Popis: |
Bütün canlılar gibi insanlar da sınırlı bir yaşam süresine sahiptirler. Her insan doğar, gelişir, yaşlanır ve ölür. Bu noktada insan ömrünün aşamaları biyolojik olarak çocukluk, gençlik, yetişkinlik ve yaşlılık olarak sınıflandırılabilir. Yaşamın son evresi olarak ifade edilebilecek yaşlılıkta; fiziksel ve zihinsel olarak gerilemeler yaşayan birey, kendi kendine yetememekte ve bir başkasının yardımına ihtiyaç duyabilmektedir. Geçmiş yıllarda sahip olduğu statü ve rolleri kaybetme riskiyle karşı karşıya kalan birey yeni durumuna uyum sağlamakta güçlük çekmekte ve yetişkinliğinde sahip olduğu imkanları yaşlılığında da sürdürmek istemektedir. Dünya genelinde yaşanan sosyal, ekonomik ve teknolojik gelişmeler neticesinde insan ömrünün uzaması ve doğum oranlarındaki düşüşle birlikte toplam nüfus içerisindeki yaşlı nüfus oranlarında artış meydana gelmiştir. Ortaya çıkan bu demografik dönüşüm yaşlı algısında da değişimlere neden olmuştur. Yaşlı nüfusundaki artış dünya genelinde toplumsal anlamda sorunlar yaratmış ve demografik dönüşüm yaşayan ülkeler için yaşlı vatandaşlarıyla ilgili ortaya çıkabilecek problemlere çözüm üretme mecburiyeti doğmuştur. Yaşlılık bu görünümüyle yaşlı bireyler ve içerisinde yaşadıkları toplum tarafından sosyal bir risk halini almıştır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından geliştirilen aktif yaşlanma kavramı ve bu kavram kapsamında uygulanacak politikalar ile yaşlı bireylerin kendilerini toplumdan soyutlamadan ve bir başkasının desteğine mümkün olduğunca az ihtiyaç duyarak yaşamlarını sürdürmeleri hedeflenmektedir. Söz konusu kavram sadece fiziksel olarak bir aktif olma halini değil; yaşlı bireylerin parçası oldukları toplum içerisinde sosyal, ekonomik ve kültürel açılardan aktif bir biçimde yer almalarını açıklamaya çalışmaktadır. Yaşlı bireylerin kalan ömürlerini her anlamda daha kaliteli geçirebilmelerine odaklanan aktif yaşlanma kavramının ve yenilikçi uygulamalarının artan yaşlı nüfusu ve beraberinde getirdiği problemler ile mücadele sürecinde oldukça önemli olduğu düşünülmektedir. İlerleyen yıllarda yaşlı nüfusunun daha da yüksek oranlara ulaşacağı tahmin edilmekte ve ülkelerin toplam nüfusun önemli bir bölümünü oluşturacak olan yaşlı vatandaşlarının refahı için ciddi önlemler almak durumunda kalacakları öngörülmektedir. Fiziksel ve zihinsel olarak önceki yıllarının çok uzağında olan yaşlı bireylerin nüfus oranlarındaki artış; devletleri yaşlanma ve yaşlılığa yönelik sosyal politikalar düzenlemek mecburiyetinde bırakmaktadır. Similar to all living creatures, humans have a limited life span. Every human being is born, develops, gets old, and dies. In this concept, biological phases of the human life can be classified as childhood, youth, adulthood, and old age. In old age, in other words the final phase of the life, the individual has physical and mental recessions and may not become self-sufficient and may need someone else's help. Facing the risk of losing status and roles of the past years, the person has difficulties in coping up with the new situation and desires to sustain the potential he/she had in the adulthood. As a consequence of the social, economic and technological developments in the world, the life span of people has increased and the birth rates have decreased which therefore have caused the share of the old age population to increase within the total population. This resulting demographical change has caused the old age perception to be understood differently. The increase of old age population has brought about many social problems globally and it has become a must for the countries, which have a demographical change, to take actions against the old age population related matters. Old age, in its present situation, has become a social risk for the old people as well as the society they live in. The term, active ageing, developed by World Health Organization (WHO) and the related policies target that the elderly can sustain their lives without detaching themselves from society and with as little help from others as possible. Relevant term does not only mean physical activity but also expresses that the elderly can actively participate in their society with regards to social, economic, and cultural aspects. It is considered that active ageing concept and innovative applications which focus on that the elderly can spend rest of their life with high-quality activities is remarkably important in coping with the increasing old age population and the resulting problems. It is predicted for next years that the old age population will be higher and the countries will have to take important measures to ensure the welfare of the elderly population which will take a big share from the total population cake. The increase in share of the elderly population who lack of the physical and mental situation of the previous years compel the states to regulate social policies for ageing and the old age. 187 |