Popis: |
TEZ12374 Tez (Yüksek Lisans) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 2019. Kaynakça (s. 71-76) var. viii, 77 s. ;_29 cm. Biyolojik deliller, yargılamanın her aşamasında en güvenilir sonuçlara ulaşmak için kullanılmaktadır. Bilirkişiler vasıtasıyla pozitif bilime uygun olarak hazırlanan raporlar yargılama süreçlerinin sağlıklı biçimde işleyişi ile yakından ilgilidir. Bilimdeki gelişmelerin sürekli olması hukukun da bu gelişmeleri yakından takip etme zorunluluğunu ortaya çıkarmıştır. Muhakeme hukukunda, maddi gerçeğin ortaya çıkması için gerek olay yerinden gerek insan bedeninden elde edilen biyolojik deliller giderek daha fazla yer almaktadır. Doğaları gereği biyolojik materyaller, her türlü biyolojik varlıktan elde edilebilir. İnsan haysiyetinin korunması açısından, özellikle insan bedeninden elde edilecek delillerin, titizlikle, uluslararası sözleşmelerle ve iç hukuk kurallarıyla belirli kısıtlamalar çerçevesinde elde edilmesi gerekmektedir. Bu çalışmanın amacı, yasa koyucunun ve uygulayıcıların, hem delilin doğasını bozmadan, hem de insan onuruna aykırı hareket etmeden elde etmesi konusunda farkındalık oluşturmak ve düzenlemeler yapılması yönünde öneride bulunmaktır. Bu çalışmada biyolojik delillerin hem Türkiye’de, hem de Kara Avrupası ve Anglo Sakson Hukuk sisteminde ne şekilde elde edildiğini incelemek maksadıyla Yüksek Mahkeme Kararları kullanılmıştır. Mahkeme kararları, iç hukuk ve uluslararası sözleşmeler bağlamında incelenmiştir. Yüksek mahkeme kararlarında biyolojik delillerin elde edilme şekillerindeki hukuka aykırı delil sorunu ve biyolojik delillerin hangi koşullarda kullanılabileceği tartışılmıştır. Ülkemizde taraf olduğumuz uluslararası sözleşmeler kapsamında biyolojik delillerin elde edilmesi açısından iç hukuk kurallarının yetersiz olduğu, ayrıca DNA veri bankalarının oluşturulması gerektiği konusunda sonuca varılmıştır. İç hukukun, Türkiye’nin taraf olduğu sözleşmeler kapsamında düzenlenmesi ve maddi gerçeğin ortaya çıkarılması açısından adli bilimlerden daha fazla faydalanılması gerekliliği bulunmaktadır. Biological evidence is used to achieve the most reliable results at every stage of the trial. Reports prepared by experts in accordance with positive science are closely related to the healthy functioning of the judicial processes. The fact that the developments in science are continuous has led to the necessity of the law to follow these developments closely. In the law of reasoning, the biological evidence obtained both from the crime scene and from the human body for the emergence of material truth is increasingly taking place. By nature, biological materials can be obtained from any biological entity. In order to protect human dignity, especially the evidence to be obtained from the human body must be meticulously obtained within the framework of certain restrictions, both in international conventions and in domestic law. The aim of this study is to raise awareness and propose to make regulations that lawmakers and practitioners obtain biological evidence without disturbing the nature of the evidence and acting against human dignity. This study examines whether biological evidence of both in Turkey and also in continental Europe and the Anglo-Saxon legal system in order to obtain what the Supreme Court decision were used. The court decisions were examined in the context of domestic law and international conventions. In high court decisions, the issue of unlawful evidence in the manner in which biological evidence is obtained and the conditions under which biological evidence can be used are discussed. Within the scope of the international conventions we have signed in our country, it has been concluded that the rules of domestic law are insufficient for obtaining biological evidence and that DNA databases should be established. The internal law, regulation under contracts which Turkey is a party and in terms of uncovering the truth material should be exploited more than forensic science. |