Popis: |
Bu çalışmada erişkin seperasyon anksiyetesi düzeyinin bağlanma biçimleri ile ilişkisi incelenmiştir. Araştırmada 50 kadın, 38 erkek erişkin yer almıştır. Katılımcılara `Bilgilendirilmiş Onam Formu`, `Demografik Bilgi Formu`, `Yetişkin Ayrılma Anksiyetesi Ölçeği` ve 'İlişki Ölçekleri Anketi' verilmiştir.Araştırmada bağlanma türlerine göre katılımcıların demografik özellikler açısından dağılımları ?2 testi ile analiz edilmiştir. YAA ölçeğinden elde edilen toplam puan ve İÖA'den elde edilen alt test puanlarının cinsiyete göre fark gösterip göstermediği t testi ile analiz edilmiştir. Yine YAA ölçeğinden elde edilen toplam puan ve İÖA'den alt test puanlarının yaş gruplarına ve eğitim göre fark gösterip göstermedikleri tek yönlü ANOVA ile analiz edilmiştir. İÖA ve YAA puanları arasındaki bağlılık ilişkisi Pearson Momentler Çarpımı Korelasyon Analizi ile incelenmiştir. Ayrıca İÖA'den alınan alt test puanlarından YAA puanının yordanabilirliği çoklu doğrusal regresyon analizi ile de incelenmiştir. Analiz sonucunda bağlanma türlerinin dağılımları demografik bilgiler açısından istatistiksel olarak anlamlı farklar göstermemiştir. Yani araştırmamızda ele alınan değişkenler yaş, cinsiyet ve eğitim olup yaş ve cinsiyetin bağlanma stilleri üzerine bir etkisinin olmadığı görülmektedir. Buna karşın eğitim değişkeninin korkulu bağlanma alt boyutunda anlamlı düzeyde farklılaşmaya yol açtığı görülmektedir. Bu açıdan elde edilen bulguların bir kısmının literatürden farklılaştığı, eğitim değişkeni ile ilgili bulguların ise genel olarak literatürle örtüştüğü görülmektedir. Ayrıca yaş ve cinsiyet değişkenlerinin bağlanma puanları üzerinde anlamlı düzeyde olmasa da farklılaşmaya yol açtığı da görülmektedir. YAA ölçeğinden elde edilen toplam puan ve İÖA'den elde edilen güvenli, korkulu, saplantılı ve kayıtsız bağlanma alt test puanlarının, eğitimin düzeylerine göre anlamlı fark gösterdiği görülmüştür. Buna göre hem lise hem de ön lisans eğitim düzeyinde olan katılımcıların, lisansüstü eğitim düzeyinde olanlardan anlamlı düzeyde yüksek korkulu bağlanma puanına sahip olduğu görülmüştür. Ayrıca korkulu bağlanma grubunu YAA puanının kayıtsız bağlanma grubununkinden anlamlı olarak yüksek olduğu görülmüştür. Araştırma sonucunda elde edilen bir diğer bulgu ise YAA puanı arttıkça korkulu bağlanma ve saplantılı bağlanma puanları da arttığıdır.Araştırmamızda demografik değişkenler yaş, cinsiyet ve eğitim düzeyi ile sınırlıdır. Gelir düzeyi, kardeş sayısı, doğum sırası, gibi birçok demografik değişkenin de dâhil edilerek ayrılma anksiyetesi ile bağlanma stilleri arasındaki ilişkinin çok boyutlu olarak incelenmesinin yararlı olacağı düşünülmektedir. This study aimed to examine the relationship between the levels of adult separation anxietyand attachment styles. There were 50 female and 38 male adult participants in the study. `Informed Consent Form`, `Demographic Information Form`, `Adult Separation Anxiety Scale` and `Relationship Scales Questionnaire` were given to the participants.In the study, participants' demographics features were analyzed according to attachment styles by the ?2 test. The total score obtained from the ASA scale and the subscale scores obtained from the RSQ were analyzed by t test to examine any difference according to sex. Again, the total scores obtained from the ASA scale and the sub-test scores from the RSQ were analyzed by ANOVA toexamine whether there is difference or not between age groups and education levels. The correlation between the RSQ and ASA scores was examined by the Pearson Moments Multiplication Correlation Analysis. In addition, whether there is dependency of the ASA scores or not to compare sub-test scores of RSQ was also examined by multiple linear regression analysis.As a result of the analysis, there is not a statistically significant difference the attachment styles in terms of demographic information. The variables are age, gender and education. Also, it is shown that there is no significant effect for age and gender on attachment styles. On the other hand, it appears that the variable of education has caused meaningful differentiation in the fearful attachment. It can be seen that some of the findings of the study differ from the literature, and the findings related to education varieties overlap with the literatures in general. It is also seen that even age and sex variables do not significantimpacts on the attachment scores but there is some differentiation. It was observed that the total score obtained from the ASA scale and as the secure, fearful, preoccupied and dismissive avoidant attachment styles sub-test scores obtained from the RSQ were significantly different according to levels of education. According to the findings, participants who both high school and two-year degree levels have significantly higher fear attachment points than those at the level of postgraduate education. It was also found that the fearful attachment group had a significant higher ASA scoresthan the dismissive avoidant group. Another result of the research is that the fearful attachment and preoccupied scores increase when the score of ASA increases.Demographic variables are limited by age, gender and education level in the study. Provided that demographic variables includes like income level, sibling number, birth order, it can be useful for study to examine the relationship between separation anxiety and attachment styles in a multidimensional way. 69 |