Popis: |
İbn-i Haldun, ekonomiden siyasete, ahlaktan kültüre, epistomolojiden coğrafyaya, felsefeden hukuka ve diğer birçok bilim dalıyla ilgili dikkate değer görüşlerin sahibidir. Düşünür, oldukça erken sayılabilecek bir dönemde ekonomi biliminin birçok ilkesini keşfeden birisidir. Özellikle onun vergi oranları ile kamu gelirleri arasında kurduğu paralellik günümüzde iktisatçı ve maliyecilere ilham vermektedir. Gerçekten, İbn-i Haldun'un ekonomi biliminin gelişmesine katkısı çok önemlidir. Düşünür, ekonomi ile ilgili değer kavramı, iş bölümü, fiyat sistemi, arz ve talep yasası, üretim ve tüketim, para ve sermaye oluşumu, nüfus artışı, kamu finansmanı gibi konular üzerinde çeşitli düşünceler geliştirmiştir. Ekonomik gelişme olgusuyla toplumların göçebe topluluktan devlete evrilme süreçleri arasında paralellikler bulmuştur. İbn-i Haldun'u özel kılan şey onun sadece tarihi olayları hikaye etmesi değil, sosyal, siyasal, kültürel ve ekonomik parametreler arasındaki ilişkileri determinist ve bilimsel bir tarzda ele alışıdır. Bu açıdan o, Max Weber'e, A.Smith'e, Marx'a, Durkheim'e, Ricardo'ya vb. çok sayıda bilim adamına öncülük etmiştir. Ibn Khaldun has remarkable views on economics, politics, morality, culture, epistemology, geography, philosophy, law and many other disciplines. The philosopher is one who discovered many principles of economics at a very early stage. Especially, his parallelism between tax rates and public revenues still has been inspiring to economists and financiers today.Indeed, Ibn Khaldun's contribution to the development of economic science is very important. The thinker has developed various ideas about the concept of value, division of labor, price system, supply and demand law, production and consumption, money and capital formation, population growth, public finance and so on. He has found parallels between the phenomenon of economic development and the process of societies' transition from nomadic community to state. What makes Ibn Khaldun special is not only his narrative of historical events, but his handling of the relationships between social, political, cultural and economic parameters in a deterministic and scientific way. In this respect, he led Max Weber, A. Smith, and Marx, Durkheim, Ricardo and many other scientists. 174 |