İyi huylu tiroid nodülleri ve papiller tiroid karsinomların moleküler ayırıcı tanısı

Autor: İğci, Yusuf Ziya
Přispěvatelé: Arslan, Ahmet, Akarsu, Ersin, Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı
Jazyk: turečtina
Rok vydání: 2010
Předmět:
Popis: Somatik ya da germinal mutasyonlar sonucu ortaya çıkabilen papiller tiroid karsinom (PTK) tiroid kanserleri içerisinde yaklaşık %80 oranında sıklıkla en çok rastlanan tiroid kanser tipidir. İyi ve kötü huylu tiroid lezyonlarının ayrımında en etkili yöntem ince iğne aspirasyon biyopsisi (İİAB) yöntemidir. İİAB ile tanı sonucunda belirsiz veya şüpheli sonuç oranı yaklaşık %30'u bulabilmektedir. İİAB sonucu belirsiz olan ve dolayısıyla cerrahi operasyon yapılan dokuların daha sonra yapılan incelemelerinde ancak %30'a varabilen kısmı kötü huylu çıkmakta ve geri kalanında yapılan cerrahi müdahale ise gereksiz yere gerçekleştirilmiş olmaktadır. Bu nedenle tiroid kanser araştırmalarında en önemli hedeflerden biri de özellikle İİAB'nin yetersiz kaldığı durumlarda tanıda yardımcı belirteçlerin tespiti olmuştur. Bu zamana kadar genetik ve immunohistokimyasal belirteçler ile çeşitli epigenetik faktörlerin tiroid kanser tanısında kullanımıyla ilgili birçok çalışma yapılmış olmasına rağmen tam güvenilir ve kabul görmüş herhangi bir belirteç tespit edilememiştir. Bu çalışmada PTK'yı iyi huylu nodüllerden ayıran gen ifadesi seviyesinde moleküler belirteçler araştırılmıştır. Çalışmamızda DD-PCR yöntemi kullanılarak PTK'nın alt tiplerinden ikisi; foliküler alt tip (PTK-F) ve klasik alt tip (PTK-K) ile iyi huylu tiroid nodülleri arasındaki gen ifade farklılıkları ortaya konmuştur. Buna göre, toplam sayısı 42 olan çalışılan doku örneklerin dağılımı 15 adet iyi huylu tiroid nodülü, 14 adet PTK-F ve 13 bireye ait PTK-K şeklindedir. Bu çalışma sonucunda 21 adet genin ifadesindeki değişimler kullanılarak kanserli doku ile iyi huylu nodülün; PTK-K içeren doku ile nodül veya PTK-F dokularının birbirinden ayrılabileceği görülmüştür. Bu bulgulardan yola çıkılarak tiroid kanser tanısında yeni belirteçlerin geliştirilebileceği gibi aynı zamanda tiroid kanser biyolojisinin de daha iyi anlaşılabileceği düşünülmektedir. Papillary thyroid carcinoma (PTC), which emerges as a result of somatic or germinal mutations, is the most common thyroid cancer type with an approximate frequency of eighty percent. Fine needle aspiration biopsy (FNA) is the most effective method in discriminating benign from malignant lesions. Up to 30% of FNA results are indeterminate or suspicious. These patients with suspicious or indeterminate results usually undergo surgery. According to the post-operational histopathological analysis, up to 30% of them carry a diagnosis of cancer which ultimately makes many of these operations unnecessary. For this reason, one of the greatest challenges in thyroid cancer research is to develop an adjunct to FNA to clarify the indeterminate lesions as benign or malignant. As for now, none of the potential immunohistochemical and genetic biomarkers or epigenetic mechanisms was proven to be totally succeeded in discrimination of these lesions. In this study potential biomarkers of PTC in gene expression level were investigated using DD-PCR method in 3 groups of totally 42 persons. Tissue distributions of the samples were 15 benign thyroid nodules, 14 follicular variant of PTC (FVPTC), and 13 classic variant of PTC (CVPTC). As a result of the study, using 21 genes? expression levels it was proven to be discriminated benign nodules and PTC lesions including its 2 subtypes (FVPTC or CVPTC). It is suggested that using the data obtained, not only new biomarkers can be developed in thyroid cancer diagnosis but also a chance of better understanding of thyroid cancer biology will be possible. 112
Databáze: OpenAIRE