Popis: |
Savaş suçu faillerini yargılama ve cezalandırma fikri yeni olmamasına rağmen, ancak İkinci Dünya Savaşı sonrasında uygun bir şekilde hayata geçirilmiştir. Savaştan sonra kurulan, ad hoc nitelikteki Nüremberg ve Uzak Doğu Uluslararası Askeri Mahkemeleri' nde, bir çok Alman ve Japon askeri ve sivil lider yargılanmış ve çeşitli cezalara çarptırılmışlardır. Soğuk Savaş sonrasında, uluslararası insancıl hukukun ciddi ihlallerinden ve soykırımdan sorumlu kişileri yargılamak üzere, B.M. Güvenlik Konseyi' nin kararlarıyla, Eski Yugoslavya İçin Uluslararası Ceza Mahkemesi ve Ruanda Uluslararası Ceza Mahkemesi kurulmuştur. Soğuk Savaş sonrasının söz konusu ad hoc mahkemeleri, bir çok karar vermişler ve hali hazırda faaliyete devam etmektedirler. Uluslararası Ceza Mahkemesi, 17 Temmuz 1998' de, Roma Konferansı sonunda kurulmuştur. Mahkemeyi kuran Roma Statüsü, l Temmuz 2002' de yürürlüğe girmiştir. Mahkeme' nin, uluslararası toplumu bir bütün olarak yakından ilgilendiren çok ciddi suçlar üzerinde yargılama yetkisi bulunmaktadır. Mahkeme' nin yargılama yetkisine giren suçlar; soykırım suçu, insanlığa karşı suçlar, savaş suçlan ve saldın suçudur. Saldın suçu dışındaki diğer suçların tanımı, Statü' de yer almıştır. Saldın suçu ise, görüşmeler sırasında saldırının tanımı üzerinde bir uzlaşıya varılamaması nedeniyle tanımlanmamış ve Mahkeme' nin bu suç üzerinde yargılama yetkisini kullanabilmesi, ileride Statü' de yapılacak bir değişiklik ile saldırının tanımının yapılmasına bırakılmıştır. Soykınm çok ciddi bir suçtur ve `suçlann suçu` olarak değerlendirilir. Soykınm kavramı, ilk defa Nüremberg yargılamalarında gruplann yıkımına gönderme yaparak ortaya çıksa da, Yahudi grubuna karşı işlenen suçlar, Nüremberg Mahkemesi tarafından, soykırım suçu olarak değil ve fakat insanlığa karşı suç olarak değerlendirilmiştir. Bunun nedeni, Nüremberg Statüsü' nün, tıpkı Uzak Doğu Mahkemesi' nin Statüsü gibi, Mahkeme' nin yargılama yetkisine giren suçlan, barışa karşı suçlar, savaş suçlan ve insanlığa karşı suçlar ile sınırlamış olmasıdır.Soykırım suçu ilk olarak 1948 Soykırım Sözleşmesi' nde tanımlanmıştır. Soykırım Sözleşmesi' nin 2. maddesine göre: `İşbu Sözleşmede soykırım, milli, etnik, ırki ve dini bir grubu kısmen veya tamamen yok etmek amacıyla aşağıdaki fiillerden herhangi birinin irtikap olunması demektir: a)Grup üyelerinin öldürülmesi; b)Grup üyelerine ciddi surette bedeni veya zihni zarar verilmesi; c)Grubun tamamen veya kısmen, fiziksel varlığını ortadan kaldırılacağı hesaplanarak, yaşam şartlarının kasten değiştirilmesi; d)Grup içindeki doğumları engellemek amacıyla tedbirler alınması; e)Grup üyesi çocukların zorla başka bir gruba nakledilmesi.` Soykırım Sözleşmesi' nin 3. maddesi, diğer cezalandırılabilir fiilleri göstermektedir. Maddeye göre: `Aşağıdaki fiilleri cezalandırılacaktır: a)Soykırım; b)Soykırım için anlaşma (komplo); c)Soykırımı irtikap için doğrudan ve alenen tahrik; d)Soykırıma teşebbüs; e)Soykırıma iştirak.` Soğuk Savaş sonrasının ad hoc mahkemelerinin statülerinde soykırımın tanımı, kelimesi kelimesine Soykırım Sözleşmesi' nin 2 ve 3. maddelerinde yer alan tanımdan alınmıştır. Roma Statüsü' nde de, Soykırım Sözleşmesi' nin 2. maddesindeki tanım kullanılmıştır. Bununla beraber, Sözleşme' nin 3. maddesine yer verilmemiştir. Bunun nedeni, Sözleşme' nin 3. maddesinde yer alan fiillerin, Statü' de `Ceza Hukukunun Genel İlkeleri` bölümünde düzenlenmiş olmasıdır. Yeni Türk Ceza Kanunu' nün 76. maddesinde de Soykırım Sözleşmesi' nde bulunan tanım esas alınmış, ancak, `bir planın icrası suretiyle` ibaresine yer verilmiştir.Soykırım suçunun işlenebilmesi için iki unsur gereklidir. Bunlar, suçun manevi unsuru (özel kasıt) ve suçun maddi unsurunu teşkil eden fiillerin işlenmesidir. Yukarıda da belirtildiği gibi, soykırım suçuna vücut veren yasaklanmış fiiller beş fiil ile sınırlandırılmıştır. Soykırım suçunun manevi unsuru, bu suç tipi için son derece önemlidir ve ayırt edici etmen olarak değerlendirilmektedir. Bir başka ifadeyle, soykırım, suçun oluşumu için gerekli özel kasıt ile karakterize edilmektedir. Gerçekten de, soykırım, diğer uluslararası suçlardan, özel kasta olan ihtiyaç nedeniyle ayrılmaktadır. Soykırım suçunda özel kasıt, `tamamen veya kısmen milli, etnik, ırki veya dini bir grubu yok etmek amacı` şeklinde ifadesini bulur. Soykırım Sözleşmesi' nde ve diğer uluslararası düzenlemelerde, sadece, milli, etnik, ırki ve dini gruplar soykırım fiillerine karşı korunmaktadırlar. Bununla beraber, diğer gruplar, örneğin siyasi gruplar korunan gruplar İçerisinde değerlendirilmemektedirler. Özellikle siyasi grupların korunan gruplar arasında bulunmaması, soykırım tanımının en tartışmalı yönünü oluşturmaktadır. Roma Statüsü' nün 3. bölümünde, ceza hukukunun genel ilkeleri düzenlenmiştir. Bu bölümde, teşebbüs, iştirak, komutanın ve diğer üstlerin sorumluluğu, zamanaşımsızlık, manevi unsur, cezai sorumluluğu ortadan kaldıran nedenler ve amirin emrine ilişkin düzenlemeler bulunmaktadır. Criminal Law` in the Statute. In Article 76 of the new Turkish Penal Code the definition of genocide is taken from the Genocide Convention but, a phrase as `in the context of execution a plan` is added by the negotiators. For the crime of genocide to be committed, two elements are required. These are the mens rea (the specific intent) and actus reus (the prohibited act or omission). As indicated above the prohibited acts constituting the crime of genocide are classified into five acts. The mens rea of the crime of genocide is very important for genocide and it is considered as the distinguishing factor. In other words, genocide is characterized by the specific intent. In fact, the crime of genocide differs from other international crimes due to the requiring dolus specialis. The dolus specialis of the crime of genocide lies in `the intent to destroy, in whole or in part, a national, ethnical, racial or religious group, as such.` In the Genocide Convention and in other related international instruments only four groups namely national, ethnical, racial and religious groups are protected against genocidal acts. However, other groups such as political groups, are not considered as protected groups. Especially, exclusion of political groups is the one of the most contentious aspect of the definition of genocide crime. In the third part of the Rome Statute, general principles of criminal law were regulated. In this part, there are some regulations on attempt, complicity, responsibility of commanders and other superiors, non-applicability of statute of limitations, mental element, grounds for excluding criminal responsibility and superior orders.Tribunal only to crimes against peace, war crimes and crimes against humanity, as seen in the Far East Tribunal's Charter. The crime of genocide was defined first in 1948 in the Genocide Convention as a crime under international law. According to the article 2 of the Genocide Convention: `In the present Convention, genocide means any of the following acts committed with intent to destroy, in whole or in part, a national, ethnical, racial, or religious group, as such: a) Killing members of the group; b) Causing serious bodily or mental harm to members of the group; c) Deliberately inflicting on the group, conditions of life calculated to bring about its physical destruction in whole or in part. d) Imposing measures intended to prevent births within the group; e) Forcibly transferring children of the group to another group.` Article 3 of the Convention represents the other punishable acts. According to the article 3: `The following acts shall be punishable: a)Genocide; b) Conspiracy to commit genocide; c) Direct and public incitement to commit genocide; d) Attempt to commit genocide; e) Complicity in genocide.` The definition of genocide in the Post Cold War Ad hoc Tribunal's Statutes are taken verbatim from Articles 2 and 3 of the Genocide Convention. The negotiators of the Rome Statute has taken the Article 2, as well. On the other hand, the Article 3 of the Genocide Convention has not been taken into consideration. Because the punishable acts enumerated in the Article 3 are regulated within the content of `General Principles of Criminal Law` in the Statute. In Article 76 of the new Turkish Penal Code the definition of genocide is taken from the Genocide Convention but, a phrase as `in the context of execution a plan` is added by the negotiators. For the crime of genocide to be committed, two elements are required. These are the mens rea (the specific intent) and actus reus (the prohibited act or omission). As indicated above the prohibited acts constituting the crime of genocide are classified into five acts. The mens rea of the crime of genocide is very important for genocide and it is considered as the distinguishing factor. In other words, genocide is characterized by the specific intent. In fact, the crime of genocide differs from other international crimes due to the requiring dolus specialis. The dolus specialis of the crime of genocide lies in `the intent to destroy, in whole or in part, a national, ethnical, racial or religious group, as such.` In the Genocide Convention and in other related international instruments only four groups namely national, ethnical, racial and religious groups are protected against genocidal acts. However, other groups such as political groups, are not considered as protected groups. Especially, exclusion of political groups is the one of the most contentious aspect of the definition of genocide crime. In the third part of the Rome Statute, general principles of criminal law were regulated. In this part, there are some regulations on attempt, complicity, responsibility of commanders and other superiors, non-applicability of statute of limitations, mental element, grounds for excluding criminal responsibility and superior orders. 203 |