Popis: |
Okunabilirlik, bir çevrenin zihinde imge oluşturabilme ve tutarlı bir örüntü olarak organize edilebilme olanağına işaret eder. Literatürde, okunabilirliği tanımlayan pek çok kavram bulunmaktadır: basit, tutarlı, anlaşılabilir, algılanabilir gibi. Tüm bu kavramlar, mekânın yapısından doğan özellikleri anlatır. Mekânsal okunabilirliği bu kavramlar üzerinden ölçebilmek için mekânın boyutları arasında bir ayrıştırma yapmak gerekir.Mekânsal bilginin elde edilişi, mekâna olduğu kadar gözlemcinin yani öznenin yaşadığı bilişsel süreçlere de bağlıdır. Dolayısıyla, mekânsal bilginin elde edilişi, bilişsel süreçler ve mekânsal okunabilirlik arasında çeşitli kombinasyonlara dayalı bir ilişkinin varlığından söz edilebilir. Diğer yandan mekânsal bilginin üç öğesi olan, alan bilgisi, rota bilgisi ve işaret öğesi bilgisinin ölçümünde kullanılan stratejiler ise kişiden kişiye değişir, çünkü hayli öznel olan bilişsel süreçler bu noktada devreye girer. Alan bilgisi, rota bilgisi ve işaret öğesi bilgisi, öte yandan mekânın okunabilirliğine bağlanır. İşaret öğeleri, mekânsal yapıda öne çıkmış, farklılaşmış nesneler olarak mekânın okunmasını kolaylaştırır. İşaret öğesi bilgisi, mekânın üç boyutlu özelliklerini doğrudan vurgularken, rota bilgisi ve alan bilgisi, mekânsal kurgunun karmaşıklığı / basitliği yoluyla mekânın, çoğu zaman, iki boyutlu bilgisinin okunabilirlikle olan bağlantısını oluşturur. Bazı kaynaklara göre, kişi mekânı tanıdıkça sırasıyla işaret öğeleri, rotalar ve en son olarak da mekânın kurgusal bilgisi olan alan bilgisi kavranır ve mekânı tanımada kullanılır.Bir mekânsal örüntü, böylece, sokak ağı ve yapı adaları dışında, işaret öğelerini de barındırabilir. Yine de, temel öğeler, sokak ağı ya da yapı adalarıdır. İki tür örüntü tanımlanabilir: 1. İdeal ya da ortogonal grid, 2. Organik ya da deforme olmuş grid. Bir örüntünün birlik ya da çeşitlilik açısından farklılaşması, grid türüne bağlıdır. Benzer biçimde, homojenlik ya da heterojenlik derecesi de grid türünden etkilenir. İdeal grid, örneğin, birlik ve homojenliğin en yüksek düzeyini oluşturabilir. Diğer taraftan, işaret öğelerinin sisteme dâhil olması, durumu dramatik bir biçimde değiştirebilir. Birlik / çeşitlilik ve homojenlik / heterojenlik dereceleri bir örüntünün okunabilirliği ile doğrudan ilişkilidir. Eğer örüntü bir harita yoluyla okunuyorsa, bir örüntünün sokaklarını ya da işaret öğelerini gösteren metinler eklemek, örüntünün okunabilirliğini etkileyen başka bir faktör haline gelir. İşaret öğesi, metin ya da renk gibi, tüm eklenen öğeler örüntüye belli derecelerde hiyerarşi katacaktır.Bu çalışma, farklı biçimlerde kurgulanmış (ideal gridden organik gride) mekânsal örüntülerdeki okunabilirliği incelerken üç farklı metodoloji kullanmaktadır: biçimsel analiz, dizimsel analiz ve öznel analiz (deneysel alan çalışması). Böylece, kentsel örüntüye ilişkin mekânsal okunabilirlik öznel (deney) ve nesnel (biçimsel ve dizimsel) ölçümlerle değerlendirilmektedir. Çalışmanın sonuçlarının yanı sıra, kavramsal ve metodolojik omurgası mekânsal okunabilirlik kavramına yeni bir tanım ve bakış getirmektedir ve okunabilirliği çalışmada ontolojik olarak farklılaşan boyutlarına ve biçimlerine ilişkin bir tartışma sunmaktadır. Legibility is described as the possibility of organizing an environment into an imageable and coherent pattern. There are many concepts in the literature that define legible environments: simple, coherent, understandable, perceivable, imageable, etc. All these concepts point to the characteristics deriving from the structure of space. In order to measure spatial legibility through these concepts, a distinction should be made within the dimensions of space.There is a relationship among the methods used in spatial knowledge acquisition, the elements of spatial knowledge, and spatial legibility, as the elements of spatial knowledge refer to the features that provide a space to be legible. On the other hand, spatial knowledge acquisition is related to subjects? cognitive processes. Hence, there is a relationship formed by various combinations of spatial knowledge acquisition, cognitive processes, and spatial legibility. The three elements of spatial knowledge -survey knowledge, route knowledge and landmark knowledge- are defined by the researchers in the related literature several times. Experiments are conducted to measure survey, route, and landmark knowledge. Various dimensions of spatial knowledge have been tried to measure in these experiments through tasks. The strategies used in these tasks vary from one subject to another because of the highly subjective cognitive processes in this step. Survey knowledge, route knowledge and landmark knowledge, on the other hand, are connected to the legibility of space. The landmarks, being salient and differentiated elements of spatial system, ease the readability of space. Whereas landmark knowledge emphasizes three dimensional aspects of space, the knowledge of route and survey forms, through the complexity or simplicity of spatial configuration, a connection between two-dimensional knowledge of space and spatial legibility. Some researchers claim that as people get familiar with space, they conceive landmarks, routes and configuration (survey) respectively. This study aims to discuss the three related concepts (spatial knowledge acquisition, cognitive processes and spatial legibility) and to reveal the points that three concepts intersect.A pattern of spatial layout (or survey knowledge), thus, may contain landmarks in addition to a street network or urban blocks. Yet the basic characteristic is the street network or urban blocks. Two kinds of pattern can be noted: 1. the ideal or orthogonal grid and 2. the organic or deformed grid. The differentiation of a pattern in terms of uniformity / diversity is based on the grid type. Similarly, homogeneity / heterogeneity degree of a spatial pattern is affected by grid type as well. Ideal grid, for instance, can form the highest level of uniformity and homogeneity. On the other hand, inclusion of landmarks to the system can dramatically change the situation. Uniformity / diversity and homogeneity / heterogeneity degrees are directly related to the legibility of a pattern. If the layout is read from a map, adding texts that point to the streets or landmarks of a pattern is another factor that would affect the legibility of the pattern. All these added features like landmarks, texts or colour will provide or enhance hierarchy in the pattern.This study uses three different methodologies to examine legibility in differently configured patterns (varying from ideal grid to organic grid): formal analysis, syntactical analysis, and subjective analysis (experimental case study). Thus, spatial legibility of urban patterns is evaluated through subjective (experiment) and objective measures (formal and syntactical analyses). The results of the study determine a new definition for spatial legibility and present a discussion for ontologically different dimensions and ways to study legibility. 212 |