Popis: |
Bu tezin esas amacı, hukuksal ve siyasal düşünce alanına dair akılcı bütünlük tezini ya da bütünlük görüşünü geliştirmektir. Söz konusu görüş, hukuk, siyasal otorite (yani devlet) ve evrensel ahlaki bir konum olarak adalet (yani çağımızda insan hakları fikri çerçevesinde tanımlanan konum) arasındaki asli-kavramsal ilişkiyi, doğal hukuk kuramları tarafından örneklendirilen hukuksal-ahlakçılığa düşmeden ortaya koymaya çalışır. Akılcı bütünlük tezi, hukuk, devlet ve adalet bağlantısı içerisindeki öğelerin ne birbirinden ayrılabileceklerini ne de birbirlerine massedilebileceklerini telkin eder. Bu, hukuk ve devletin ahlaki bir konum olarak adalet ile olan bağını çözen pozitivist ayrılma tezinin açıkça reddedilmesi anlamına gelir. Diğer yandan, bütünlük tezi, ya hukuku ve devleti ahlaka indirgeyen (?naif-ahlakçılık?) ya da hukuk ve adaleti kaba güce indirgeyen (?sinik-gerçekçilik?) massetme tezlerine de aynı keskinlikle karşı çıkar. Kısacası, bütünlükçü görüş hukuk, devlet ve evrensel ahlaki bir ilke olarak adalet (yani insan hakları) arasındaki bağlantıyı her bir öğeye ona hak ettiği rolü vererek kurar. Bu çalışmada, söz konusu görüş, her birisi hukuksal-ahlakçılığın ötesine geçen birer yaklaşımı temsil eden üç hukuksal-siyasal kuramın karşılaştırmalı olarak eleştirel-incelemesi temelinden ortaya konmaya çalışılacaktır. Bu kuramlar, pozitivizmi temsil eden Hans Kelsen'nin Saf Hukuk Kuramı, Carl Schmitt'in gerçekçiliği temsil eden Somut-Düzen-Düşüncesi ve Otfried Höffe'nin akılcılığı temsil eden etik-temelli kuramıdır. The primary objective of this work is to develop the (rationalist) thesis of integrity or the integral view in the realm of legal-political thought. This view consists in the elaboration of the essential-conceptual interdependency of law, the political authority (i.e. the state) and the universal moral standpoint of justice (i.e. the standpoint encapsulated by the idea of human rights in our age) in a way avoiding the shortfalls of legal-moralism illustrated by the natural-law-theories. The rationalist thesis of integrity suggests that the elements within the complex nexus of the law, the state, and justice can neither be divorced from nor be assimilated into each other. This evidently refutes the (positivist) thesis of separation which breaks off the cord between law and the state, on the one hand, and the moral standpoint of justice, on the other hand. However, the thesis of integrity equally opposes the theses of assimilation whereby either law and political authority are assimilated into morality (?the moralist-naivety?) or law and justice are assimilated into brute political force (?the realist-cynicism?). In brief, the integral view gives each element its due in the nexus of law, the state and the universal moral idea of justice (i.e. human rights). In this work, this view is strived to be deduced from a comparative critical-examination of three legal-political theories, each of which is taken as representing a particular approach beyond legal-moralism. These are Hans Kelsen?s Pure-Theory-of-Law representing the positivist approach, Carl Schmitt?s Concrete-Order-Thinking representing the realist approach, and Otfried Höffe?s Ethical-Philosophy-of-Law-and-the-State representing the rationalist approach. 313 |