Popis: |
IV ÖZET Tümör baskılayıcı genler ilk olarak kanserli bir hücreyi normal hücreye dönüştürebilecek genler olarak tanımlanmıştır. Bu tanımlamaya göre tümör baskılayıcı genler, ya kromozomal delesyonlarla kaybedilmiş, yada daha küçük ölçekli mutasyonlarla ( küçük delesyonlar, küçük insertionlar veya nokta mutasyonları ) aktivitesini kaybetmiş genlerdir. Bir tümör baskılayıcı genin inaktive olması genin bir alelindeki ( genin iki kopyasından biri ) bir mutasyonla başlar. Tamamen inaktive olması için diğer alelin de kaybolması gerekir ( ikinci alelde mutasyon veya daha sıklıkla kromozom kaybı ). Eğer kanser kalıtımsal değilse, iki aleldeki iki mutasyon somatik olarak ( somatik hücrelerde ve genellikle doğumdan sonra ) oluşur. İnsan kanserlerindeki rolü en iyi tanımlanmış tümör baskılayıcı gen p53 dür. p53 mutasyonları çoğunlukla p53 proteininin orta kısmını kodlayan eksonlarda meydana gelmektedir. Kodon 132-281 arasında ( ekson 5, 6, 7, 8, 9 ) en fazla mutasyon görülmektedir. p53 bir transkripsiyon faktörüdür; orta bölgesi bu proteinin spesifik olarak DNA'ya bağlanmasını ve hedef genlerinin aktivasyonunu sağlamaktadır. Literatür bilgilerine göre over tümörlerinde en fazla nokta mutasyonunun meydana geldiği, bu mutasyon oranının ise % 30-80 olduğu ve en fazla mutasyonun ekson 5 ile 8 'de meydana geldiği belirtilmektedir. İnsan tümörleri ile ilgili çalışmalarda p53 geni mutasyonlarının genellikle CpG dinükleotidlerindeki transisyon şeklinde bir mutasyon görüldüğü belirtilmiştir. Çalışmamızda 12 tane over tümörü, 10 tane de normal laporoskopik endometrial doku kontrol grubu olarak kullanıldı. Örnekler histopatolojik incelemeden sonra tümör olduğu kesinleşen vakalardan seçildi. Kontrol örnekleri ise hiçbir histopatolojik anormallik görülmeyen vakalardan oluştu. Bütün örnek grupları son üç ay süresince ilaç tedavisi görmemiş 30-55 yaş arası kadınlardan seçildi. Qamp DNA izalasyon kiti ile DNA izolasyonu yapıldı ve standart PCR metodu ile cDNA'lardaki mutasyonlan tarandı. PCR analizi için klontek firmasının standart p53geni aksonları olan ekson 5,6,7,8 ve 9 primerleri kullanıldı. PCR ürünleri % 2'likagaroz jelde incelendi. Halen çalışmamızda SSCP yöntemi ile nokta mutasyon taraması yapılmaktadır. Yaptığımız çalışmada 12 adet over tümörünün 7 tanesinde mutasyona görüldü. Kontrol grubu üyelerinin hiçbirinde mutasyon görülmedi. Bu sonuçlar x fısher istatistik yöntemiyle test edildi. Over tümörleriyle kontrol grubu arasında bulunan p değerimiz (X2) = 0,0054, p< 0,05 olduğundan anlamlı bir fark bulunmuştur. Anahtar Kelimeler : Tümör baskılayıcı genler, p53, ovaryum tümörleri. VI ABSTRACT The tumor suppressor genes were first identified as the genes transforming a cancerous cell to a normal cell. In other words the tumor suppressor gene expression inhibits malignant transformation and loss of such genes then may lead to neoplastic conversion. According to this definition, tumor suppressor genes were either a result of a chrosomal deletion or some other low scale mutations such as, small deletions or insertions and point mutations of normal genes. The inactivation of a tumor suppressor gene starts with a mutation in any of two alleles. Complete inactivation is brought by the absence of both alleles, especially when a chrosomal mutation or loss occurs in the second allele. If the cancerous situation is not inherited, mutations in both alleles are generally considered to be somatic origin (i.e. they show up in somatic cells and generally after birth). The p53 gene is the best understood tumor suppressor gene in all types of human cancers. Most of the mutations in p53 gene are condensed in exons coding the middle parts of the p53 protein. Most mutations correspond to the codons 132- 281 (i.e. exons5,6,7,8 and 9). As a transcription factor, p53 protein binds to the DNA, through its sequences approximately in the middle contacts with DNA, and activates the target genes. Previous studies showed that, most ovarian tumors(%30- 80) are result of point mutations and occured at exon 5 and exon 8. In human tumors, the mutations at p53 gene are generally in the form of CpG dinucleotide transition. In our study, twelve ovarian tumors and 10 normal conformation laproscopic endometrial tissue were used as controls. Samples were chosen after an histopathologial grading of the tumors state. Control samples were from tissues that showed no histopathological anomali. All cases were from females of 30-55 age group with no medicale treatment for at least 3 months before the study. The isolation of DNA was carried out with Qamp kit and the mutations were screened with standart PCR method. The primers of p53 genes for exons 5,6,7,8, and 9 were from Clontech conpany. The PCR products were analysed in a %2 agarose gel.Of the 12 overian tumors, 7 were identified to have mutations. No mutations were observed in control groups. Results were tested using Fisher's X2 method. A significant difference (p< 0.05) was found between controls and ovarian tumor case study. Keywords: Tumor supressor genes, p53, ovarian tumors. 94 |