Popis: |
Bu çalışmada Sühreverdî el-Maktûl'ün Nur Heykelleri risalesi üzerine XVI. yüzyılda yazılan iki şerh karşılaştırılmıştır. Bunlar, Celaleddîn ed-Devvânî'nin Şevakilü'l-Hûr fi Şerhi Heyakili'n-Nûr adlı eseri ile bu esere Gıyâseddîn Mansûr Şirâzî'nin yazmış olduğu İşrâku Heyakili'n-Nûr li Keşfi Zulumâti Şevakili'l-Ğurûr adlı reddiyesidir. Aynı dönemde yaşamış olan bu iki düşünürün fikirleri, birbiriyle uyuşmamaktadır. Aralarındaki fikir ayrılığı aynı eser üzerine yazdıkları şerhte kendini daha net göstermektedir. Bu bağlamda çalışmanın amacı İşrâkî felsefenin bir nevi iki farklı yansıması olan bu şerhlerin İşrâk felsefesinin kavramları başta olmak üzere, Sühreverdî'nin düşüncelerini nasıl anladıklarını tespit etmek ve aralarındaki farkları, ortak yönleri ve tartışmaları belirlemektir. Felsefi konu ve cümleler dışarıda bırakılarak sadece Nur Heykelleri'nin ismindeki kavramlar bağlamında çalışmanın yöntem ve içeriği hakkında şunları söyleyebiliriz. `Nur` ve `heykel` kelimelerine Sühreverdî'nin yüklediği anlam ile bu anlamdan yola çıkarak şarihlerin yaptıkları yorumlar birbirlerinden farklıdır. `Nur` kavramı Sühreverdî'de varlıkta tanımlanmaya muhtaç olmayan apaçık şeydir. Var olan şeyler ya hakikati bakımından nur olur ya da nur olmaz. Hakikati bakımından nur olanlar ya soyut nurdur ya da arız nurdur. Hakikati bakımından nur olmayan şeyler de ya karanlık cevher ya karanlık heyet ya da bu ikisinden oluşan cisim olur. Nur Heykelleri ismindeki `nur` bizatihi mutlak olarak hakikati nur olanları kapsarken `heykel` o nurların yansıması, sureti olup hakikati nur olmayan karanlık varlıklara işaret eder. Nuru Sühreverdî Nur Heykelleri'nde sık sık kullanır ve iki şârih onun neredeyse her kullanımına farklı bir anlam verir. Ancak genel olarak Devvânî Nur Heykelleri'nde Sühreverdî'nin nurdan kastının ilim olduğunu, Gıyâseddîn Mansûr ise ibadet ve ışık olduğunu düşünmektedirler. Yine `heykel` kavramına Devvânî suret anlamını verirken, Mansûr onu bedene hamletmektedir. İki şerh sadece kavramları değil aynı zamanda önemli felsefi konular hakkında açıklamaları da ihtiva etmektedir. Bundan başka İşrâku Heyakili'n-Nûr, Mansûr'un bakış açısına göre Devvânî'nin eserinin eksik ve yanlış yanlarını ortaya koymaktadır. Mansûr'un Devvânî'yi eleştirdiği noktalara baktığımızda o bazen çok ayrıntı ve felsefe haricindeki konularda eleştiriler yapmış bazen de Devvânî'nin konuyu tam açıklığa kavuşturamadığını belirterek duruma müdahale etmiştir. Anahtar Kelimeler: İslam Felsefesi, Nur Heykelleri, Sühreverdî, İşrâk felsefesi, Devvânî, Gıyâseddîn Mansûr. In this study, two commentaries written on Suhrawardī al-Maktūl's The Shapes of Glory (Hayākil al-Nūr) treatise, in XVI. century are compared. These are Jalāl al-Dīn Dawānī's work named Shawākil al-hūr fi sharḥ Hayākil al-Nūr and Ghıyāth al-Dīn Manṣūr Shīrāzī's refutation that he wrote it to this work named Ishrāq Hayākil al-Nūr li-kashf ẓulamāt Shawākil al-ghurūr. The ideas of these two people, who lived in the same period don't coincide with each other. The divergency between them shows itself more clearly in the commentary they wrote on the same work. In this context the objective of the study is to determine how these commentaries, which are in some way two different reflections of philosophy of illumination, understand Suhrawardī's thoughts, in particular the concepts of Islamic philosophy, and determine the differences, common aspects and debates between them.We can say leaving out philosophical issues and sentences, the following about the method and content only in the context of the concepts of the name of The Shapes of Glory. The meaning that Suhrawardī imposes to the words `glory` and `shape` and based from this meaning the comments made by commentators are different from each other. The concept of `Glory` in Suhrawardī is obvious thing that does not need to be defined. Things that exist either in terms of its reality become glory or no glory. Those that are glory in terms of its reality are either abstract glory or accidental light. Things that are in terms of its reality not glory either become dark substance or dark appearance or matter consisting of a combination of these two. Whereas the `glory` in the name of The Shapes of Glory involves itself as absolute that its reality glory, `shape` becomes reflection, form of that glories, refers to dark existences that its reality not glory. Suhrawardī often uses glory in The Shapes of Glory and two commentators give a different meaning to almost every use of it. However, in general Dewānī thinks that Suhrawardī's mean from glory is knowledge and Ghıyāth al-Dīn Manṣūr thinks that is worship and light. Similarly, while Dewānī gives to the concept of `shape` meaning of form, Mansūr attachs it to body. The two commentaries include not only concepts but also explanations about important philosophical issues. Moreover, Ishrāq Hayākil al-Nūr, according to Mansūr's perspective, reveals the incomplete and wrong sides of Dewānī's work. When we look at the point that Mansūr criticized Dewānī, he sometimes criticized matters detail and outside of philosophy and sometimes he intervened in situations where Dewānī can't clarificate the issue. Key Words: Islamic Philosophy, The Shapes of Glory, Suhrawardī, philosophy of illumination, Dewānī, Ghıyāth al-Dīn Manṣūr. 157 |