Popis: |
Yapısal Uyum Programının (YUP) ilan edilmesinden bu yana, Afrika ekonomilerinin uluslararası ticaret ve finansa açılmasının bariz şekilde finansal sektörün gelişmişliğini artırdığını gören birçok Afrika ülkesi ekonominin liberalleştirilmesi planını başlattı. Bu arada, Afrika ekonomileri belirgin bir hızla büyümeye devam ederken ve daha da bütünleşerek küresel ekonomiye daha fazla katılma sürecindeyken, kıta hala yüksek yoksulluk seviyeleri ve ilerlemiş gelir eşitsizliği de dahil olmak üzere çeşitli ekonomik sorunlarla karşı karşıyadır. Bu tez, finansal gelişmenin Afrika ekonomileri üzerindeki etkilerini üç farklı makaleyle incelemektedir.İlk makale, 1980-2014 döneminde yumuşak geçişli panel regresyon (PYGR) modelini kullanarak finansal gelişmenin Afrika'daki ekonomik büyüme üzerindeki doğrusal olmayan etkisini değerlendirmektedir. Bu kapsamda Afrika ülkeleri bağlamında çoklu denge içeren teorik finans ve büyüme modelleri deneysel olarak test edilmeye çalışılmıştır. Gonzales ve arkadaşları (2005) ile Fok ve arkadaşları (2004) tarafından sunulan yumuşak geçişli panel regresyonu (PYGR) ekonometrik tekniği, doğrusal olmayanın formal şekilde test edilmesini ve modellenmesini mümkün kılar. Sonuçlar, finansal gelişme ve büyüme bağının Afrika'da doğrusal olmadığını, finansal gelişmişlik düzeyi çok düşükken finansın büyümeyi engellediği (eşik değerler: Özel kredinin% 7,3'ü, likit yükümlülüklerin% 35'i ve Bankaların varlık oranının% 40'ı); finansal gelişmişlik düzeyi daha yüksekken ise finansallaşmanın büyümeyi olumlu etkilediği görülmektedir. İkinci makalede, 1990-2014 yılları arasında, 23 Afrika ülkesinin verilerine dayalı olarak kullandığımız panel veri yaklaşımıyla finansal gelişmişliğin gelir eşitsizliğini nasıl etkilediğini sorgulamaktayız. Çalşımamızda finansal gelişmişlik ölçütü olarak tekil kıstaslara dayanan mevcut literatürün aksine, finansal gelişmişliği, finansal kurumların gelişmişliğini ve finansal piyasaların gelişmişliğini ölçmek için ülkelerin finansal derinleşmesini, finansa erişimini ve verimliliğini 0 ile 1 arasında derecelendiren kapsamlı ve bütünleşik endekse dayanıyoruz. Finansal gelişimenin eşitsizliği artırdığını ortaya koyan teorik modellere paralel olarak, finansal gelişmenin ekonomik ve istatistiksel açıdan belirgin şekilde gelir eşitsizliğini doğrusal olarak artırdığnı görüyoruz. Sonuçlarımız, finans-eşitsizlik bağlamında farklı finansal gelişim, gelir eşitsizliği ölçütlerine ve olası içsel problemlere karşı güçlüdür. Bu nedenle, Afrika ülkelerinin finansmana erişimi teşvik için sadece finansal derinleşme politikalarını desteklemeleri yetmez, ayrıca düşük gelirli hanehalklarının makul maliyetlerle finansmana erişimlerinin temin edilmesi gerekmekir. Bu tür finansal dahil etme politikaları kıtadaki gelir eşitsizliğini azaltmak için elzemdir.Son makalede odak noktamız, firma düzeyindeki zengin bir veri setine dayalı olarak, Afrika'daki finansal gelişmenin uluslararası ticarete etkilerini incelemeye yönelmiştir. Makalede finansmana erişim, finansal gelişme ile ihracat eğilimi ve yoğunluğu arasındaki ilişkiyi 2003-2018 döneminde 29 Afrika ülkesinde bir üretici firma örneklemi kullanarak inceliyoruz. Analiz, Dünya Bankası'nın kurumsal anket verilerine dayanmaktadır. Finans ve finansal kalkınmaya erişimdeki endojenliği ve ülke ve sektörler üzerindeki sabit etkileri kontrol ederken ulaştığımız temel bulgu bize, finansmana daha fazla erişimi olan firmaların ve finansal gelişimi daha yüksek olan ülkelerde faaliyet gösteren firmaların daha fazla ihracat pazarına girdiğini ve daha fazla miktarda ihracat yaptığını göstermektedir. Ayrıca, yabancı mülkiyet, firma yaşı, büyüklüğü ve işgücü verimliliği, imalatçı firmaların ihracat eğilimlerini ve yoğunluğunu olumlu yönde etkilemektedir. Ancak, firmaların konumunun ihracat için önemli olmadığı görülmektedir. Bu sonuç, finans ve finansal kalkınmaya farklı erişim ölçütlerini ve farklı gelir kategorilerini kontrol etme yönünden güçlü bir sonuçtur. Since the mid-1980s and early 1990s many African countries embarked on an economic liberization scheme that saw African economies opening up to international trade and finance, leading to broaden and significantly greater financial sector development. Meanwhile, while African economies continue to grow at significant pace, become more integrated and participate more in the global economy, the continent is still bordered with mirages of economic problems including high poverty levels and widened income inequality. This thesis examines the impact of financial sector development on African economies drawing from three empirical essays, while relying on a new broad based measure of financial development that has not been widely used in the literature. The first essay assesses the non-linear impact of financial development on economic growth in Africa using Panel Smooth Transition (PSTR) modelling during 1980-2014 period. It is an attempt to empirically test multiple equilibria theoretical models of finance and growth in the context of African countries. Econometric technique of panel smooth transition regression (PSTR), introduced by Gonzales et al (2005) and Fok et al (2004) allows for a formal test and modelling of non-linearity. The results show that financial development and growth nexus is non-linear in Africa. Specifically, at very low levels of financial development finance-growth nexus is negative and beyond a certain threshold level financial development promotes growth. In the second essay we ask how financial development has affected income inequality in Africa based on data from 23 African countries from 1990 to 2014 utilizing panel data approaches. Unlike the extant literature that relies on single measures of financial development, we rely on a comprehensive composite index of financial development, financial institutions development and financial markets development, which benchmark countries' financial deepening, access and efficiency on a scale of 0 to 1. In line with theoretical models that postulate inequality-widening effect of financial development, we find that that financial development linearly exerbate income inequality, which is economically and statistically significant. Our results are robust to different measures of financial development, income inequality and possible endogeneity problems in finance-inequality nexus. Therefore, African countries need to promote not just financial deepening policies that promote access to finance, but also make sure that low income households have access to finance at acceptable costs. Such financial inclusion policies are necessary for reducing income inequality in the continent. In the final essay, our focus shifts to the international trade implications of financial development in Africa, taking inspiration from a rich firm level data. In it we examine the relationship between access to finance, financial development and export propensity and intensity using a sample of manufacturing firms in 29 African countries during 2013-2018 period. The analysis draws from the World Bank's enterprise survey data. Controlling for endogeneity in the access to finance and financial development, and country and sector fixed effects, our main findings show that firms with greater access to finance as well as firms operating in countries with greater financial development significantly enter more export markets and export more quantities. In addition, foreign ownership, firm age, size and labor productivity significantly positively impact manufacturing firms export propensity and intensity. Yet, firm location does not seem to matter for export. Further analysis based on firm age, size and income level reveal heterogeneity in the access to finance/financial development and firms' exportability and intensity relationship. Our results are robust to controlling for different measures of access to finance and financial development. 132 |