Popis: |
Dayanıklılığı, güvenilirliği, yaygın kullanım alanı, çevre dostu özelliği ve birçok teknik üstünlügü ile çağdaş toplum yaşantısının ayrılmaz bir parçası olan demir-çelik, geçmişten bu yana, sanayileşmenin temelini ve kalkınmanın itici gücünü oluşturmaktadır. Çelik ürünler insanlık tarihinin geçirdiği tüm evrelerde, toplumların gelişmesine yardımcı olmuştur. Öyle ki toplumsal gelişmişlik ölçütlerinden biri olarak kişi başına yılda okunan kitap saysı, yazılı basin takip etme oranı, eğitim düzeyi gibi uzunca bir dönem çelik kullanım miktarı da kullanılmıştır.Çelik sektörü, başta imalat olmak üzere pek çok sanayi dalıyla doğrudan ilişkilidir ve bu yönüyle kritik bir öneme sahiptir. Metalürjide nihai ürün olan çelik, sanayinin pek çok diğer kolunda yarı mamul olarak bu alanlara doğrudan etkindir. Örnek olarak, otomotiv, savunma, beyaz eşya, raylı ulaşım, inşaat, uçak, gemi sanayileri çeliğin ağırklıklı kullanıldığı endüstri dallarıdır.Türkiye'de demir çelik üretimine yönelik ilk çalışmalar, savunma sanayinin ihtiyacını karşılamak amacıyla Kırıkkale'de, 1928 yılında, Makine Kimya Endüstrisi'nde (MKE) başlamıştır.1937 yılında Mustafa Kemal Atatürk'ün direktifleri ile kurulan KARDEMİR'in kurulması ile yolculuğuna devam etmiştir. Ardından 1965 yılında ERDEMİR ve 1975 yılında İSDEMİR kurulmuş ve günümüzde de sahip olduğumuz üç entegre tesisle sektör büyümüştür. Ülkemizin ekonomi politikalarına uygun olarak 80'li yıllarda Elektrik Ark Fırınlarının da üretim sürecine katılmasıyla dünyanın büyük üreticileri arasına girmiştir. Elektrik Ark Fırınlarının kurulması daha düşük miktarlarda finansman gerektirmesi ve devlet teşviklerinin de etkisiyle hızla artış göstermiştir. Bu sayede görece daha düşük finansal imkâna sahip yatırımcıların da sektörel dahil olmasıyla, toplamda tonaj bazında entegre tesislerde üretilen çelik miktarının iki katı kadar üretim hacmi oluşmuştur. Nihayetinde Elektrik Ark Fırınları, Türk Çelik Sektöründe, dünyadaki durumun aksine ağırlıklı üretim yöntemi haline gelmiştir. Çelik üretimi prosesi temel olarak demir cevherinin entegre tesislerde veya çelik hurdasının elektrik ark ocaklarında ergitilmesi ile elde edilir. Çelik ürünleri yassı ve uzun olmak üzere iki ana kategoriye ayrılır. Bu iki ürün grubundan birçok sanayi üretiminin girdisi olan sayısız çelik ürünü üretilir. Değişen tüketici ihtiyaçları, teknolojide görülen gelişmeler ve rekabet gibi unsurlar demir çelik sektöründeki ürün çeşitliliğini daha da arttırmaktadır. Dünya çelik sektöründe üretim, tüketim, ihracat ve ithalat sıralamalarında üst sıralarda yer alan Türkiyenin ürettiği ürünlerin katma değerini hesaplandığında arka sıralara düştüğü görülmektedir. Türkiye katma değeri düşük ürünler üretmekte ve ihraç etmektedir. Buna mukabil üst teknoloji sanayisinin ihtiyaç duyduğu katma değeri yüksek çelik ürünlerini ise ithalat yoluyla temin etmektedir.Bu çalışma ile Türk çelik sektörünün üretim/tüketim ve ithalat/ihracat verileri analiz edilerek, sektörün dünyadaki konumu belirlenmiştir. Bu analiz ile ülkemizin hangi ürünlerde hangi miktarlarda dış ticaret açığı verdiği tespit edilmiştir. Çelik Sektörünün dış ticaret verilerini inceleyebilmek için Gümrük tarife istatistik pozisyonu kodlama sistemi kullanılmıştır. Bu kodlama sistemi uluslararası ticarete konu olan tüm mallar için kullanılmaktadır.İlk bölümde, geçtiğimiz 10 yılda dünya çelik sektörünün genel görünümü ve Türkiye'nin konumu ile ilgili değerlendirmelere yer verilmiştir. Bu çerçevede dünya ham çelik üretimi, nihai çelik tüketimi, kişi başı nihai çelik tüketimi, çelik ithalatı, çelik ihracatı, ihracat ve ithalatta ürünlerin ortalama birim fiyatları ve üretim ve ihracat sıralamalarına ilişkin veriler incelenmiştir. Böylelikle dünya çelik sektörünün geçmişten günümüze gelişiminin ve güncel durumunun genel hatlarıyla ortaya konulması ve Türkiye'nin bu resmin neresinde olduğunun tespit edilmesi amaçlanmıştır.İkinci bölümde Türk çelik sektörünün son 10 yıllık ihracatı ve ithalatı ülkeler ve ürünler bazında detaylı olarak incelenmiş, ürünler bazında ihracat ve ithalat birim fiyatının gelişimine ve ürünler bazında ihracat-ithalat karşılaştırmasına yer verilmiştir. Böylelikle Türkiye'nin ithalat ve ihracat pazarlarının Türkiye ile olan çelik ticaretlerinin yıllar içindeki gelişiminin ortaya konulması, Türkiye'nin en fazla hangi ürünleri ithal edip, hangi ürünleri ihraç ettiği ve Türkiye'nin net ithalatçı ve net ihracatçı olduğu ürünlerin tespit edilmesi amaçlanmıştır.Ardından Türkiye'ye model olabilecek iki ülke tespit edilerek bu ülkeler ile kıyaslama çalışması yapılmıştır. Kıyaslanacak ülkelerin belirlenmesinde ülkelerin dünya ekonomisindeki yerleri, nüfus yönünden Türkiye ile benzerlikleri, çelik sektöründeki sıralamaları ve uygulamakta oldukları politikaları ile çelik sektörüne ilişkin çalışmaları rol oynamıştır. Bunların yanı sıra, gösterge niteliği taşıyan filtreler kadar önemli rol oynayan bir başka etken ise, belirlenen ülkeler hakkında çelik sektörü özelinde en geniş, en detaylı ve en doğru veriye erişim sağlanabilme imkânları olmuştur. Bu kapsamda belirlenen ülkeler Japonya ve Almanya'dır. Örnek ülkeler ve Türkiye, üretim yöntemlerine göre, büyük çelik üreticilerine göre, nihai mamul üretimi ve tüketimine göre, kişi başı ham çelik üretimi ve nihai çelik tüketimi kompozisyonuna göre, ürün grupları bazında ithalat/ihracat verilerine göre ve çelik tüketen sektörlere göre incelenmiştir. Bu kıyas çalışması ile hızla büyüyen çelik sektörünün gelişmiş ülkelerle birlikte incelenerek bir model oluşturulmaya çalışılmıştır.Son bölümde, Demir çelik sektöründeki mevcut durumun incelenmesi amacıyla sektörde faaliyet gösteren firmalara yönelik anket uygulaması ve saha çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Araştırma kapsamında sektör ve dernek temsilcileri olmak üzere iki ayrı hedef kitle ele alınmıştır. Araştırmada iki farklı araştırma yöntemi kullanılmıştır. Sektöre yönelik araştırma kantitatif online araştırma metodolojisi ile, dernek temsilcileri ile olan araştırma kalitatif derinlemesine görüşmeler ile yürütülmüştür Bu çalışmada 86 çelik üreticisi ile online anket çalışmaları yapılmıştır. Bu anketlerle ülkemizdeki çelik üretim kapasitesi tesisler bazında tespit edilmiştir. Çelik üreticilerinin ürettiği yarı mamülleri, uzun ve yassı ürünlerin minimum ve maksimum ebatları belirlenmiştir. Çelik üretiminde ihtiyaç duyduğumuz ve dışa bağımlı olduğumuz kritik hammaddelerden grafit elektrot, ferroalyajlar ve sünger demir hakkında sektörün karşılaştığı sorunlar belirlenmiştir. Çelik üretim sürecindeki kritik hammaddelerden; Ferro-alyaj, Grafit elektrot ve DRI çalışma boyunca incelenmiştir. Bu hammaddelerin ithalat miktarları, ithal edildiği ülkeler ve tedarik süresince karşılaşılan sorunlara ilişkin yanıtlar aranmıştır. Bu anketlerle ayrıca ülkemizdeki gerçekleştirilen mega projelerde kullanılan vasıflı çeliklerin üretimi konusunda yatırım planları hakkında sorular sorulmuştur.Ayrıca 6 adet çelik tüketicisi odak grup belirlenmiş, bu odak grupları temsil edecek 32 adet dernek ile birebir görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Bu görüşmelerde çelik kullanıcısı olan sektörlerin çelik üreticilerinden beklentileri saptanmıştır.Sonuç bölümünde, gerçekleştirilen anket çalışmalarının bulguları ve daha önceki bölümlerde yapılan analiz çalışmalarının ışığında aksiyon noktaları belirlenmiştir. Steel; is an integral part of modern life with its durability, reliability, widespread usage, environmentally friendly features and many technical superiorities. Steel constitutes the basis of industrialization and the driving force of development. Steel products helped the development of societies in all phases of human history. Steel usage per person value, for a period was used as one of the social development criteria. As the number of books per person per year, the rate of written press follows up, the level of education.The steel sector is directly related to many industries, especially to manufacturing area. Steel, which is the final product in metallurgy, is used as semi-product in many other branches of industries as, automotive, defense, white goods, rail transportation, construction, aircraft, ship industries are the industries where steel is predominantly used.The first studies for the iron and steel production in Turkey has begun to meet the needs of the defense industry, in 1928, Kırıkkale at Mechanical and Chemical Industry (MKE) In 1937, Steel industry started its journey with the establishment of KARDEMİR by the directives of Mustafa Kemal Atatürk and the sector has grown with the three integrated facilities ERDEMİR was founded in 1965 and İSDEMİR in 1975 In accordance with the economic policies of our country in 80s, production capacity has become one of the world's largest with activation of the electric arc furnaces in production process.The installation of Electric Arc Furnaces requires lower amounts of funding and has increased rapidly due to government incentives. In this way, with the inclusion of relatively lower financial investors in the sector, a total volume of double the amount of steel produced in integrated facilities on a tonnage basis has been generated. Today, Electric Arc Furnaces have become the predominant production method in the Turkish Steel Sector.The steel production process is mainly achieved by smelting iron ore or metal scrap in integrated plants of electric furnaces. Steel products are divided into two main categories as flat and long. Numerous steel products are produced from these two product groups, which are the inputs of many industrial production. Changing consumer needs, developments in technology and competition increase the product variety in the steel sector.Turkey takes place in top positions in the rankings world steel industry production, consumption, export and import. When calculating the added value of products produced in Turkey, it seems to fall on the back row. Turkey exports and produces low value-added products as a result of this situation, Turkey supplies high value-added steel products required by the high technology industry through imports.This study aimed to examine the production / consumption and import / export data of the Turkish steel industry and aimed to determine actual position of Turkish steel industry and trade in the world. Customs tariff statistics according to HS (Harmonic System) codes was used to examine the export-trade data of the steel sector. This coding system is used for all goods subject to international trade.In the first part;The general outlook of the world steel industry over the past 10 years as well as Turkey's situation during this period. In this context, data on world crude steel production, finished steel consumption, per capita finished steel consumption, steel imports, steel exports, average unit prices of products in exports and imports, and production and export rankings were examined. Thus, to put forward a general outline of the current status of the development of the global steel industry and aimed to identify Turkey's place in this big picture.In the second part;The exports and imports of the Turkish steel sector for the last 10 years are examined in detail by considering the countries and the products. Product based development of export and import unit prices and products are compared considering the export and import values. Thus, in the years to reveal the development of Turkey's steel trade and determinate the most imported and the most exported products in Turkey's steel trade.Two countries were identified as role models and a comparison study was conducted with these countries. The countries designated in this context are Japan and Germany.Example countries and Turkey have compared compared according to production methods, the major steel producers, production of finished products, consumption, import / export data by product groups, steel consuming sectors, per capita crude steel production and final steel consumption.The following criteria and similarities are taken into consideration in determining the countries to be compared.Situation in world economy,Population,Politic model, democratic structureSteel industry applications and plantsIn addition to this, another factor that plays as important a role as indicator filters is the access to the widest, most detailed and accurate data in the steel sector. This comparative study aimed to create a model for rapidly growing steel sector considering situation of developed countriesAt the last part of the study;A survey and field studies were conducted for the companies operating in the sector in order to examine the current situation in the iron and steel sector.Within the scope of the research, two different target groups, namely sector and association representatives, were discussed. Two different research methods were used in the study. Two different research methods were used in the study. The online surveys were conducted with 86 steel producers and steel production capacity in our country has been determined on the basis of facilities as well as steel production capacity in our country has been determined on the basis of facilities. The minimum and maximum sizes of semi-finished products and long and flat products produced by steel producers were determined.The problems faced by the sector about import-dependent critical raw materials such as graphite electrodes, ferroalloy and sponge iron were determined. The Survey included questionnaires about investment plans for the production of special steels which are consumed by mega projects of our country. Origin and the import quantities of these raw materials as well as the main problems encountered during the import period.Six steel consumer focus groups were identified, and one-to-one meetings were held with 32 associations representing these focus groups. With these interviews, the expectations of the steel consumer sectors from the steel producers were determined. In the conclusion part, the findings of the surveys and the action points were determined in the light of previous analysis. 98 |