Popis: |
Haz (hedone) tartışması köklerini antikçağ felsefesinde bulan önemli bir tartışmadır. `Haz mutluluk getirir mi?` sorusu antikçağ felsefesinden itibaren ahlak felsefesi alanında çalışanların kolayca yabana atamayacakları bir sorudur. Platon'dan itibaren haz mutluluk getirir mi, sorusuna yanıtlar veren filozoflar, ya haz yanlıları ya da haz karşıtları olarak konumlandırılmışlardır. Hazzı felsefi bir mesele olarak ele alan ilk ismin Aristippos olduğu kabul edilir. Aristippos'a göre haz `en yüksek iyi`dir. Bu anlamda alındığında da haz mutlu bir yaşamın temeli olarak kabul edilir. Aslında felsefe tarihinde adı hazcılık düşüncesiyle özdeşleştirilen isim hepimizin bildiği gibi Epiküros'tur. Helenistik dönem düşünürü olan Epiküros'a göre haz mutlu bir yaşamın başı ve sonudur. Felsefe tarihçileri Epiküros hakkında konuşurken genelde onu Platon'un karşısında bir yere konumlandırırlar. Bunu yaparken dayandıkları nokta ise Platon'a göre hazzın en yüksek iyi olmak bir yana insanın nihai amacı olan mutlu bir yaşamın önünde engel olduğuna dair düşüncesidir. Fakat Platon'u haz-karşıtı (anti-hedonist) ilan etmek ne denli haklı bir tutumdur? Aristoteles, Platon'un öğrencisidir. Ancak unutmayalım ki tartışma haz olunca hocasının karşısında yer alacak kadar kendi ahlâk felsefesini oluşturabilen bir filozoftan söz ediyoruz. Aristoteles'in Nikomakhos'a Etik adlı kitabının VII. kitabında söylediği gibi haz ona göre eyleme eşlik eden bir etkinliktir. Etkinliğe eşlik etmesinin yanı sıra etkinliğinin değerini belirleyen de yine haz olacaktır. X. kitapta haz ve iyi arasındaki ilişki biçim değiştirir. Haz tıpkı Platon'daki gibi mutlu bir yaşamın tam da içinde bir şeydir, çünkü haz insanın teorik ya da pratik bütün etkinlerine eşlik eder. Biz bu çalışmada Platon'un hazcı mı haz karşıtı mı olduğu sorusuna cevap vermeye çalışacağız. Bunun için öncelikle Antik Yunan düşünürünün belli başlı diyaloglarından hareket ederek hazzın neliğini ve nasıl olup da doğru/yanlış, iyi/kötü hazlar olarak ayrıldığını ortaya koymaya çalışacağız. Bunu yaparken de hazzın, her şeyden önce ahlak tartışmasının konusu olduğunu unutmadan, iyi yaşamda bir yeri olup olmadığını göstermeye gayret edeceğiz. Platon diyaloglarından elde ettiğimiz çıkarımlar neticesinde de bu kez Aristoteles'in haz karşısındaki tutumunu inceleyeceğiz. Burada dikkat edeceğimiz husus sözünü ettiğimiz Aristoteles'in aslında bir anlamda Platon'u eleştiren, onunla benzerlik/uyuşmazlık ilişkisi içerisinde olan Aristoteles olduğunu unutmamak olacaktır. Çünkü öyle görünüyor ki Aristoteles'in özellikle haz hakkındaki görüşleri Platon'dan izler taşımaktadır. İki düşünürü bu denli birbirine yaklaştıran başka hiçbir tartışma yoktur. Her ikisi de haz tartışmasını `iyi` ile olan ilişkisi (özdeşlik ya da karşıtlık) üzerinden ele almış ve hemen hemen benzer sonuçlara varmışlardır. Öte yandan ayrıldıkları noktalar da yok değildir. Çalışmanın nihayeti bize iki düşünürün hazza ilişkin düşüncelerini, aralarındaki benzerlikleri ve uyuşmazlıkları gözler önüne serme imkânı verecektir. Haz (hedone), Acı (lype), İyi (agathon), Kötü (kakos), Mutluluk (eudaimania). Controversy of hedonism is a significant controversy in philosophy whose roots can be traced back to the Antiquity. The question `Does pleasure bring happiness?` is not easy to put aside especially for those philosophers working in ethics. Even beginning with Plato, philosophers are categorized either as the proponent of pleasure or the opponent of it. It is usually accepted that the first philosopher who takes pleasure as a philosophical problem is Aristippus. According to Aristippus, pleasure is the `highest good.` Understood in this way, it is the ground of happiness. In fact, the philosopher whose name is usually associated with hedonism is not Aristippus but Epicurus, as all of us know. According the Epicurus, who is a Hellenistic thinker, pleasure is the beginning and the end of a happy life. Historians of philosophy place Epicurus against Plato when they explain his ideas. The reason for this is that according to Plato pleasure, rather than being the highest good, is an obstacle to the way to happiness which is the end of the human life. However, can we justify the affirmation that Plato is an anti-hedonist? Aristotle is Plato's student but we shouldn't forget that we are referring to a philosopher who can form such a firm ethical theory that he can stand against Plato in the discussion on pleasure. As Aristotle says in book VII. of Nicomachean Ethics, pleasure is the activity accompanying to the act. In addition to this companionship, the value of the activity is determined by pleasure as well. The form of relation between pleasure and good changes in book X. Pleasure, as it is in Plato, is in the very center of the happy life because all theoretical and practical activities of human being is accompanied by pleasure. In this study, we try to answer the question whether Plato is anti-hedonist or not. With this aim, we will first focus on the early dialogues of the Greek thinker and will try to manifest the natüre of pleasure and the ways it is differentiated into wrong and right or into bad pleasures and good pleasures. While doing it, without forgetting the ethical question of pleasure, we will try to Show the place of pleasure in good life. Moving from the conclusions of this analysis, we will examine. Aristotle's conception of pleasure. Here we will be careful not to forget the fact that Aristotle is the Aristotle who criticizes Plato and who is in a relation of a discord or accord with him, because it seems that Aristotle's conception of pleasure has traces of Plato's one. There is no other discussion that brings these two philosophers so close. Both of them take the issue of pleasure on the context of its relation to the `good` (identity or difference) and both of them arrive at similar conclusions. On the other hand, there are also some points on which they differ.In the end, this study will give us a chance to unfold the thoughts of these two thinkers on pleasure and to comprehend their differences and similarities. Pleasure, Pain, Good, Bad, Happiness. 73 |