Popis: |
ı6 6 ÖZET Tarih içindeki bütün toplumlara baktı muzda, toplumları oluşturan fertlerin, birbirlerinden farklılık gösterdiklerini görmekteyiz. Bu farklılık, sosyal tabakalaşma sisteminin temelini oluşturmaktadır. Sosyal tabakalaşma, belirli bîr nüfusun hiyerarşik olarak üst üste gelen sınıflar halinde farklılaşması olarak tanımlanmaktadır. Hiyerarşik sıralama tarihin her döneminde ve farklı toplumlarda, farklı kriterlere göre olmuştur. Günümüz toplumlarında, sosyal hareketlilik sağlamada yani tabakalar arası geçişleri sağlamada en önemli kriter eğitimdir. Fertlerin hangi tabakadan veya hangi etnik gruptan vb. geldiğine bakılmaksızın, zeka ve kabiliyetleri ölçüsünde eğitim imkanlarından faydalanabilmeleri, sosyal hareketliliklerde etkili rol oynamaktadır. Son on yılı içinde bulunduğumun 20. yüzyıl, eğitimin önemini, geçmiş yüzyıllara göre çok daha fazla be lirginleştirmiştir. Eğitim seviyesi, gelişmiş ve gelişmemiş ülkeleri ayıran en önemli faktör durumundadır. Sosyal tabakalaşma piramidine baktığımızda, gelişmiş ülkelerin eğitim ile orta tabakalaşma sağlamada oldukça başarılı oldukları görülmektedir. Burada orta tabakanın artmasının da eğitim seviyesinin yükselmesindeki rolünü unutmamak ge rekir. Türkiye'nin de gelişmekte olan her ülke gibi geliş miş ülkeler seviyesine çıkmak şeklinde bir isteği vardır. Bunu başarabilmesi için sosyal tabakalaşma pi rami dindeki orta tabakasını ş işki nleştirilmesi gerekmektedir. Çalışmamız da ülkelerin gelişebilmesi için orta taba kalaşma sağlamanın gerekliliği üzerinde durulur. Türkiye' de de ara insangücü yetiştirmenin gerekliliğine inandığı mız için, ara insangücü yetiştirme politikasının ne boyut larda olduğunu ortaya koyabilmek amacıyla, Ankara ilini çalışma evreni belirleyerek, bu ildeki genel ortaokul ve liseler ile mesleki ve teknik eğitim veren orta okul veliselerin tamamını, bina, öğrenci ve öğretmen sayısı ve yerleşim yeri açısından değerlendirmeye çalıştık. Çalışmamız esnasında ortaya çıkan sonuca göre, ara insan gücü yetiştirecek okulların yani mesleki ve teknik eğitim veren okulların sayısı (% 29.03) genel ortaokul ve liselere (% 70.97) göre çok düşük olduğunu tesbit ettik. Sayısı, gelişmekte olan bir ülke için çok az olan bu okulların hepsinin şehirde açıldığını, köyde hiç olmadığını gördük. Öğrencileri, sayışa] dağılım açısından değerlendir diğimizde ise mesleki ve teknik ortaokul ve liselere gidenlerin % 20.22 oranında olduğunu tesbit ettik. Ancak hem genel okullar hem de mesleki ve teknik eğitim okul arına giden öğrencilerin % 97.61' ini şehirde oturanların, % 2. 39 'unun da köyde oturanların oluşturduğu gerçeği ile karşılaştık. Öğretmen sayısı açısından değerlendirdiğimizde de hemen hemen aynı sonuçları elde ettik. Köylerde mesleki ve teknik eğitim veren okullar olmadığı için, normal olarak oralarda öğretmen de yok. Genel okular ile mesleki ve teknik eğitim okullarında bulunan öğretmenlerin de %96.52' si şehirlerde, % 3.50'si ise köylerde hizmet vermektedir. Ortaya koyduğumuz bir diğer gerçek de her iki okul türünde de öğretmen açığının ve bu açığın başka okullardan öğretmen getirtmek veya başka meslek ile uğraşır» da bu konular ile ilgili, bu konularda bilgisi olduğuna inanılan kişilerin, ücret karşılığı öğretmen olarak çalıştırıldı ğıdır. Türkiye gibi yetişmiş öğretmen fazlası olan bir ülke için aslında çok üzücü olan bu durumun, yanlış bir uygulamanın sonucu olduğu kanaatindeyiz. Ara insan gücü yetiştirmede önemli rolü olduğuna inandığımız bir diğer eğitim kurumu da yaygın eğitimdir. Araştırmamızı yaptığımız Ankara ili için söyleyecek olursak, mesleki v e teknik eğitim veren okullara kıyasla, bu okulların okul, kursiyer ve öğretmen açısından çok daha iyi durumda olduğunu söyleyemeyiz. 525 kursda 73703 erkek,x68 71071 bayan kursiyer eğitim görmektedir. Bu kursiyerlere 1701 erkek, 1030 bayan öğretmen de eğitim vermektedir. Yaklaşık her öğretmene 53 kursiyer düşmektedir. Bilindiği gibi ülkemiz, gelişme çabası içinde olan bir ülkedir. Bu düşüncemizi, istatistikler üzerinde yapmış olduğumuz çalışmamız da desteklenmiştir. Ancak Türkiye'nin büyük problemlerinin de olduğu ortadadır. Bu problemlerin en önemlilerinden birisi, çalışmamız boyunca da i fade et meye çalıştığımız gibi eğitimdir. Eğitim sistemi iyi olan bir ülkenin en önemli problemleri çözülmüş demektir. Çünkü eğitim çok boyutludur. Bir yandan toplumu diğer yan dan da toplum içindeki tek tek fertleri ve onların beklentilerini ilgilendirmektedir. `Fertler, kabiliyet ve istidatlarına göre gelişmek, orijinal bir şahsiyet, olmak, kendilerini mutlu kılacak bir iş ve meslek tutmak için `serbest bil eği t im vasatı` ararken; cemiyetler sosyal, kül türel, eko nomik ve politik yapılarına uygun, devlet ve millet bütün lüğünü güçleştiren ve mi li şahsi yet i yabancılaştırmadan `çağdaş nesiller` yetiştiren bir eğitim anlayışını` savunur (165) Türkiye'nin de en kısa süre içersinde, eğitim sis temini gözden geçiresi gerektiğine inanıyoruz. Milli duyguları ağır basan, ülke çıkarlarını düşünen, iyi yetişmiş bir eğitim kadrosuna, ülke ihtiyaç ve şartlarına uygun, yeni bir eğitim sistemi hazırlatılması ve bunun yeni eğitim sisteminin, en kısa süre içersinde uygulamaya konması gerektiğini savunuyoruz. (165) S. Ahmed Arvasi, Türk-İslam ülküsü, a.g.e., s. 359. 175 |