Popis: |
ÖZET: Bu çalışma meme kanseri nedeni ile modifiye radikal mastektomi operasyonu olan hastalarda lokal göğüs duvarı nükslerinin saptanmasında ultrasonografi ve MR görüntülemenin rolünü değerlendirmek ve klinik muayene bulgularıyla karşılaştırmak amacıyla yapıldı. Nisan 1997 ile Nisan 2001 tarihleri arasında incelenen 27 hasta çalışmaya dahil edildi. Tüm hastaların göğüs duvarları sonografi ile incelendi. Bu hastalardan 10 'unda klinik muayene bulgularının, 3 'ünde US bulgularının, 8'inde ise hem klinik muayene hem de US bulgularının şüpheli olması nedeniyle MR inceleme yapıldı. Altı olgu şüpheli bulgu olmaksızın kontrol amacıyla gönderilmişti. MR incelemede saptanan lezyonlar morfolojilerine, kontrast tutup tutmamalarına ve kontrast tutulum dinamiklerine göre değerlendirildi. Erken ve yoğun kontrast tutulumu gösteren fokal lezyonlar malignite açısından şüpheli kabul edildi. MR bulgularına göre nüks düşünülen 10 olgudan 7 'sinde biyopsi sonucu nüks saptandı. Diğer 3 olguda ise lezyonlann kemoterapiye verdiği olumlu yanıt gözönüne alınarak nüks tanısı doğrulandı. MR incelemede patolojik kontrast fiksasyonu olmamasına rağmen sonografi ile şüpheli olarak değerlendirilen 2 olguda ise biyopsi sonucunda malignite tespit edilmedi. On yedi olguda MR incelemede lokal nüks düşündürecek herhangi bir bulgu saptanmadı. Halen klinik ve radyolojik takip altında olan bu olgularda malignite olarak kabul edilebilecek değişiklik olmadı. Sonuç olarak lokal nükslerin saptanmasında klinik muayenenin duyarlılığı % 70, özgüllüğü % 35.2; US'nin duyarlılığı % 90, özgüllüğü % 88.2; MR incelemenin ise duyarlılığı ve özgüllüğü % 100 olarak bulundu. Bu bilgilere göre mastektomili hastalarda lokal nükslerin saptanmasında US ve MR incelemeler klinik muayeneden daha başarılıdır. US'nin MR incelemeye kıyasla oldukça ucuz ve kolay uygulanabilir olması, nüks lezyonlann erken 68dönemde saptanabilmeleri için rutin takibin bir parçası olması gerektiğini düşündürtmektedir. Sonografîde şüpheli bulgular saptanan olgularda MR görüntüleme, incelemenin özgüllüğünü arttıracak ve ayrıca lezyonlann gerçek boyutunu ve yaygınlığım göstererek tedavi seçimine ve lezyonlann tedaviye verdikleri yanıtın değerlendirilmesine yardımcı olacaktır. 69 SUMMARY: The purpose of this study was to evaluate the role of ultrasound and MRI compared to physical examination in the diagnosis of local chest wall recurrences in modified radical mastectomized patients. Twenty-seven patients, referred to our department after clinical control between April 1997 and 2001, were included in the study. US examination of the chest wall was performed in all patients before MRI. Indications for MRI were suspicious clinical findings in 10, suspicious US findings in 3, suspicious clinical and US findings in 8 and screening in 6 of the patients. All lesions determined with MRI were evaluated according to their morphology, contrast enhancement patterns and dynamics. Biopsy revealed local recurrences in 7 of 10 patients who had suspicious MRI findings. The diagnosis was confirmed in the remaining 3 with the positive response of lesions to the chemotheraphy. In 2 patients with suspicious US findings, biopsy was performed to exclude malignancy, although there was not any pathological contrast enhancement on MRI. No findings indicating local recurrences were found with MRI in 17 patients. Signs of malignancy was not established in these patients who are still followed clinically and radiologically. As a result, the sensitivities and specificities were % 70 and % 35.2 for clinical examination, % 90 and % 88.2 for US, % 100 and % 100 for MRI respectively. In conclusion, both US and MRI were superior compared to clinical examination in the diagnosis of local recurrences in mastectomized patients. Since US is an inexpensive and easily accessable modality, we think that integration of annual chest wall US examination in the follow up protocols of these patients will lead to early diagnosis. In patients with equivocal findings, MRI can increase specificity of evaluation. By demonstrating the exact number 70of lesions and full extent of disease, it would also be helpful to determine the appropriate therapeutic modality and response of lesions to therapy. 71 76 |