Popis: |
Bu çalışmada Türkiye'nin çok partili hayata geçiş süreci, 1945 ve 1946 yılları odakta tutulmak suretiyle, Amerikan Ulusal Arşivleri dokümanları ışığında incelenmektedir. Literatürde öne çıkan görüş, Türkiye'nin çok partili hayata uluslararası gelişmelerin baskısıyla geçtiği yönündedir. Bu baskının en muhtemel aracı ise `demokrasi teşviki` kavramını dış politikasının bir unsuru haline getiren Amerikan Birleşik Devletleri'dir. Çalışmanın araştırma sorusu, ABD'nin İkinci Dünya Savaşı sonrasında Türkiye'ye demokrasiye geçmesi yönünde herhangi bir baskısı ya da `tavsiyesi` olup olmadığına yöneliktir. Türkiye'nin savaştan sonra Sovyetlerden algıladığı tehditle Anglosakson bloğa yakınlaşmasının ve çok partili hayata geçişinin aynı zamana denk gelmesi, iki gelişme arasında bir bağıntının olup olmayacağı sorusunu akıllara getirmektedir. Araştırmada dönemin Türk basınından, İngiltere parlamento zabıtlarından, akademik ve popüler çalışmalardan, siyasetçilerin ve gazetecilerin anılarından faydalanılmıştır. Ayrıca dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün kızı Özden Toker'le sözlü bir mülakat gerçekleştirilmiştir. Çalışmada, Amerikalıların İnönü'ye Türkiye'yi demokratikleştirmesi yönünde bir baskı uygulamadıkları ve tavsiyede bulunmadıkları sonuçlarına varılmıştır. Türkiye'nin Ruslardan algıladığı tehdidin ise sanıldığı kadar yüksek olmadığı Amerikan arşiv belgelerine yansımıştır. Amerikalılar, Türkiye'nin 21 Temmuz 1946 seçimlerinde CHP lehine hile yapıldığına yönelik istihbarat bilgilerine ulaşmışlar fakat bu hilelerin sonucu değiştirecek nitelikte olmadığı sonucuna varmışlardır. Türkiye'de görev yapan Amerikan misyonu, 21 Temmuz 1946 seçimlerini Türkiye için şerefli ve prestijli bir başarı olarak değerlendirmiş, bunda tek pay sahibinin yakın çevresinin itirazlarına rağmen çok partili hayata geçen İsmet İnönü olduğunu vurgulamışlardır. Amerikalılara göre İnönü, elinde tek partili otoriter düzeni sürdürecek imkânlar olduğu halde Türkiye'yi çok partili hayata geçirmiştir. Amerikalılara göre bu geçişte İnönü'nün demokrasiye inancı kadar olası serbest seçimlerde yenilebileceğine hiç ihtimal vermemesinin de payı vardı. In this dissertation Turkey's transition to multiparty system is analyzed by focusing on U.S. National Archives documents covering the period; 1945 and 1946. According to dominant arguement in the literature, Turkey had to pass to the multiparty system due to the pressure came from international politics. The prime suspect of such pressure is U.S., who adopted `democracy promotion` as one of the pillars of its foreign policy. The research question is whether U.S. applied any pressure or gave an advice to Turkey towards passing a multiparty system. Besides archive documents, Turkish press, proceedings of British parliament, academic and popular literature, memories of witnesses were used. Moreover, an interview was conducted with the daughter of Ismet Inonu.The findings claim that U.S. did not apply any pressure on Turkey towards democratization. Nonetheless, Turkey's threat perception from Soviets was not high to lead a regime change to gain US' sympathy. From American perspective, despite Inonu had an adequate room to perpetuate its authoritarian single party regime, he made Turkey pass to the multiparty system by ignoring its inner circle. However Inonu never thought of a poll defeat in a possible free elections. On the other hand, U.S. diplomats received intelligence about CHP's orchestrating a gerrymander in the 21th of July 1946 elections. Yet the claims were not strong that would turn the scales for the benefit of Democrat Party. Eventually the American Embassy American diplomats evaluated the 21th of 1946 elections as an honorable and prestigious success for Turkish nation. 394 |