Popis: |
ÖZET Çürük, bakterilerin fermente edilebilir karbonhidratları kullanmaları sonucu oluşan asitlerin; dişin inorganik yapısında dekalsifikasyon ve organik yapısında destrüksiyon oluşturması ile karakterize bir enfeksiyon hastalığıdır. Çürüğün ilerlemesi, diş pulpasını ve devamında dişin ağız boşluğu içindeki sürekliliğini tehlikeye düşüreceğinden, çürük, fizyolojik sağlığın, fonksiyonun ve estetiğin sağlanması açısından engellenmelidir. G.V. Biack'ten bu yana klasik çürük uzaklaştırma yöntemlerinin uygulanmasının, bir takım dezavantajlara sahip olduğu bilinmektedir. Bunlar arasında; hastanın duyduğu hassasiyet, anestezi uygulanmasının genel sağlık nedenleriyle kontrendike olduğu durumlar, kavitenin yeterince temizlenememesi nedeniyle, tekrarlayan çürük riskinin artışı ve kavite duvarları ve tabanının yüksek oranda bakteri ile kontamine halde kalmasıdır. Bu sebepten ötürü çoğu araştırıcılar, kimyasal solüsyonlar yardımıyla çürüğün uzaklaştırılmasına ait çeşitli çalışmalar yapmışlar ve sonuçta geliştirdikleri metodu `kemomekanik` yöntem olarak isimlendirmişlerdir. `Caridex Caries Removal System` olarak kliniğe uygulanmış olan bu metod N-Monokloro-DL-2 aminobutirik asidin çürük dentini uzaklaştırma yeteneği sayesinde yeni bir yaklaşım olarak değer kazanmıştır. Bu araştırmada, biri klasik yöntemlerle, diğeri Caridex CRS sistemi ile çürükleri uzaklaştırılmış olan insan dişlerinin dentin yüzeyleri, çürük uzaklaştırılma oranlan ve smear tabakası varlığı, dentin tübüllerinin genişliği ve yüzeydeki bakteri varlığı bakımından SEM analizi yapılarak değerlendirilmiştir. Bu değerlendirmeler sonucunda, mekanik yöntemle çürüğün uzaklaştırıldığı kavite tabanlarının SEM altında yoğun smear birikimine, geniş çatlaklara ve dağınık bakteri ivkolonilerine sahip olduğu görülmüştür. Kemomekanik yöntemle temizlenmiş kavite tabanından alınan örneklerde ise; dentin yüzeyinin retantif ve pürüzlü bir yapıya sahip olmasıyla beraber smear tabakasından yoksun olduğu ve net olarak izlenen açık dentin tübüllerinin ağzında çok az sayıda bakteri kolonilerinin varlığı izlenmiştir. Bu durum çürük ve bakteri uzaklaştırma etkinliği bakımından klasik yönteme göre daha etkili bulunan kemomekanik yöntemin gelecekte rutin bir klinik uygulama haline gelebileceği ve tekrarlayan çürüğün oluşma şansını en aza indirebileceği fikrini desteklemektedir. Anahtar kelimeler: dentin, çürük, Caridex CRS ABSTRACT Dental caries Is an infectious disease characterised by the decalcification and the destruction which are respectively brought forth in the inorganic and organic structure of teeth by the acids formed as a result of the use of fermentable carbohydrates by bacteria. During the reduction of dental caries, it will endanger the existence of tooth in the dental pulp and oral cavity, the occurrence of dental caries must be prevented in order to maintain the physiologic health, functions and the esthetics of tooth. It is known that the classical dental caries removing methods which have been applied so far beginning from GV Black, have presented some disadvantages. Among these, there takes place the cases such as the sensitivity of the patient, a contraindication of anestesia procedure because of the general health conditions, the increasing risk of recurring dental caries and the contamination of cavity walls and base with the bacteria at high rates. Because of such reasons, the majority of researchers have carried out various studies in order to remove the dental caries through the help of chemical solutions and they call the method as the chemomechanical method. This method, which has been applied in the clinics under the title of Caridex Caries Removal System, has been favored as a new approach resulting from the capability of N-Monochloro-DL-2 aminobutryic acid for the removal of carious dentin. In this study, the dentin surfaces of human teeth whose caries had been cleaned through both with the classical system and the Caridex CRS system, with respect to the caries cleaning rates, existence of smear layer, the width of dentin tubules as well as the bacteria existed on the surface, have been evaluated through a SEM analysis. VIAs a result, the preparations taken from the cleaned cavity base through the classic method, seemed to have a dense smear accumulation, large cracks and dispersed bacteria colonies. On the other hand, at those specimens received from the cavity base which was cleaned through the chemomechanical system, the surface of dentin has appeared to be devoid of a smear layer although it had a rough and retantive structure, and also the existence of bacteria colonies in a minor number has been observed at the orifices of dentinal tubules which were clearly seen. This fact serves to show that the chemomechanical method which is more effective rather than the classical method in regard with the effectiveness removing of bacteria. Than it will probably take a shape of routine clinical application in the future and again this reality support the concept of minimizing the probability for the occurence of recurrent dental caries. Key Words : dentin, caries, Caries CRS v«i 53 |