Popis: |
Yarı-resmi ya da gayrı resmi konuşma söyleminde yaygın olarak kullanılan edimbilimsel belirteçler (EB), dil bilgisel açıdan isteğe bağlı olarak kullanılan dilsel ögelerdir. Bununla birlikte, durumsal ve toplumsal bağlamda çok sayıda iletişimsel ve edimbilimsel işlev kazanan EB'ler, edimbilimsel açıdan isteğe bağlı olarak kullanılan ifadeler değillerdir. Genelde kısa ögeler olmalarına rağmen, EB'ler söz öbeği ya da tümcecik düzeyinde de olabilirler (Brinton, 2017). Birçok söz öbeği düzeyindeki EB'ler arasında, I mean, I think ve you know Amerikan ve İngiltere İngilizcesinde en sık kullanılan belirteçler arasındadırlar. Bu yüzden, bu çalışmada İngilizce öğrenen Türk bireyler ve anadili İngiltere İngilizcesi olan bireyler tarafından bu üç EB'nin sözlü etkileşimde kullanım sıklıklarını, işlevsel dağılımlarını, önermedeki konumlarını ve söz konusu olan belirteçleri çevreleyen öbek yapılarını incelemek ve karşılaştırmak hedeflenmiştir. Derlem tabanlı araştırma deseninin benimsendiği bu çalışmada, Louvain Uluslararası Aradil Konuşma İngilizcesi Veritabanının Türk öğrenici alt derlemi (LINDSEI-TR) ve Louvain Anadil Konuşma İngilizcesi derleminin (LOCNEC) Karşılaştırmalı Aradil Analizi (KAA) tekniğiyle elde edilen bulgular incelenmiştir. EB'lerin kullanımları WordSmith 6.0 yazılımında bütüncül okuma tekniğiyle incelenmiştir. EB'lerin işlevleri dilsel bağlam ve içerik bağlamından elde edilen ipuçları yardımıyla belirlenmiştir. Böylece, her biri bir takım alt-işlev içeren beş temel işlevin bulunduğu yeni bir işlevsel sınıflama geliştirilmiştir.I mean, I think ve you know'un her iki derlemdeki kullanımlarını karşılaştırmak için belirteçlerin kullanım sıklıkları, işlevsel dağılımları ve önermedeki konumları incelenmiş ve grupların belirtilen değişkenler açısından istatistiksel farklılıklar gösterip göstermedikleri Log-likelihood istatistiği kullanılarak ortaya konmuştur. EB'leri çevreleyen söz öbeklerinin iki gruptaki kullanımları Spearman korelasyon testi uygulanarak karşılaştırılmıştır. Sonuçlar, I mean ve you know belirteçlerinin İngilizce öğrenen Türk bireylerin anadili İngilizce olan bireylere göre daha az kullanıldığını, ancak her iki grubun I think kullanımında benzer eğilimler gösterdiklerini ortaya koymuştur. Söz konusu belirteçlerin işlevsel dağılımları incelendiğinde, Türk öğrenicilerin anadili İngilizce olan bireylere oranla I mean ve you know'u daha kısıtlı bir işlev çerçevesinde kullandıkları ortaya çıkmıştır. Bununla birlikte, I think'in her iki derlemdeki işlevsel dağılımları ise benzerlikler göstermiştir. Bu çalışmanın sonuçları, İngilizce öğrenicilerinin edimsel belirteçleri daha az sıklıkla kullanmalarının İngilizcedeki edimbilimsel ögelerin özelliklerinin ve işlevlerinin farkında olmamalarından kaynaklanabileceğini ortaya koymuştur. Bu bağlamda, öğrenicilerin edimbilimsel yapıların uygun kullanımı hakkında örtük ve/veya açık eğitim almaları gerektiği ve öğreticilerin bu yapıların kullanımını takip etmeleri ve uygun geri bildirim vermeleri gerektiği anlaşılmaktadır. Anahtar kelimeler: Edimbilimsel belirteç, derlem tabanlı yaklaşım, karşılaştırmalı aradil analizi, İngilizce öğrenen Türk bireyler, anadili İngiltere İngilizcesi olan bireyler. Used pervasively in semi-formal or informal spoken discourse, pragmatic markers (PM) are linguistic components that are grammatically optional. However, they are pragmatically non-optional since they gain and fulfill a great number of communicative and pragmatic functions depending on the situational and social context. Despite generally being short items, PMs could also be encountered at phrasal and clausal levels (Brinton, 2017). Among various phrasal PMs, I mean, I think and you know are among the most frequented markers in American and British English. For this reason, the present study was intended to explore and compare the use of these three PMs among Turkish learners of English language and native speakers of British English with regard to their frequency counts, functional distributions, proposition positions and phrase structures enclosing the markers at stake in spoken interactions. Being corpus-based in research design, the study investigated the results obtained through the Contrastive Interlanguage Analysis (CIA) of Turkish component of Louvain International Database of Spoken English Interlanguage (LINDSEI-TR) and Louvain Corpus of Native English Conversation (LOCNEC). Occurrences of PMs were analyzed through integrated reading of the data by using WordSmith Tools 6.0. The functions of the PMs were designated through co-textual and contextual clues. Thus, a new functional taxonomy consisting of five main functions with a number of sub-functions was developed.To compare the two corpora, Log-likelihood statistics was administrated to unravel whether the groups differed statistically in their use of I mean, I think and you know regarding frequency counts, functional distributions and proposition position preferences. The phrases enclosing the PMs in the two corpora were compared by running Spearman-rank order correlation. The results revealed that I mean and you know were statistically underused by Non-native speakers (NNSs) against Native speakers (NSs) while both groups had similar tendencies in the overall use of I think as a PM. As for the functional distributions of the markers in concern, I mean and you know were confined to a limited number of functions among NNSs against NSs. Contrarily, the functional distributions of I think in both corpora resembled each other. According to the results of this study, NNSs of English might underuse PMs due to being unaware of the features and functions of pragmatic elements in English. In this regard, learners need to receive implicit and/or explicit training about appropriate exploitation of pragmatic elements and instructors need to track the uses of these elements and give feedback.Key words: Pragmatic marker, corpus-based approach, contrastive interlanguage analysis, Turkish learners of English, native speakers of British English. 357 |