1921-1961 yılları arasında Türkiye'de liberalizm

Autor: Karaman, Pınar
Přispěvatelé: Dinçkol, Bihterin, Kamu Hukuku Anabilim Dalı
Jazyk: turečtina
Rok vydání: 2020
Předmět:
Popis: Liberalizm, bireylerin özgürlüğünü temel amaç olarak kabul eden bir ideolojidir. Tarihsel olarak Aydınlanma düşüncesi ile birlikte şekillenmiştir. 17. Yüzyıldan itibaren ise burjuva devrimlerinin ve kabul edilen hak bildirilerinin ortaya çıkışında önemli rol oynamıştır. Siyasi ve ekonomik olmak üzere iki boyutu bulunan bu ideoloji, siyasi yönü ile bireysel özgürlüğün sağlanabilmesi için devlet iktidarının sınırlı olmasını; ekonomik yönü ile de girişim özgürlüğünü ve serbest piyasayı ifade eder. Liberalizm, devlet iktidarını sınırlayabilmek amacıyla, anayasacılık, hukuk devleti, kuvvetler ayrılığı ve insan hakları gibi ilkelerden yararlanır.Osmanlı imparatorluğunda ise gerileme döneminde yapılan ıslahatlar batı örnek alınarak yapıldığı için liberal özellikler taşımaktadır. Özellikle III. Selim döneminden itibaren başlayan bu ıslahatlar genel olarak askeri alanda yapılmış ve ana amacı imparatorluğu eski günlerine döndürmek olmuştur. Liberal fikirlerin en somut olarak görüldüğü dönem ise Tanzimat dönemi olmuştur. İlk anayasa ise 1876 yılında kabul edilen Kanun-ı Esasidir. Bununla birlikte tüm bu yenilikler devletin çöküşüne engel olamamıştır. 1914 yılında patlak veren I. Dünya Savaşı Osmanlı İmparatorluğu’nun sonunu getirmiştir. Devamında yürütülen ulusal bağımsızlık savaşı ise Türkiye Cumhuriyeti’nin doğuşunu sağlamıştır.1921 ile 1929 yılları arasında özellikle ekonomik alanda liberal politikalar görülse de Dünya Ekonomik Bunalımı’nın da etkisiyle bu politikaları sürdürmek mümkün olmamıştır. Bu dönemden itibaren ekonomiye hakim politika devletçilik olmuştur. Yapılan siyasi tartışmalar da devletçiliğin sürekli bir ekonomik sistem mi olacağı yoksa özel sektörün gelişmesinde bir araç olarak geçici bir politika mı olacağı yönünde olmuştur. 1950’li yıllara kadar da yapılan tüm çalışmalara rağmen ulusal bir sanayi kurmak ve ulusal bir burjuvazi oluşturmak mümkün olamamıştır. 1950’li yılların başında görülen liberalleşme dalgası ise yaşanılan ekonomik zorluklar nedeniyle kalıcı olamamıştır.--------------------Liberalism is an ideology that accepts the freedom of individuals as its main goal. It has historically been shaped by Enlightenment thought. Since the 17th century, it has played an important role in the emergence of bourgeois revolutions and accepted rights declarations. This ideology, which has two dimensions, political and economic, expresses the limitation of the state power in order to ensure individual freedom with its political aspect. It expresses the freedom of enterprise and the free market with its economic aspect. Liberalism makes use of principles such as constitutionalism, the rule of law, separation of powers and human rights in order to limit state power.In the Ottoman Empire, the reforms made in the period of decline have liberal characteristics as they were made by taking the western example. These reforms, which started especially from the III. Selim period, were generally carried out in the military field and their main purpose was to return the empire to its old days. Liberal ideas were seen most concretely during the Tanzimat period The first constitution, on the other hand, is the Kanun-I Esasi adopted in 1876. However, all these innovations could not prevent the collapse of the empire. World War I, which broke out in 1914, brought the end of the Ottoman Empire. Continued execution of the national independence war led to the birth of the Republic of Turkey.Although liberal policies were observed between 1921 and 1929, especially in the economic field, it was not possible to continue these policies with the effect of the World Economic Crisis. Since this period, the dominant policy in the economy has been etatism. Political debates have also been about whether statism will be a permanent economic system or a temporary policy as a tool for the development of the private sector. Despite all the efforts made until the 1950s, it was not possible to establish a national industry and to create a national bourgeoisie. The liberalization wave seen in the early 1950s could not be permanent due to the economic difficulties experienced.
Databáze: OpenAIRE