Karaciğer yer kaplayan lezyonlarında US ve BT'nin tanı değeri

Autor: Akfirat, Murat
Přispěvatelé: Diğer
Jazyk: turečtina
Rok vydání: 1996
Předmět:
Popis: VII. ÖZET 1995 yılı içerisinde F. U. Araştırma ve Uygulama hastanesinin çeşitli klinik ve polikliniklerinde muayeneleri sonucu Anabilim Dalımıza tetkik amacıyla gönderilen 60 olgu, çalışma kapsamına alındı. Çalışmada görüntüleme yöntemlerinden US, BT ve gerektiğinde color doppler incelemeleri yapılarak bulguları değerlendirildi. Lezyonların solid ya da kistik olmaları, boyutları ve bazı solid lezyonların vaskülarizasyon özellikleri göz önüne alındı. Ultrasonografinin, çevreden belirgin internal eko farkı gösteren küçük boyutlu lezyonların saptanrnasındaki yüksek duyarlılığı BT'nin üzerinde olmasına rağmen, lezyonun natürü hakkında yeterli bilgilendirme yapamaması önemli bir handikap olarak değerlendirildi. Tomografinin üstünlüğünün daha ön plana çıktığı lezyonlar ise özellikle tumoral proçesler ve bunların evrelenmesi olmuştur. Primer tümörlerde, her ne kadar doppler US portal ven invazyonunu iyi bir şekilde ortaya koysa da, sonografi yakın satellit nodüllerin bazılarının saptanmasında ve gerçek boyut değerlendirilmesi yapılmasında tomografinin gerisinde kalabilmektedir. Ancak BT'de lezyonların histopatolojik özelliklerini saptamada tam olarak yeterli değildir. Fokal karaciğer lezyonlarmın dupleks ve renkli akım doppler US ile değerlendirilmesi hakkında yapılan çalışmalar, hepatosellüler ca. nın, arter iovenöz shuntlanmaya bağlı geniş basınç farkının neden olduğu karekteristik, yüksek hızlı sinyalleri olduğunu göstermiştir. Renkli doppler ile hepatoma etrafında görülen artmış vaskülarite, anjio ile saptanan tümörü besleyici damarlara tekabül eder. Her iki görüntüleme yönteminin lezyonların değerlen dirilmesinde birbirlerine sağladıkları üstünlüklerin ötesinde tanıda birbirlerini tamamlayan yönleriyle lezyonun natürünü aydınlatmada birlikte kullanılmalarının faydalı olacağı sonucuna varıldı. 50 VIII. SUMMARY We have worked up 60 patients who had examined m outpatients clinics and wards of Fırat University Research Hospital and sent us for radiologic tests, in 1995. We have applied US, CT and if necessary color doppler as an imaging method and evaluated the results. We regarded the lesions by their being either solid or cystic, their sizes and vascularization patterns of some solid ones. Altough ultrasonography has higher sensitivity than CT in detection of small lesions which have different internal echos from the periphery, as it can not give sufficient data about the nature of the lesion, it carries a major disadvantage. The lesions in which CT has a superiority over other methods are neoplasms and gradings of them. Even if doppler US may be helpful to show portal vein invasion of primary tumors, sonography has little value in detection of satellite lesions and their actual sizes when compared to CT. Yet this is not a perfect imaging method in detection of histopathology of the lesions. Studies in evaluating focal liver lesions with duplex and color doppler ultrasound suggest that hepatocellular carcinoma has characteristic high-velocity signals. These signals are associated with large pressure gradients caused by arteriovenous shuntings. Color doppler imaging has demonstrated increased vascularity surrounding and branching with hepatoma which corresponded on angiography to feeding tumor vessels. Beside the superiorities of the two imaging methods to each other in evaluation of the lesions, their usage together is very much important in discovering the nature of the pathology. 51 58
Databáze: OpenAIRE