Popis: |
Federico Garcia Lorca's Blood Wedding and Turan Oflazoğlu's Keziban are two plays about blood feuds. Turan Oflazoğlu, one of the important writers of Turkish theater, translated Lorca's Blood Wedding into Turkish. Although the subject of the Keziban play is a local subject, Oflazoğlu was also influenced by Lorca's plays, especially Blood Wedding, while constructing his work. In the plays Blood Wedding and Keziban, the rural community living a life dependent on land/agriculture is chosen as the focus. The play Keziban has some similarities with Lorca's Yerma and The House of Bernarda Alba. In these plays, in which two mothers, one from Spanish society and the other from Turkish society, are sampled, two different typologies of traditional women emerge. While the mother in the Spanish society is more rational, the mother in the Turkish society is more passionate. This difference in the two women is not directly related to racial characteristics, beliefs or geography, but is purely a personal decision and choice. However, although their characters are different, their fates are very similar. In Blood Wedding, the mother's heart bleeds, but her maternal instinct leads her to protect her son. In the Keziban drama, on the other hand, the pressure of maternal instinct makes Keziban forget her grandmotherhood and even her humanity; the pain of her children or the love of her dead children prevent her from protecting her grandson Ali. According to the currentfindings, no special research has been conducted on the similarity or interaction between the play Blood Wedding and Keziban, nor has any relationship been established between the two works in any study. In this study, the similarities and differences between the two works are evaluated with the comparative literature method. Federico Garcia Lorca’nın Kanlı Düğün tiyatrosu ile Turan Oflazoğlu’nun Keziban tiyatrosu kan davalarını konu alan iki oyundur. Lorca’nın Kanlı Düğün tiyatrosunu da Türkçeye çevirenlerden biri, Türk tiyatrosunun önemli yazarlarından Turan Oflazoğlu’dur. Keziban oyununun konusu her ne kadar yerli bir konu olsa da Oflazoğlu’nun eserini kurgularken Kanlı Düğün başta olmak üzere Lorca’nın tiyatrolarından da etkilenmiştir. Kanlı Düğün ve Keziban oyunlarında toprağa/tarıma bağ(ım)lı hayat süren kırsal kesim/toplum odak olarak seçilmiştir. Keziban tiyatrosu az da olsa Lorca’nın Yerma ve Bernardo Alba’nın Evi oyunlarıyla da benzerlik gösterir. Biri İspanyol, diğeri Türk toplumundan iki annenin örneklem alındığı bu oyunlarda iki farklı geleneksel kadın tipolojisi ortaya çıkar. İspanyol toplumundaki Anne daha aklıselim iken Türk toplumundaki anne ise daha ihtiraslıdır. İki kadınındaki bu farklılık, ırkî özelliklerle, inançsal unsurlarla ya da coğrafyayla doğrudan ilgili olmayıp tamamen kişisel karar ve seçimdir. Buna karşın karakterleri farklı olsa da kaderleri çok benzeşmiştir. Kanlı Düğün tiyatrosundaki Anne’nin yüreği kan ağlasa da annelik içgüdüsü, onu oğlunu korumaya yönlendirir. Keziban tiyatrosunda ise annelik içgüdüsü baskısı, Keziban’a babaanneliğini, hatta insaniyetini unutturur; evlatlarının acısı ya da ölü evlatlarının sevgisi, torunu Ali’yi korumasına engel olur. Şu anki tespitlere göre Kanlı Düğün tiyatrosu ile Keziban tiyatrosu arasındaki benzerlik ya da etkileşime ilişkin özel bir araştırma yapılmadığı gibi iki eser arasında herhangi bir çalışmada ilişki de kurulmamıştır. Bu çalışmada her iki eser arasındaki benzerlik ve farklılıklar karşılaştırmalı edebiyat yöntemiyle değerlendirilmiştir. |