Popis: |
Büyük kentlerde, nüfusun ve ekonomik faaliyetlerin artmasıyla birlikte konutalanlarının da yayılması, suç oranlarının artmasına neden olabilmektedir. Bu durum,planlamanın konut alanlarındaki sosyal bağları kuvvetlendirmede üstlendiği önemlive aktif role ragmen, genellikle geleneksel sosyal ilişkilerin zayıflığı ile ilişkilidir.Bununla birlikte planlama, potansiyel suç faaliyetlerinin azaltılması ve güvenlikdüzeyinin artırılması ile, kentte yaşayanlara bir güvenlik hissi vermektedir.Bu çalışma, kent planlamanın suç oranlarını azaltmaktaki rolünü, Libya'nın ALKhumskenti örneği üzerinden tartışmaktadır. Çalışma, AL-Khums kentinin sokakağının mekansal örgütlenmesinin analizlerine dayanmaktadır. Mekansal örgütlenme,Prof. Bill Hillier tarafından geliştirilmiş olan Mekan Dizim teorisini esas almaktadır.Mekansal örgütlenme analizlerinde UCL DepthmapX yazılımı kullanılarak globalbütünleşme, lokal bütünleşme ve bağlantılılık değerleri incelenmiştir. Çalışmadamekan dizim değerleri ile suç oranları karşılaştırılarak aralarındaki korelasyon, suçuntürü ve konumu dikkate alınarak incelenmiştir. Tüm korelasyon analizleri SPSSyazılımı kullanılarak yapılmıştır.Yapılan araştırma, suç oranları ile mekan dizim yöntemi ile ölçülen mekansalörgütlenme arasındaki güçlü bir bağıntı olduğunu göstermektedir. Çalışmanınsonuçları, suç oranlarını azaltmada kent planlamanın dikkate değer bir önemiolduğunu vurgulamaktadır. Bu sonuçlar doğrultusunda, yapılacak planlamaçalışmalarında sokak ağı örgütlenmesinin etkilerinin göz önünde bulundurulmasıgerekmektedir. In big cities, the expansion of residential neighbourhoods alongside with the increasein the number of people and the rise in the economic activities can lead to theincrease of crime. This is usually relevant to weakness in traditional socialrelationship conviction. In spite of the essential and active role that the planningmethod of residential areas plays in strengthening of social connections betweenresidents. In addition, this planning method gives the residents a sense of security,involving them in lowering the potential for criminal activities, and increasing thelevel of security within their neighbourhoods. This study discusses the role of urbanplanning in reducing the crime levels in AL-Khums city, Libya.The study depends on the analysis of `spatial configuration` in street networks. `Thespatial configuration` was implemented by space syntax theory, proposed by BillHillier. Whereas the spatial configuration analysis is studied the values of globalintegration, local integration and connectivity, the UCL DepthmapX software wasimplemented. The study them bolsters comparison between crime rates and spacesyntax, evaluating the correlations between each of the former values and crimerates, types and places of crimes occurrence. All of these correlations were analysedby SPSS (Statistical Package for Social Sciences. Version 25).The research has shown that there is a strong relation between the crime rates andspatial configuration that has been measured through space syntax technique. Theresults of the study emphasize the significance of urban planning in reducing crimerates. In the light of these results, it could be stated that the effects of street networkconfiguration should be taken into consideration in the future urban planning studies. 83 |