Popis: |
Amaç: Cerrahi girişimlerden sonra farklı yara iyileşmesi sonuçları izlenebilmektedir. Bu çalışmada hipertofik skar ile sonuçlanan ve normal iyileşen yetişkin deri dokularında fetal dönemde yara iyileşmesinin modülasyonunda etkili olabileceği düşünülen ve skarsız iyileşen fetal dokularda yüksek konsantrasyonda bulunan ekstrasellüler matriks elemanlarından hyalüronik asit, fibronektin ve kondroitin sülfatın bu yetişkin dokularında konsantrasyon farklarının olup olmadığının araştırılması amaçlandı.Materyal-Metod: Mammoplasti ameliyatı olmuş hastaların dosyaları geriye dönük olarak taranıp ameliyat sonrasında hipertrofik skarı olan hastalar bulunarak bu hastalar ile aynı cerrah tarafından, benzer tarihlerde, benzer yaşlarda mammoplasti ameliyatı yapılan ve hipertrofik skar gelişmeyen hastalar ile kontrol grubu oluşturuldu. Tüm hastaların doku spesimenleri bulunarak immünhistokimyasal olarak boyandı ve kesitler yarı kantitatif yöntem ile `boyanma yok (-), hafif şiddette boyanma (+/-), orta şiddette boyanma (+), şiddetli boyanma (++)` şeklinde skorlanmıştır ve istatistiksel karşılaştırma Fisher exact kikare testi ile yapılmıştır. Bulgular: Hipertrofik skarı olan mammoplastili 10 hasta ile skar gelişmeden iyileşen 10 mammoplastili hasta bulundu. Skar grubundan 2 olgunun dokularının değerlendirilemeyecek kadar dökülmüş olduğu saptandı ve çalışma dışı bırakıldılar. Skarlı grupta fibronektinin yaygın kuvvetli boyandığı doku örneği sayısı kontrol grubuna göre daha azdı ancak bu fark istatistiksel olarak anlamlı değildi (p>0,05). Kondroitin sülfatın ise yaygın kuvvetli boyandığı doku örneği sayısı kontrol grubuna göre daha azdı ancak yine bu fark istatistiksel olarak anlamlı değildi (p>0,05). Skarlı grup ile kontrol grubu arasında hyaluronik asidin yaygın orta ve kuvvetli boyandığı doku örnekleri sayısı arasında fark yoktu. Sonuç: Yetişkin dokularında fibronektin konsantrasyonunun fazla olmasıyla hipertrofik skar gelişmeden iyileşmenin ilişkili olabileceğini, hyaluronik asit ve kondroitin sülfat konsantrasyonlarının ise etkili olmadığını düşünmekteyiz. Tek merkezli bir çalışma olduğundan karşılaştırılan doku spesimen sayıları sınırlı olup istatistiksel değerlendirme, farkı göstermede zayıf kalmış olabilir. Bu yüzden daha geniş olgu grupları ile yeni bir çalışmaya gerek olduğunu düşünmekteyiz. Aim: Different wound healing results can be encountered after surgeries. The concentration of hyaluronic acid, fibronectin and chondroitin sulphate are known to be high in fetal tissues which heal without scar. The aim of this study is to investigate whether there are any differences in concentration of these extracellular matrix components between adult tissues which heal with hypertrophic scar and with normal scar. Material and Methods: The charts of patients with mammoplasty were retrospectively evaluated to find patients who encountered hypertrophic scar after surgery. The control group was created by using the patients with similar ages who were operated by the same surgeon on similar dates. Their tissue specimens were stained immunohistochemically and specimens were scored by semi-quantitative technique as `no staning (-), mild staining (+/-), moderate staining (+), intense staining (++)`. Fisher exact chi square test was used for statistical analysis.Results: Ten patients with hypertrophic scar and ten with normal scar formation after mammoplasty operation were found. Two patients from the control group were excluded since connective tissue of the specimens was ruined in time. The number of tissue specimens with intense fibronectin and chondroitin sulphate staining was lower in scar group however these differences were not statistically significant (p>0.05). There was no difference in the number of tissue specimens with intense and moderate hyaluronic acid staining between scar and control groups.Conclusion: There may be a relation between high concentrations of fibronectin in adult tissues and scarless healing. However there is no effect of high levels of hyaluronic acid and chondroitin sulphate. The number of tissue specimens was limited and there was no statistically significance since this was a single-center study. In order to have significant results, multi-center study including larger groups is required. 53 |