Non-alkolik steatohepatitiste bakır ve demir birikiminin saptanması ve etyopatogenezdeki önemi

Autor: Akin, Kemal
Přispěvatelé: Beyler, Ali Reşit, İç Hastalıkları Anabilim Dalı
Jazyk: turečtina
Rok vydání: 2001
Předmět:
Popis: ÖZET Karaciğer yağlanmasına klinik pratikte sık rastlanır. Insidansı gün geçtikçe artmaktadır. NASH'te histopatolojik tanı oldukça önemlidir ve kesin teşhis için şarttır. NASH, ilk kez Ludwig ve arkadaşları tarafından tanımlanmış olup, karaciğer yağlanmasının bir sonraki aşamasıdır (4). Etyopatogenez ile ilgili olarak obezite, hiperlipidemi, insülin rezistansı, oksidatif stress, anormal sitokin üretimi, endotoksinler ve genetik faktörler üzerinde durulmaktadır. Demir ve bakır elementlerinin de serbest radikal olarak yağlı karaciğerde birikimi; oksidatif stressi arttırarak ve lipid peroksidasyonunu başlatarak, muhtemelen steatozisin steatohepatitise geçişinde ve fibrozise ilerlemesinde rol oynamaktadır. Çalışmamızdaki amacımız, NASH tanısı almış olan hastalarda karaciğer dokusunda bakır ve demir birikimini saptayarak, bu elementlerin etyopatogenezde rol oynayıp oynamadıklarını araştırmaktır. Bu çalışmaya, Ocak 2000 ila Şubat 2001 döneminde AÜTF Gastroenteroloji kliniği ve polikliniğine başvuran; yaşları 28 ila 58 arasında değişen alkol kullanım öyküsü olmayan, karaciğer USG'sinde hepatosteatoz ve karaciğer biyopsisi ile steatohepatitis tespit edilen 53 hasta alındı. İğne biyopsi tekniği ile alınan karaciğer biyopsi örnekleri, % 10'luk formol ile tespit edilerek, parafin bloklara yerleştirildi. Parafin bloklardan hazırlanan kesitler, hematoksilen - eozin, Masson's trikrom, Perls' Prussian mavisi ve Rhadonine boyası ile boyandılar. Hastaların ALT ve AST yükseklikleri ile NASH ve fibrozis derecesi korele edildiğinde, anlamlı bir ilişkiye rastlanmamıştır (P>0,05). Bu durum bize, serum ALT ve AST yükseklikleri ile NASH ve fibrozis şiddeti arasında bir ilişki olmadığını göstermektedir. Hastaların, Perls Prusion mavisi ile boyanan preparatlarının incelenmesinde, hiçbir hastanın karaciğer dokusunda demir birikimine rastlanmadı. Bizim çalışmamızdaki bu sonuçlar George ve arkadaşlarının çalışmalarındaki sonuçlarının aksine; Younossi, Washington ve Angulo ve 42arkadaşlarının yaptıkları çalışmalardaki sonuçlarla uyumluydu (25,26,38,44). Bu durum bize, NASH'li hastalarda hepatik demir birikiminin, basit karaciğer yağlanmasından steatohepatitise geçişte ve fibrozise ilerlemede pek önemli bir rol oynamadığını göstermiştir. Ancak bu konuda yeni çalışmalara ihtiyaç vardır. Ayrıca hastalarımızın hiç birisinde karaciğer dokusunda bakır birikimine rastlanmadı. Yapılan çeşitli çalışmalarda bakırın hepatotoksik etkileri gösterilmiştir (28,45). Ancak şimdiye kadar, NASH'li hastalarda bakır birikimi ile ilgili hiçbir klinik çalışmaya rastlanmadı. Biz çalışmamızda, NASH ile bakır birikimi arasında bir ilişki gösteremedik. Ancak bizim çalışmamız, yapılacak yeni çalışmalara ışık tutması açısından önemlidir. Sonuç olarak biz, hepatik demir ve bakır birikimi ile fibrozis ve NASH derecesi arasında bir ilişki olmadığını gördük. Bu durum bize, demir ve bakır elementlerinin, basit karaciğer yağlanmasından steatohepatitise geçişte ve steatohepatitisin fibrozise ilerlemesinde tetikleyici rol oynamadıklarını göstermiştir. 43 48
Databáze: OpenAIRE