Divergence between turkish liberals the samples of liberal thinking association and propagation of the free ideas

Autor: Tercan, Canan
Přispěvatelé: Han, Ahmet Kasım
Jazyk: turečtina
Rok vydání: 2021
Předmět:
Popis: Türkiye'de liberaller arası bölünmeyi ele alan bu çalışma, yaklaşık elli yıl arayla kurulan ve benzer süreçleri yaşayan, iki önemli liberal sivil toplum kuruluşunun ayrışmalarını konu edinmektedir. Bu sivil toplum kuruluşları; 1947 yılında Ahmet Emin Yalman ve Ali Fuat Başgil tarafından kurulan Hür Fikirleri Yayma Cemiyeti ve Atilla Yayla ile Mustafa Erdoğan'ın 1992 yılında kuruculuğunu yaptıkları Liberal Düşünce Topluluğu'dur. Ülkede, tek parti yönetimine karşı, 'liberal değerler' üst söylemiyle mücadele veren Hür Fikirleri Yayma Cemiyeti, çok partili hayata geçiş ile birlikte, kimlikler üzerinden 'liberal kavrayış farklılıkların' açığa çıkması sonucunda dağılmıştır. Yalman'ın liberalizme bakışı Batılılaşma, serbest girişim, ilerleme, basın özgürlüğü ve yabancı sermaye gibi unsurlar etrafında şekillenirken, Başgil liberalizmi, daha çok muhafazakâr kesimin, düşünce, din ve ibadet özgürlüğü olarak algılamaktadır. Başgil'in görüşlerindeki baskın muhafazakâr içerik, Yalman tarafından aydınlanma ürünü olan liberal felsefeye tamamen zıttır. Cemiyet, Başgil ve Yalman'ın ortak hedefi olan Demokrat Parti'nin iktidara gelmesinin ardından, liberal öz ile muhafazakâr eğilimler arasındaki sınır noktasında sorun yaşayarak bölünmüştür. Dünyada kabul gören liberalizm kavrayışı ile Türkiye'de algılanan liberalizm pratiğinde açığa çıkan benzer bir paradoks, Liberal Düşünce Topluluğu'nun iki önemli ismi Mustafa Erdoğan ile Atilla Yayla arasında yaşanan fikirsel ayrışmanın da temelini oluşturmuştur. Liberal düşüncenin merkezi olan Batıda, liberalizmin evrensel ilkeleri: bireycilik, özgürlükler, hukukun üstünlüğü, rekabete dayalı piyasa düzeni, demokrasi ve sınırlı devlet gibi sayısını çoğaltabileceğimiz unsurlardır. Bu ilkelerle birlikte, bugün liberalizmden bahsederken salt bir kavram ya da ideolojiden değil, dünya genelinde mutlak kabul gören genel bir siyasi ve uluslararası düzenden bahsetmekteyiz. Türkiye'de ise daha çok liberal fikirlerle muhafazakârlık vii içiçe geçmiş görünmektedir. Türkiye'de "sağ-liberal" geleneği temsil eden Liberal Düşünce Topluluğu (buradaki "sağ" kelimesi, liberal yelpazedeki tercihleri değil, kökenini ifade etmektedir) sağ muhafazakâr çevreden gelip liberal fikirleri temelde kabul eden fakat geçmişte sahip olduğu muhafazakâr refleksleri koruyan bir grubu işaret eder. Liberal Düşünce Topluluğu içinde ağırlıklı olan, Anadolu kökenli, orta-alt sosyo-ekonomik sınıftan beslenen bu damar, topluluğun muhafazakârlar ile kentli, sekülerle dindar arasında bir köprü görevi görebilmesi gibi ülkeye has bir işleve de sahiptir. Ancak Gezi Olayları ile birlikte muhafazakâr iktidar ile modernist milliyetçi kesimler arasında beliren derin fikir ayrılıkları, Liberal Düşünce Topluluğu'nun geçmişteki rolünü sorgulamasına ve nihayetinde topluluğun bölünmesine yol açmıştır. Benzer diyalektiklere sahip Hür Fikirleri Yayma Cemiyeti ile Liberal Düşünce Topluluğu'nu karşılaştırarak Türkiye'de liberalizmin kapsamlı bir fotoğrafını da çekmeye çabalayan bu çalışma, ülkede liberal ilkeleri savunma iddiasında bulunan entelektüel kesimin, egemen ideolojiye mensup; liberal hoşgörü ve otonom birey ilkelerine sahip birer cemiyet üyesi olmaktan çok, siyasi tutum arayışında birer cemaat mensubuna dönüşerek, ideolojilerini salt bir doktrin olmaktan ziyade iktidar ekseninde (yakınlık/karşıtlık) konumlandırmalarını göstermesi bakımından ilginçtir. This thesis compares two non-governmental organizations, Association for Liberal Thinking (ALT) and Society for the Propagation of the Free Ideas (SPFI), who have adopted liberal ideas but dissented with an interval of 50 years. To compare these two historically similar cases allows us to make a dynamic and real analysis of liberalism in Turkey. The concept of liberalism in the Western world which creates modernity, liberal philosophy, liberal ideologies and transfers it to societies like us in the form of "modernization", contain universal principles adopted by the whole world today. The whole international order has shaped on liberal principles. Therefore, when talking about liberalism, we should not ignore that we are talking about common denominators of people, life, political order and international system, which adopted as a common denominator and dominant in the world today, not from ideologies, concepts or structures of philosophy. Liberal debates in Turkey along with the dichotomy within the community of Association for Liberal Thinking should be assessed by taking into account the overall hegemony. ALT is a group of people predominantly from right conservative circles who have met with liberalism thereafter and could not completely get rid of their old habits. With these features, they have served as a bridge between conservatives and urban, secular-modern segments. When there was a clear opposition between the conservative power and modern segments due to the Gezi events, the ALT had difficulty playing this role within itself and was divided into two groups that criticize each other fiercely. When the Democratic Party came to power in 1950, Başgil and Yalman, who founded the SPLT, opposed the Single Party administration, but later they differentiated just like ALT. ix ALT in Turkey represents "right-liberal" tradition. However, the word "right" here expresses the origin, not the preferences in the liberal spectrum. The dissociation in ALT, according to the origin criteria, is not a principled but a right-left conjunctural purification. In 1950, a strong despute on liberalism took place between Yalman and Başgil. The Single Party Period was over, and the multi-party life started. In the struggle of liberalism. Yalman and Başgil lost their common enemy. While Yalman sees liberalism as a necessary element for westernization, free enterprise, progress, freedom of press and foreign capital; Başgil views liberalism as the worship freedom of the conservative segment. However, according to Yalman, Başgil's views were not compatible with the liberal view, which is the product of western philosophy and enlightenment. That's why, measures taken against religion were suitable and appropriate. The separation between Mustafa Erdogan and Atilla Yayla triggered by the Gezi events was a conjunctural rather than a principled one which is related to the attitude towards the government. The dynamics of this decomposition showed that, there is a huge gap between liberalism in the world and liberalism in Turkey.
Databáze: OpenAIRE