Popis: |
Uluslararası ilişkiler, realizmin ve neo-realizmin başı çektiği çeşitli teorilerin önderliğinde disipliner yapısını kurgulamıştır. Disiplinde, bu yönüyle kendi çalışma alanını kısıtlayıp bazı önemli kavramlar (güç mücadelesi, güç dengesi, güvenlik ikilemi, aktör olarak devlet ve diğer yapılar) üzerinde duran basmakalıp bir sisteme evrilme riski oluşmuştur. Yeni teorik yaklaşımlar (eleştirel teori, feminizm, post-yapısalcılık) disipline dair sorulara farklı açılardan bakarak zenginlik katmıştır. Bu teorilerden post-yapısalcılık, özellikle araştırma yöntemi olarak kavramları farklılaştıran ve yorumlayan anlayışıyla disiplinde özgün bir bakış açısı geliştiren yapıdadır. Post-yapısalcığın temel kavramlarından olan söylem, bilginin kökenine inerek nasıl kurgulandığıyla ve bilginin iktidar ile ilişkisiyle nasıl bir dile kavuştuğuyla ilgilidir. Görüntü de söylemin altında dilsel bir yapıya tabi olan araçsallaştırılmayı ifade eder. Görüntünün birçok bileşiminden birisi olan sinema da bu alanda en güçlü yönlendirici ve etkileyici unsur olarak belirir. Tezde sinemadan yola çıkarak post-yapısalcılığın görüntü bağlamında inceleme metotları kullanılmış ve uluslararası ilişkilerle bağı üzerine bir inceleme yapılmıştır. Sinema filmlerinin nasıl bir imaj yapım gücüne ve dolayısıyla bilgi yaratım imkanına sahip olduğu irdelenmiştir. ABD'nin dış politikaları üzerine bir örneklem alanı seçilerek, 11 Eylül sonrası çekilen The Hurt Locker, Lone Survivor, Zero Dark Thirty, United 93, Extremely Loud and Incredibly Close filmleri incelenmiştir. Sinemanın oluşturduğu ulusal kimlik imajları ve devletler üzerindeki etkisi üzerine filmlerin senaryo ve kurgularında işlenen metinler sorgulanarak, oluşturulan devlet imajları okumaya tabi tutulmuştur. Buradan da yola çıkarak Hollywood gibi endüstrileşmiş tüketim sinemanın dış politikada ABD ve müttefiklerinin eylemlerini meşrulaştıran güçlü bir algı mekanizması kurduğu sonucuna varılmıştır. International relations fictionalised its disciplinary structure under the leadership of various theories that realism and neo-realism lead the way. Within the context ofdisciplinary, a risk of conversion to a stereotype system that on that sense confine its own field of study and dwell on some important concepts (power struggle, balance of power,security dilemma, state as an actor and other structures). New theoretic approaches (critical theory, feminism, post-structuralism) enrich thereby looking at the inquiries peculiar to discipline from different aspects. In this theories, poststructuralism, especially with its comprehension that differentiates and interprets the concepts as a research method, is a construction which develops an authentic point of view. Post-structuralism that establish the place of strength on different interpretations, also paves the way for strong contributions to the rhetoric of the international relations whose issues are differentiated thereby evaluating the basic concepts in the international relations from different point of views.Discourse which is one of the basic concepts of post-structuralism, is related to how the knowledge is fictionalised and which language it reaches in its relation with the potential thereby getting to the bottom of the knowledge. Imagery also states the instrumentalizated amenable to linguistic structure under the discourse. Cinema which is one of the sessions of the imagery emerges as the most directive and impressive factor in this field, too. In this thesis, on the basis of cinema research methods as part of imagery of the international relations is used and its connection with the international relations is examined. How the movies has an image making force and thus it has an opportunity of knowledge authoring is scrutinised. Thereby choosing a sample about USA foreign policy, the films The Hurt Locker, Lone Survivor, Zero Dark Thirty, United 93, Extremely Loud and Incredibly Close that made after 9/11 attacks are examined. The images of state; that is created thereby questioning texts that are treated in the fictions and scenarios of the films about national identitiy image that the cinema creates and its effects on the states, are evaluated. 160 |