Kan kültürlerinden i̇zole edilen mikroorganizmaların dağılımı ve antimikrobiyal duyarlılıkları

Autor: Şahin, İdris, Çalışkan, Emel, Öztürk, Elif Cihadiye, Yavuz, Mehmet Tevfik, Albayrak, Hilal Türkmen, Karadağ, Gülkan, Altınöz Aytar, Asiye
Přispěvatelé: Tıp Fakültesi
Jazyk: angličtina
Rok vydání: 2013
Předmět:
Popis: Yavuz, Mehmet Tevfik (Balikesir Author)
Purpose: In this study, the distribution of hospitalized patients and antimicrobial susceptibility of microorganisms isolated from blood culture were investigated. Methods: Blood samples sent to our laboratory by taking Bactec 9050 automated blood culture media bottles (Becton Dickinson, USA) were incubated at 35 ° C and under normal atmospheric conditions. Identification of microorganisms was used conventional methods and / or the API identification systems (bioMérieux, Etoile, Fransa). Kirby-Bauer Disk diffusion method and / or was ATB STREP 5, ATB ENTEROC 5 (bioMérieux, Etoile, Fransa) performed for antibiotic susceptibility testing according the criteria of Clinical and Laboratory Standards Institute. Extended-spectrum beta-lactamase (ESBL) production was investigated with disk diffusion screening test in Gram-negative bacteria. Results: A total of 2,807 blood samples sent to our laboratory between July 2009 - 2010. 2,121 (75%) patients of didn't reproductive, 583 (21%) of the cases were positive, 103 (4%) of the contamination was evaluated as an example. The most isolated pathogens, respectively, coagulasenegative staphylococci (CNS) (42.1%), Staphylococcus aureus (22%) and Escherichia coli (13%) were found. 54% KNS strains, 44 % S. aureus strains were resistant to methicillin. E. coli strains of extended-spectrum beta-lactamase (ESBL) prevalence of 14% and 21 % of Klebsiella spp. strains were determined. Imipenem resistance in Pseudomonas aeruginosa strains were identified by 39%. The sensitivity of E. coli strains, 93% of amikacin, piperacillin-tazobactam 95%, the sensitivity of Klebsiella spp. strains, 100% of amikacin, piperacillin-tazobactam 93% were determined. The results of the study were examined by comparing with similar studies. Conclusion: As a result, the distribution of bacteria isolated from blood cultures and antimicrobial susceptibility patterns vary among centers, each center, therefore, thought to be useful in their assessment of the results at regular intervals.
Amaç: Bu çalışmada, yatan hastaların kan kültürü örneklerinden izole edilen mikroorganizmaların dağılımının ve antimikrobiyal duyarlılıklarının araştırılması amaçlanmıştır. Yöntem: Laboratuarımıza Bactec 9050 otomatik kan kültür (Becton Dickinson, USA) besiyeri şişelerine alınarak gönderilen kan örnekleri, normal atmosfer koşullarında, 35°C’de inkübe edilmiştir. Üreyen mikroorganizmaların identifikasyonunda, konvansiyonel yöntemler ve/veya APİ identifikasyon sistemleri(bioMérieux, Etoile, Fransa) kullanılmıştır. Tiplendirme sonrasında mikroorganizmaların antibiyotik duyarlılık testleri, Clinical Laboratory Standards Institute (CLSI)'nin önerilerine göre Kirby-Bauer disk difüzyon yöntemi ve/veya ATB STREP 5, ATB ENTEROC 5 (bioMérieux, Etoile, Fransa) sistemleri ile yapılmıştır. Gram negatif bakterilerde GSBL varlığının saptanmasında, disk difüzyon tarama testi kullanılmıştır. Bulgular: Temmuz 2009-2010 tarihleri arasında, laboratuarımıza toplam 2807 kan örneği gönderilmiştir. Örneklerin 2121 (%75)’inde üreme olmamışken, 583 (%21)’ünde üreme saptanmış, 103 (%4) örnek ise kontaminasyon olarak değerlendirilmiştir. En fazla izole edilen etkenler, sırasıyla koagülaz negatif stafilokok (KNS) (%42,1), Staphylococcus aureus (%22) ve Escherichia coli ( %13) olarak tespit edilmiştir. Kültürlerde izole edilen KNS’lerin % 54’ü, S. aureus’ların ise %44’ü metisiline dirençli olarak bulunmuştur. Escherichia coli suşlarında genişlemiş spektrumlu beta-laktamaz (GSBL) sıklığı %14, Klebsiella spp. suşlarında %21 olarak saptanmışken, Pseudomonas aeruginosa suşlarında %39 oranında imipenem direnci tespit edilmiştir. Sonuç: Kan kültürlerinden izole edilen bakterilerin dağılımı ve antimikrobiyal duyarlılıklarının merkezler arasında değişebildiği, bu nedenle de her merkezin kendi sonuçlarını belli aralıklarla değerlendirmesinin faydalı olacağı düşünülmüştür.
Databáze: OpenAIRE