Popis: |
Larenks kanseri tedavisi amaçlı yapılan total larenjektominin en büyük dezavantajı konuşmanın kaybıdır. Bu durum hastaların psikolojisini, sosyal ve ekonomik hayatını olumsuz yönde etkilemektedir. Bu nedenle total larenjektomi sonrası hastalara konuşmayı geri kazandırabilmek amaçlı rehabilitasyon yöntemleri geliştirilmiştir. Bu yöntemler arasından hastaya uygun olan seçilmelidir. Hastanın istekli ve kararlı olması konuşma rehabilitasyonunun başarısını belirleyen faktörlerden biridir. Total larenjektomi sonrası konuşma rehabilitasyonu için kullanılan 3 yöntem vardır. Bunlar yapay larenks (elektrolarenks), özefageal konuşma ve trakeoözefageal konuşmadır. Trakeoözefageal fistül oluşturulmasını takiben ses protezi uygulaması günümüzde ses restorasyonu için kullanılan yöntemlerin başında gelmektedir. Ses protezi uygulaması öncesinde yapılan insüflasyon testi sekonder trakeaözefageal konuşmanın başarısının tahmini için önemlidir. Bu çalışmada ses protezi uygulaması öncesi yapılan insüflasyon testinin trakeaözefageal konuşma başarısındaki prediktif değerinin belirlenmesi amaçlandı. Kliniğimizde insüflasyon testinden geçtikten sonra ses protezi uygulanan 41 hasta çalışmaya alındı. Hasta dosyaları geriye dönük olarak taranarak hastaların yaşı, radyoterapi öyküsü, yandaş hastalıkları, primer tümör bölgeleri, total larenjektomiden sonra ses protezi uygulanmasına kadar geçen süre retrospektif olarak araştırıldı. Hastaların konuşmalarını değerlendirmek için The Harrison – Robillard – Schultz Trakeoözefageal Fistül (HRS) değerlendirme skalası kullanıldı.Hastaların 33 (%80,5)'inin günlük hayatta kendilerini rahatça ifade edebilecek düzeyde konuşmayı başardığı görüldü. İnsüflasyon testinin prediktif değerini ise %80.5 olarak bulundu. RT öyküsü ile HRS değerlendirme skalası puanı arasında anlamlı bir farklılık görülmedi (p=0,687). Çalışmamızda hastalara ses protezi uygulaması öncesi insüflasyon testi yapılması gerektiği sonucuna vardık. The major disadvantage of total laryngectomy, which is done to treat larynx cancer, is the loss of speech. This situation has negative impact on patients' psychological, social and economic status. Rehabilitation techniques had been developed for patients to regain speech. Among these techniques, the most suitable one, for the patient must be chosen. Patients' will and determination also affect the success of speech rehabilitation.There are 3 techniques for speech rehabilitation. They are artificial larynx (electrolarynx), esophageal speech and tracheoesophageal speech. Voice prosthesis application after tracheoesophageal puncture is the most commonly used technique for voice restoration. İnsufflation test, that has done before voice prothesis, is important to determine the success of tracheoesophageal speech. İn this study, our objective is to determine predictive value of insufflation test on the success of tracheoesophageal speech after voice prothesis. 41 patients, who passed insufflation test and afterwards voice prothesis applied by tracheoesophageal puncture in our hospital, are included in the study. Patients' age, radiotherapy history, other medical conditions, primary tumor sites, the time between total laryngectomy and tracheoesophageal puncture are investigated retrospectively. Harrison – Robillard – Schultz Tracheoesophageal Puncture (HRS) Rating Scale is used to evaluate patients' speech.33 (80,5%) of 41 patients manage to speak easily and express themselves on daily basis. The predictive value for insufflation test is found 80.5%. There was no statistically significant relation between RT history and HRS rating scale (p=0,687).In our study, we conclude that insufllation test should be performed before voice prosthesis application. 48 |