konuşma kaygılarını anlamlı yordayıp yordamadığını bulmaktır. Mevcut çalışma karşılaştırmalı ve korelasyon özellikleri taşıyan nicel araştırma yöntemi ile yapılmıştır. Veriler üç ayrı anket (Büyük Beşli, Yabancı Dil Sınıf Kaygısı Ölçeği ve İngilizce Konuşma Öz-Yeterlik Ölçeği) ile toplanmıştır. Katılımcılar Türkiye'deki 31 farklı üniversitenin 923 İngiliz Dili Eğitimi Bölümü son sınıf öğrencisi ile 922 İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü son sınıf öğrencileridir. Toplam katılımcı sayısı 1845'tir. Sonuçlar kişilik özellikleri sıralamasının İngiliz Dili Eğitimi ve İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümleri için aynı olduğunu göstermiştir. Sadece İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü puanları daha düşüktür. Her iki grup için de birinci kişilik özelliği Uyumluluktur; diğerleri ise sırasıyla Deneyime Açıklık, Sorumluluk, Dışadönüklük ve Duygusal Dengedir. Ayrıca iki bölümün kişilik özellikleri puanları arasında anlamlı bir farklılık da tespit edilmiştir. Sonuçlar aynı zamanda İngiliz Dili Eğitimi grubunun yabancı dil konuşma kaygı düzeyinin İngiliz Dili ve Edebiyatı grubundan düşük olduğunu göstermiştir; yani İngilizce konuşmada İngiliz Dili Eğitimi öğrencileri İngiliz Dili ve Edebiyatı öğrencilerinden daha az kaygı duymaktadır. Ayrıca öğrencilerin yabancı dil konuşma kaygılarıyla kişilik özellikleri ve yabancı dil konuşma öz-yeterlikleri arasındaki anlamlı ilişkiler bulunmuştur. Yine yapılan incelemeler sonucunda bütün katılımcılar için yabancı dil konuşma öz-yeterliğinin İngilizce konuşma kaygısını eksi yönde yordadığı bulunmuştur. Kişilik özellikleriyle ilgili olarak da Dışadönüklük her iki grupta da İngilizce konuşma kaygısını eksi yönde yordamıştır. En az İngilizce konuşma kaygısına sahip katılımcılar dışadönüklerdir. Ancak İngiliz Dili Eğitimi grubu için diğer bir eksi yönde yordayıcı Deneyime Açıklık iken, İngiliz Dili ve Edebiyatı grubu için bu Sorumluluk olarak tespit edilmiştir. Ve bütün katılımcılar için İngilizce konuşma kaygısını artı yönde yordayan iki kişilik özelliği de Uyumluluk ve Duygusal Dengedir. Diğer bir deyişle İngilizce konuşma kaygı düzeyi en yüksek katılımcılar Duygusal Denge ve Uyumluluk özelliklerine sahip katılımcılardır. İngiliz Dili Eğitimi grubu için Sorumluluk ve İngiliz Dili ve Edebiyatı grubu için ise Deneyime Açıklık kişilik özellikleri anlamlı yordayıcı olarak tespit edilmemiştir. Ancak katılımcıların hepsi düşünüldüğünde beş kişilik özelliğinin beşi de bir şekilde İngilizce konuşma kaygısıyla ilgilidir ve onu anlamlı bir şekilde yordamaktadır. Çoğunluğun Uyumluluk kişilik özelliğine sahip olması ve Uyumluluk kişilik özelliğinin yabancı dil konuşma kaygısını pozitif pozitif yönde yordaması, ülkemizde neden insanların İngilizce konuşamadıklarına bir cevap olabilir. Bu çalışma yabancı dil öğrenenlerin konuşma kaygı düzeylerini düşürmek ve öz-yeterliklerini yükseltmek için birtakım tavsiyeler sunmaktadır. Öğrencileri seviyelerine göre gruplamak için yapılan seviye tespit sınavlarının yanında kişilik testleri yaparak, öğrencilerin kişiliklerini de belirlemek ve öğrencileri kişiliklerine göre de gruplamak uygun olabilir. Buna ek olarak, yine yabancı dil öğrenenlerin konuşma kaygı düzeylerini düşürmek ve öz-yeterliklerini yükseltmeye yönelik her kişilik özelliğine uygun program ve metotlar geliştirilmelidir. Yabancı dil sınıflarında ders veren dil öğretmenleri de öğrencilerin konuşma kaygı düzeylerini düşüren ve öz-yeterliklerini yükselten faktörlerden haberdar olmalıdırlar; İngilizce öğretmeni, bir öğrencinin neden, ne zaman veya nerede konuşmadığı hakkında yargıya varırken öğrencinin düşük İngilizce seviyesi, konuyu bilmemesi gibi etmenler yanında bu sessizliğin onun kişilik özelliklerinden kaynaklanabileceğini de hesaba katmalıdır. Yabancı dil öğrencileri de İngilizce konuşurken kendilerini kaygılı ve yetersiz gördüklerinde cesaretleri kırılmamalıdır, çünkü onların kişilikleri bu olumsuz duygulara sebebiyet veriyor olabilir. It seems difficult for Turkish people to speak with foreigners maybe because they do not know them personally well enough and not feel comfortable with them. It is also believed that Turkish people are often lack of willingness to speak because they feel shy, anxious and not self-efficient enough in speaking. To start a conversation in a foreign language, there are two accepted obstacles; politeness and shyness. This fact is seen while students are learning English at universities as well. The lack of communicative competence of Turkish university students can be explained with this shyness, high speaking anxiety and insufficient self-efficacy. Speaking in front of people is challenging even in one's own language. Therefore, it can be asserted that personality and speaking anxiety and self-efficacy are interrelated. If teachers are aware of students' personality types and can find out whether the reasons for their anxiety are related to their personality traits, they may teach their classes better and decide on the most effective teaching techniques and methods. Although studies and investigations about speaking anxiety, personality traits and speaking self-efficacy have been many in first language contexts (L1), the same cannot be asserted for the studies and investigations about speaking anxiety, personality traits and speaking self-efficacy in foreign language learning (EFL). Speaking anxiety and speaking self-efficacy can be suggested as the most common problems in foreign language learning. Since studies related to big five factors have shown that these factors can be changed through education or intervention and positively contribute to personality traits, it is necessary to determine which and how many of the big five personality traits factors match speaking anxiety and speaking self-efficacy. The aim of the current study is to determine the personality traits of 4th year students of English Language Teaching and English Language and Literature departments at Turkish universities; to examine whether there are significant differences between personality traits of ELT-ELL departments' students; to investigate whether there is a significant difference between foreign language speaking anxiety levels of ELT-ELL departments' students; to examine the relations among their English speaking anxiety, personality traits and English speaking self-efficacy; and to find out whether students' personality traits and foreign language speaking self-efficacy significantly predict their foreign language speaking anxiety. The study has the features of quantitative research design which has comparative and correlational characters in nature. Data are received from 4th year students of English Language Teaching and English Language and Literature Departments by means of three questionnaires. 923 students of English Language Teaching Departments and 922 students of English Language and Literature Departments of 31 different universities in Turkey, totally 1845, participated in the study. The results of the current study show that the sequence of the personality traits is same for both English Language Teaching and English Language and Literature groups. The highest construct of personality traits for both groups is Agreeableness; whereas, the others are Openness, Conscientiousness, Extraversion and Neuroticism respectively. A significant difference between personality traits' scores of both groups is detected. The findings also show that there is a significant difference between the foreign language speaking anxiety levels of ELT and ELL students; ELT students are less anxious in speaking English than ELL students. Moreover, significant relations among foreign language speaking anxiety, personality traits and foreign language speaking self-efficacy of the participants are found out. Again, the findings indicate that foreign language speaking self-efficacy predicts foreign language speaking anxiety significantly and negatively. As for the personality traits, Extraversion significantly and negatively predicts foreign language speaking anxiety for both groups. This means that the extravert students have the least English speaking anxiety. Moreover, while the second negatively significant personality trait is Openness for ELT group, it is Conscientiousness for ELL group. And the two personality traits which predict foreign language speaking anxiety significantly and positively for both groups are Neuroticism and Agreeableness. This means that neurotic and agreeable participants have the highest foreign language speaking anxiety level. But, Conscientiousness for ELT group and Openness for ELL group are not significant predictors of foreign language speaking anxiety. However when all the participants are taken into consideration, all of the five personality traits are somehow related to English speaking anxiety and they predict it significantly. The majority of the participants have Agreeableness personality trait and Agreeableness predicts foreign language speaking anxiety positively; this may explain why people cannot speak English in our country. This study proposes some suggestions to lower speaking anxiety and to increase speaking self-efficacy of foreign language learners. In addition to the placement tests which group students according to their success, it can be better to separate students according to their personalities as well. Besides, programs and methods should be developed for each personality trait in order to lower foreign language speaking anxiety of students and to increase their speaking self-efficacy. In EFL classrooms, educators should be careful about the factors that affect the level of speaking anxiety and self-efficacy of their students; when they decide on why and where their students are silent and do not speak in English, they should take the personalities of their students into consideration besides other factors such as low level of English. Therefore, EFL learners should not be discouraged when they feel anxious and less self-efficient about speaking English. 253 |