Popis: |
1453 yılında İstanbul'un fethiyle imparatorluk haline gelen Osmanlı uzun yıllar birçok ülkeye hükmetmiştir. Asırlarca süren hükümdarlıkta Osmanlı toprak sınırlarını sadece Anadolu ile sınırlandırmayıp çok sayıda ülkeyi egemenliği altına almayı başarmıştır. Bazı ülkelerin mimarisini oluştururken bazılarına da yenilikler getirmiştir. Böylece mimari geçmişten günümüze bir köprü vazifesi görmüş ve kültür geçişini sağlamıştır. Bu ülkelerde Osmanlı mimarisi ile çok sayıda sosyal, kültürel, ticari, dini ve eğitim amaçlı yapılar inşa edilmiştir. Bu yapılardan günümüze ulaşan nadir eserler olsa dahi Osmanlı İmparatorluğunun mimari mirası bir şekilde günümüze taşınmıştır. Balkanlar'daki Türk yapıları plan, kullanım amacı, cephe ve süsleme bakımından Osmanlı Türk mimarisinin bir parçasını oluşturmaktadır. Çalışmada Osmanlı sınırları içerisinde yer alan, Eflak ve Boğdan' ın birleşmesiyle çekirdeğini oluşturan Romanya'nın başkenti Bükreş, Yaş ve Köstence şehirlerinde yer alan yapılarda Osmanlı mimarisinin yansımaları incelenmektedir. Çalışma sonucunda elde edilen veriler aynı dönemden farklı yapılar ve farklı dönemden benzer yapılar ile karşılaştırılarak irdelenmelerine yönelik sentez çalışmaları ile yapının mimarlık tarihi içindeki yeri ve önemini ortaya koyacağı gibi o çağların yaşam standartlarını ve gelişmişlik derecelerini belirlemeye çalışılmıştır. In 1453, Ottoman that became the empire with the conquest of İstanbul, governed many countries for many years. At the centuries-long reign, Ottoman didn't limited the boundaries not only with Anatolia but also it managed to rule over a large number of countries. While it was creeating architecture of some countries, it brought innovations to some countries, too. Thus the architecture acted as a bridge from past to present and it provided culture transition. In these countries, a large number of structures which were for social, cultural, commercial, religious and educational were built with Ottoman architecture. Even rare of these structures survive today; somehow, architectural heritage of the Ottoman Empire was moved to the present day. Turkish structures in the Balkans form a part of Ottoman Turkish architecture in terms of plan, purpose of usage, facade and decoration.In the study, reflections of Ottoman architecture on the structures which take place in Bucharest, Constanta and Ias the cities of Romania, which located within the boundaries of Ottoman and form the core with the unification of Wallachia and Moldavia, examined. The data obtained as a result of the study will bring out both the importance of the structure in the history of architecture with synthesis studies which are related with contrastive research of different structures in the same period and similar structures in different periods, and it contributed to determine living standards of the ages and the degree of development. 76 |