Popis: |
Şizofreni, halen psikiyatrik bozukluklar içerisinde etki düzeyi ağır olarakgörülen, genellikle genç yaşlarda meydana gelen, genetik ve çevreselfaktörlerin yol açtığı karmaşık bir ruhsal bozukluktur. Bu araştırma,şizofrenili bir bireyin yaşantısına yönelik sosyolojik bir projeksiyon tutmaamacını taşımaktadır. Araştırma, nitel araştırma deseninden olan durumçalışmasından hareketle nitel veri toplama tekniğinin kullanıldığı betimselbir araştırmadır. Araştırma, 46 yaşında, evli ve iki çocuğu olan yetişkin birşizofrenili birey ile durum/vaka çalışması veya örnek olay incelemesişeklinde yapılmıştır. Araştırma, katılımcının yaşamına ilişkin detaylı bilgielde etmek için yarı-yapılandırılmış görüşme tekniği ile katılımcı,katılımcının annesi ve kardeşi ile yüz yüze görüşmelere dayalı üç farklıoturumda gerçekleştirilmiştir. Görüşme verileri ses kayıt cihazı yoluylatoplanmıştır. Araştırma verileri, şizofreninin başlangıç evresine, tanılama vetedavi sürecine, aile ve sosyal yaşamına, intihara ve psiko-sosyal desteğeilişkin 6 farklı kategoride betimsel analize tabi tutularak yorumlanıpsunulmuştur. Araştırmada, çocukluk döneminden itibaren katılımcının uslu,sessiz olduğu, sınırlı sayıda arkadaşı olduğu bulgulanmıştır. Şizofrenininbaşlangıç evresinde katılımcının sanrıları; kendisini duygu, düşünce,davranışsal olarak olumsuz etkileyerek, onun mutsuz, çekingen, sinirliolmasına yol açmıştır. Katılımcı, sosyal çevresinde gerçekleşen birçok şeyizihninde büyüterek, çevresindeki insanların kendisine karşı iyi olmadığınıdüşünerek adım adım yalnızlaşmıştır. Şizofreni tanısından sonra katılımcıve ailesi için kabullenme süreci zor olmuş ve sorunun kendisinden ziyade,çevresindeki insanlardan kaynaklandığı bulgulanmıştır. Tedavi amacıylailaca başlama ve ilaca uyum dönemlerinde katılımcının güçlük yaşadığıtespit edilmiştir. Tanı sonrasında düzelir umuduyla ailesi tarafındankatılımcının evlenmeye teşvik edilerek evlendirildiği tespit edilmiştir. Ancakevlenip çocukları olmasına ve aile bireylerin tüm desteğine rağmenkatılımcı, geniş aile içinde bile yalnızlaşmayı tercih ettiği sonucunaulaşılmıştır. Hatta katılımcının toplumsal yaşam alanı ev ortamında sadecebir oda ile sınırlı kalmıştır. Katılımcı ve ailesi, yetkililerden şizofreniyleyaşama ve mücadele etme konusunda yeteri kadar psiko-sosyal destekalamadığı için oldukça zor koşullarda yaşamlarını sürdürdükleri sonucunaulaşılmıştır. Bu araştırmada, şizofreni olgusuna yönelik araştırmalarınyaygınlaştırılması, şizofrenili birey ve ailelerine yönelik her türlüönyargıdan uzak psiko-sosyal desteklerin sunulması önerilmektedir |