Acil serviste tüp torakostomi uygulanan hastaların incelenmesi

Autor: Kantar, Yusuf
Přispěvatelé: Durukan, Polat, Acil Tıp Anabilim Dalı
Jazyk: turečtina
Rok vydání: 2016
Předmět:
Popis: Giriş ve Amaç: Tüp torakostomi; göğüs cerrahları, acil tıp uzmanları ve yoğun bakım uzmanları tarafından çok sık uygulanan hayat kurtarıcı cerrahi bir yöntemdir. Plevral kavitenin hava ve/veya sıvı materyallerle dolması sonrası intratorasik negatif basınç ortadan kalkar. Tüp torakostomi uygulanması ile bu materyallerin boşaltılması ve negatif basıncın tekrar ortaya çıkartılması amaçlanır. Bu çalışmada Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı'nda herhangi bir nedenle acil tıp asistanları veya göğüs cerrahisi asistanları tarafından tüp torakostomi uygulanan hastaların demografik ve klinik özellikleri incelenmiştir. Hastalara hangi tanılarla tüp torakostomi uygulandığı, tanı konulurken yapılan görüntüleme teknikleri, işleme bağlı komplikasyonlar ve hastaların sonlanış şekli gibi parametreler araştırılmıştır. Gereç ve Yöntem: Bu çalışma Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı'nda 01.06.2015 ile 01.06.2016 tarihleri arasında ileriye yönelik olarak yapılmıştır. Bu süre içerisinde Erciyes Üniversitesi Acil Servise başvuran hastalardan herhangi bir nedenle tüp torakostomi uygulanan 18 yaşından büyük 125 erkek ve kadın hasta çalışmaya alınmıştır. Hastaların verileri oluşturulan form dahilinde kaydedilip istatistiksel olarak incelenmiştir.Bulgular: Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı'na 01.06.2015 ile 01.06.2016 tarihleri arasında başvuran hastalardan 125'ine tüp torakostomi uygulanmıştır. Çalışmaya alınan bu hastaların 91'i erkek (%72,8), 34'ü kadın (%27,2) idi. Hastaların 21'i (%16,8) ayaktan, 8'i (%6,4) poliklinikten, 82'si (%65,6) 112 ile ve 14'ü (%11,2) dış merkezden sevkli olarak gelmiştir. Bu hastaların 64'ü (%51,2) travma nedeniyle 61 (%48,8) hasta ise travma dışı şikayetlerle başvurmuştur. Hastalara konulan tanılar arasında 98 hasta ile ilk sırayı pnömotoraks tanısı almıştır. Yirmi dört hastaya plevral mayi nedeniyle tüp torakostomi uygulanmıştır. Otuz bir hastada ise hemotoraks tespit edilmiştir. Bu üç genel tanı da oluş biçimlerine göre ayrıntılı olarak incelenmiştir. Spontan pnömotoraks tespit edilen hastalarda erkeklerin oranı %88,4 kadınların oranı %11,6 olarak bulunmuş olup, bu oran istatistiksel olarak anlamlıdır (p:0,003). Bir hastada klinik olarak tansiyon pnömotoraks düşünülmüş ve görüntüleme yapılmadan tüp torakostomi uygulanmıştır. Hastalardan 42'sine (%33,6) işlem öncesi sedasyon yapılmıştır. Yirmi altı (%20,8) hastaya acil tıp asistanları tarafından, 99 (%79,2) hastaya ise göğüs cerrahisi asistanları tarafından işlem yapılmıştır. İki bölüm arasındaki sedasyon uygulama oranları istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır (p:0,418). İşlem yapılan 5 hastada komplikasyon izlenmiştir. Bunlardan 1'i (%3,8) acil tıp asistanları tarafından, 4'ü (%4,0) göğüs cerrahisi asistanları tarafından yapılan uygulama sonrası gerçekleşmiştir. Bu iki bölümün komplikasyon oranları karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmamıştır (p:0,964). İşlem sonrası hastalardan 73'ü (%58,4) yoğun bakım ünitelerine, 33'ü (%26,4) herhangi bir servise yatırılmıştır. On dört (%11,2) hasta Erciyes Üniversitesi Hastanesi'nde uygun bir yoğun bakım ünitesinde veya serviste yer bulunamaması nedeniyle başka kurumlara sevk edilmiştir. Beş (%4,0) hasta ise herhangi bir birime yatış yapılamadan acil serviste eksitus olmuştur. Hastaların tüp torakostomi ile takip edilme süreleri ortalama 7,5±4,4 gün olarak tespit edilmiştir.Sonuç: Tüp torakostomi birincil olarak göğüs cerrahlarının rutin uyguladığı bir işlem olmakla birlikte günümüzde acil tıp asistanları ve uzmanlarının da sık uyguladığı girişimsel bir işlemdir. Özellikle yoğun travma merkezlerinde ve santral venöz kateterizasyon, tanısal amaçlı torasentez gibi işlemlerin sık yapıldığı merkezlerde çalışan acil tıp doktorlarının olası bir travmatik veya iyatrojenik pnömotoraksa acil müdahale edebilecek seviyede tüp torakostomi eğitimi almaları faydalı olacaktır. Introduction and Purpose: Tube thoracostomy is a life saving procedure commonly performed by thoracic surgeons, emergency physicians and intensivists. Negative pressure of intrathoracic cavity diminishes by pleural cavity filling with air and/or liquid substances. It's aimed to drain these substances by performing tube thoracostomy in order to regain negative pressure.In this study, it is aimed to analyse demographic and clinical characteristics of patients who underwent tube thoracostomy performed in Emergency Department by emergency medicine or thoracic surgery residents of Erciyes University School of Medicine. Parameters such as causing diagnosis for tube thoracostomy, imaging techniques used through diagnostic process, procedure related complications and outcome were investigated.Materials and Methods: This study was prospectively conducted between 01.06.2015 and 01.06.2016 in Erciyes University School of Medicine Emergency Department. During this period over 18 years old 125 patients including both sexes, who underwent tube thoracostomy for any reason were enrolled to the study. The data were recorded through printed forms and then statistically analysed.Findings: One hundred twenty five of patients who referred to Erciyes University School of Medicine Emergency Department between 01.06.2015 and 01.06.2016, underwent tube thoracostomy. Ninety one (%72,8) of enrolled patients were male and 34 (%27,2) patients were female. 21 (%16,8) patients referred to emergency room on foot, 8 (%6,4) patients were guided from policlinics, 82 (%65,6) patients were carried by 112 emergency medical services and 14 (%11,2) patients were dispatched from different clinics. As 61 (%48,8) patients suffered from non-traumatic complaints, 64 (%51,2) of all patients were trauma victims. Leading diagnosis was determined as pneumothorax with 98 case. Twenty four patients underwent tube thoracostomy because of pleural fluid. Thirty one patients were diagnosed with hemothorax. All three diagnoses were circumstantially studied, regarding etiology. %88,4 of patients with spontan pneumothorax were male and %11,6 of patients were female; these odds were found statistically significant (p:0,003). One of the patients was clinically diagnosed as tension pneumothorax and underwent tube thoracostomy without any imaging. Forty two (%33,6) of patients had pre-procedural sedation. Procedure was performed by emergency medicine residents and thoracic surgery residents on 26 (%20,8) and 99 (%79,2) patients, respectively. Sedative agent application rates were found statistically insignificant between two departments (p: 0,418). Complications were seen in 5 patients, 4 (%4,0) of them tubed by thoracic surgery residents an 1 (%3,8) tubed by an emergency medicine resident. Difference of complication rates were found statistically insignificant between two departments (p: 0,964). Seventy three (%58,4) of patients were admitted to intensive care unit, where as thirty three (%26,4) of all patients admitted to any ward. Fourteen (%11.2) patients dispatched to other facilities because of bed occupancy in intensive care units or wards of Erciyes University Hospital. Five of patients (%4) died in emergency room before admission. Mean time of follow-up with chest tube identified as 7,5±4,4 days.Conclusion: Although tube thoracostomy is a procedure routinely performed by thoracic surgeons still it is an intervention frequently used by emergency medicine residents and physicians. Emergency medicine doctors should have been trained enough to intervene probable emergent situations such as traumatic or iatrogenic pneuomothorax, especially if they practice in crowded trauma centers or in clinics where central venous catheterization or diagnostic thoracentesis are routinely performed. 76
Databáze: OpenAIRE